Fotoğrafik bir kanıt olmadan ne kadar büyük bir balık yakaladığınızı kanıtlayamazsınız. Ve bu, balıkçılığın başlangıcından beri böyleydi. | TED | من غير دليل مصور، لا يوجد شيء يثبت اصطيادك لسمكة عملاقة وهذا كان هو الحال منذ بداية صيد الأسماك. |
- Çok heyecanlıyım. Patronun izni olmadan bu yayını yapacağına emin misin? | Open Subtitles | أأنتِ متأكدة من أن لا بأس في إذاعته من غير موافقة الرئيس؟ |
Eğer eskiden sorunları olmayan iyi bir adam olduğumu söylesem bana inanır mıydın? | Open Subtitles | هل تصدقيني إذا أخبرتك بأني كنت مرة شاباً لطيفاً من غير مشاكل ؟ |
Biri Kenny hakkında haber yaydıysa bu Pek de onun suçu sayılmaz. | Open Subtitles | من غير المحتمل عيب كيني إذا شخص ما ضِعْ الكلمةَ خارج عليه. |
Hayatınızda hiç uçağa binmemiş olmanızın iyi yanı... her şeyin size... yeni gelmesidir. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الجيد من خوضك كامل حياتك من غير أن تحلق بطائرة .هوإنهكلشيءجديدبالنسبةلك |
Ve seninle temas kurmaya çalışmak benim için çok da uygun olmaz. | Open Subtitles | وسيكون من غير الملائم مطلقا بالنسبة لى, ان احاول عمل اتصال معك |
Tüm yaptığım Tanrı'nın iradesi ve her zaman Tanrı'nın isteği dışında bir düşünceyi kalbime ve aklıma sokmaması için dua ediyorum. | Open Subtitles | ما أقوم به هو إرادة الرب وصلاتي دائما فهو لن يسمح بأن يدخل قلبى أو عقلى أى فكر من غير مشيئته. |
Çünkü ikisini kıyaslarsan Tesla bir nevi akıllara yer etmiş durumda bu sıralar ama gerçekte dünyayı kim değiştirdi? | TED | لأن إذا قارنت بين الإثنين ، تيسلا يملك العقلية المقاربة لأيامنا هذه ، ولكن من غير العالم فعلياَ ؟ |
orada anneniz olmadan yaşamaya... devam etmek bana mantıklı gelmedi. | Open Subtitles | لم اعد استطيع ان اواصل العيش هناك من غير والدتكما |
Gardiyanlar ne seni ne beni iyi bir sebep olmadan sokmazlar. | Open Subtitles | من غير المرجح أن، يتركنا الحراس ليدخل أحدنا دون سبب محدد. |
Laboratuvarlarında ısıtıcı veya araştırmaları için finansman olmadan, hiç dinlenmeden yan yana çalışmışlar. | Open Subtitles | نعمل بلا كلل, معاً من غير الحرارة في مختبراتهم او اخذ بعض بحوثهم |
Güneş olmadan bu gezegende hayat olmazdı büyük ihtimalle. | TED | من غير الشمس، فعلى الأرجح ستنعدم الحياة على وجه الأرض. |
hiç bir ortak arkadaşı olmayan, tamamen farklı beş kişi. | Open Subtitles | خمسة أشخاص مختلفين من غير المعقول وجود صديق مشترك بينهم |
Bazı hekimler, tıp akademisi mezunu olmayan doktorlara karşı gerçekten züppe olabiliyorlar. | TED | إن بعض الأطباء يمكن أن يكونوا متكبرين حقاً على الأطباء من غير الحاصلين على درجة الدكتوراه. |
İlk cinayetin bu derece planlı olması Pek mümkün değil. | Open Subtitles | من غير العادي لجريمة القتل الأولى أن تكون بهذه الفعالية |
İlk önce musluğu kapamazsanız yeri silmenin de suyu pompalamanın da hiçbir anlamı olmaz. | TED | من غير المجدي مسح الأرض، أو رفع الماء إن لم نغلق الصنبور أولًا. |
Böcekler sadece doğada bulunmuyor aynı zamanda ekonomimizde de yer alıyorlar genellikle bizim bilgimiz dışında. | TED | الحشرات ليسوا فقط موجودون في الطبيعة، ولكنهم كذلك يشاركون في إقتصادنا، عادةً من غير أن ندري. |
Ve diğer soru, onların fikrini kim değiştirdi? | TED | والسؤال الآخر، من غير فكرهم؟ |
Dinle beni... ..ortada gırtlağı parçalanarak ölen bir keçi varsa, sebebi köpeğim olamaz. | Open Subtitles | اسمع اذا كان هناك عنزة مقتولة , من غير الممكن أن يكون هو. |
Bu şehirde daha iyi olmak yasa dışı mı acaba? | Open Subtitles | هل من غير القانوني في هذه المدينة أن يتعافى المرء؟ |
Belki de başka bir adamla ormana gitmesi onun için uygun değildir. | Open Subtitles | رُبما من غير اللائِق منها .أن تذهب إلى الغابة مع رجل آخر |
Beni çok belirlgin bir şekilde güldüren, balıklarla ilgili bir şey söylemiştin. | Open Subtitles | قلت شيئاً ما حول الأسماك والتى . قد أضحكتنى من غير شك |
Bak, Holly, parasızlığı yaşam tarzı olarak seçen insanlar bile çocuk yapıyor. | Open Subtitles | إسمعيني ، هوليْ ، الناس ينجبون الأطفال من غير نقود طوال الوقت |
Fazladan bir avuç kurşun almadan olayları lehimize çevirir belki. | Open Subtitles | ربما ستقّلب الأمور في صَالحنا من غير إطلاق النار عليهمّ |