"موارد" - Traduction Arabe en Turc

    • kaynakları
        
    • kaynaklarını
        
    • kaynak
        
    • kaynaklar
        
    • kaynaklarının
        
    • kaynağı
        
    • kaynaklara
        
    • kaynağımız
        
    • kaynaklarına
        
    • kaynaklarımız
        
    • kaynaklarıyla
        
    • kaynakların
        
    • kaynaklarından
        
    • kaynaklarla
        
    • kaynağa
        
    Mikorizal ağlar ile mantarlar kaynakları ve ağaçların arasındaki sinyal veren molekülleri geçebilirler. TED وعبر هذه الشبكات، تستطيع الفطريات أن تمرّر موارد الغذاء وجزيئات الإشارة بين الأشجار
    Ortamı hissedebiliyor. Çevredeki kaynakları bulabiliyor. Böylece kendini idame ettirebiliyor. TED بل يمكنه الشعور ببيئته المحلية والعثور فعلاً على موارد داخل البيئة للحفاظ على نفسه.
    bizler çok ilkeliz, bizler gezegenimizdeki enerji kaynaklarını kontrol edemiyoruz. Open Subtitles نحن بدائيين جدا، فلا نسيطر حتى على موارد طاقة كوكبنا
    Bu prototipler kayda değer kaynak verimliliğinin olduğu bir alana işaret ediyor. TED لذا فهذه النماذج المبدئيّة كانت بمثابة حقل يقدّم موارد ذات كفاءة عالية.
    Bu yüzden, laboratuvarımda, rastgele seçilmiş birçok dünyalar ve bu dünyalardaki kaynaklar için mücadele edecek organizmalarla dolu yüzbinlerce evrim benzetimi gerçekleştirdik. TED لذلك، وفي مختبري أجرينا مئات الألوف من محاكاة ألعاب التطور بإستخدام العديد من عوالم مختارة عشوائيا ومخلوقات تتنافس على موارد هذه العوالم
    Tüm bunlar, Orta Asya'daki petrol kaynaklarının kontrolünü sağlamak için yapıldı. Open Subtitles كل هذا كان بهدف السيطرة على موارد النفط في وسط اسيا
    Ama düşündüğümüz şey, stresli durumlarda, ... ... bu hormonların damlaları sınırlıdır. Mesela, gıda kaynakları sınırlıdır. TED لكن ما نعتقده أنه تحت ظروف الضغوط مُستوى تلك الهرمونات ينخفض على سبيل المثال وجود موارد محدودة للغذاء
    Eğer temelde bu bir kaynak sorunu ise, toplum kaynakları nerede? TED إنها مشكلة موارد أساسية أين المصادر في المجتمع؟
    Benden daha fazla kaynakları vardı. TED لأنه كانت لديهم موارد أكثر مما كان لدي.
    Tipik STK'lar devreye girdiğinde sadece uzmanlıklarını değil, ayrıca ek kaynaklarını da getirirler. TED ما يحدث هو أنه عندما يتعلق الأمر بمنظمة نموذجية غير حكومية، فإنها لا تجلب خبراتها فقط لكنها تجلب أيضاً موارد إضافية.
    Eğer su kaynaklarını temizleyerek virulansı azaltmaya yönelik evrimleşmeye neden olursanız antibiyotik direncinde de evrimsel bir azalma elde etmeniz mümkün olur. TED إذا تمكنت من عمل تقليل تدريجى فى الفعوة عن طريق تطهير موارد المياه, فينبغى أن يحدث تقليل تدريجى فى مقاومة المضاد الحيوى.
    Aynı zamanda Batı toplumlarının kaynaklarını ve şevklerini de yok ediyor. TED و استنزاف ايضا موارد و معنويات المجتمعات الغربية
    Ondan önce Çevre Koruma Ajansı'nın kaynak Yönetimi bölümünde program uzmanıydım. Open Subtitles وقبل ذلك، كنت اختصاصي برامج في قسم إدارة موارد حماية البيئة.
    İnsanlığın kaynak kullanımının ortadan yayıldığını düşünün. TED لذلك تخيل استخدام موارد بشرية تشع من الوسط
    Onlar biyohacker alanları açıyorlardı ve bazıları daha çok yasa ve daha az kaynak ile bizim yaşadığımızdan daha fazla zorlukla karşılaşıyorlardı. TED كانوا يفتحون مساحات البيوهاكر، والبعض منهم كانوا يواجهون تحديات أعظم مما واجهنا، قوانين أكثر و موارد أقل
    Soğuk Savaş sırasında, Sovyetler Birliği, satranç yeteneğini geliştirmek için büyük kaynaklar ayırdı. ve bu, yüzyılın geri kalanında şampiyonluklara hükmetmelerini sağladı TED خلال الحرب الباردة، كرس الاتحاد السوفيتي موارد كبيرة لتنمية مواهب الشطرنج، للسيطرة على البطولات لبقية القرن.
    Hastanelerimizde "sağlık hizmeti kaynaklarının yaş-bazlı tahsisi" olarak anılan açık bir kural vardır. TED مستشفياتنا لديها سياسة واضحة تسمى تخصيص موارد الرعاية الصحية اعتمادا على العمر.
    Yani başka birçok kullanıcıyı bağlamak için ne kaynağı, ne de teşviği var. TED لذلك ليس لديها موارد ، ولا حوافز ، للوصول الى العديد من المستخدمين الآخرين.
    Rezervaur ve su tesislerine konuşlandırılmış olan kaynaklara ihtiyacımız var. Open Subtitles نحن بحاجة إلى موارد نشرهم في الخزانات ومراكز معالجة المياه.
    Adam : Son destekleyen kişi bizim yeteri kadar alternatif yenilenebilir enerji kaynağımız olmadığını söyledi. TED رجل: الشخص الأخير المؤيد قدم فرضية بأنه ليس لدينا ما يكفي من موارد الطاقة المتجددة البديلة.
    Yani durum öyle ki yazıya sahip toplumlar olmamıza rağmen, geçmişi bilmiyoruz çünkü geçmişin kaynaklarına inanmıyorlar. TED إذن لديك وضعية حيث لا يعرف الناس الماضي، بالرغم من أننا نعيش في مجتمعات متعلمة، لأنهم لا يثقون في موارد الماضي.
    Şu and 174 ülkede kaynaklarımız gençlerin bu evrensel ateşkeste ileri rol alması için çalışıyorlar. TED لدينا موارد في الوقت الراهن في 174 بلدا في محاولة لجعل الشباب القوة الدافعة وراء رؤية تلك الهدنة العالمية.
    Evin gizli yerlerine şirket kaynaklarıyla bubi tuzağı kurdum. Open Subtitles لقد جهزت المنزل بهذه الاشياء من موارد الشركة
    bütün bu görev cidden askeri kaynakların çarçur edilmesi demek Open Subtitles هذه المهمّة الكاملة و التى هى خطيره و مبهمه لشيء قيم و موارد عسكريّة ثمينه نعم..
    ReadyFace teknisyenimizin bilinçsiz zihinsel kaynaklarından faydalanıyor. Open Subtitles جهاز ريدي فيس يقوم بدمج موارد الموظف التقني العقلية الغير واعية
    Şimdi neyse ki, dünyanın en iyi bazı malzeme bilimcileri kömürü, sürdürülebilir kaynaklarla değiştirmek için araştırma yapıyorlar. Mesela şunun gibi, ve bu hem harika hem de cok onemli. TED الآن لحسن الحظ، بعض أفضل علماء المواد في العالم يبحثون عن بدائل للفحم مع موارد مستدامة مثل تلك، و هذا رائع وجوهري
    Fakat bu ürünler tekrar doğal kaynağa dönüşemez. TED ولكن هذه المنتجات لا يمكن أبداً أن تصبح موارد طبيعية مجدداً.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus