"هدد" - Traduction Arabe en Turc

• tehdit etti
• tehdit etmiş
• tehdit ediyor
• tehdit etmişti
• tehdit ettiler
• tehdit ediyordu
• tehdit ettiğini
• tehdidinde
• tehdit etmiştir
• tehdidi
• i tehdit
• tehdit mi
• tehditler savurdu
• tehditlerde bulunmuş
• vermekle

Arkadaşlarının adını vermediği takdirde onu ihbar etmekle tehdit etti.
هدد بالإبلاغ عنها إذا لم تقر له عن أسماء أصدقائها

Yoksa senin dolandırıcılıkla para aklama yaptığını söylemekle mi tehdit etti?
أم أنه هدد بفضح عملية غسيل الأموال الخاصة بك؟ غسيل الأموال؟

Bir vaazı sırasında, beyaz erkeklerden oluşan bir topluluk onu, konuşma yaptığı çadırı ateşe vermekle tehdit etti.
في إحدى عظاتها هدد حشد من البيض المتعصبين بإشعال النيران في خيمتها التي كانت تتحدث فيها.

...sonra kötü bir canavar saçını kesmekle tehdit etmiş vebuprensesiçok sinirlendirmiş.
ثم هدد وحش شرير بقص شعرها ما جعل الأميرة غاضبة جدا

Lockhart, bebeğin aslında kendisinden olduğunu Solloway'e söylemekle tehdit ediyor.
لوكهارت هدد بأن يخبر سولواي بأن الطفل في الحقيقه طفله

Benden hoşlanmazdı. Beni, herkesin ortasında öldürmekle tehdit etti.
لم يكن يحبني ، لقد هدد بقتلي في مكان عام

Öldürdüğüm kızın babası, dün gece beni öldürmekle tehdit etti.
ان والد الفتاة التي قتلتها هدد بقتلي بالامس

Terell, basına annemi açıklamakla tehdit etti.
ثم أن تيريل هدد بالذهاب الى العامة بخصوص والدتي

Aman Allah'ım, evet! Hepimizi dans etmekle tehdit etti.
ياربى,هذا صحيح لقد هدد بأن يرقص معنا جميعا

Yıllar önce kocanız, bu dünyada beni seven tek kişiyi tehdit etti.
قبل سنوات زوجك هدد الشخص الوحيد في العالم الذي اعتنى بي

Sadece bu değil, bugün bir gangster beni ölümle tehdit etti.
هذا ليس ليذكر حتى رئيس عصابة هدد بقتلى اليوم.

Birileri-- sanırım Obregonlar-- David'i tehdit etti.
شخص ما أعتقد إنه كان من الأوبريجونز هدد ديفيد

Çok güzeldi. Yargıç beni asmakla tehdit etti.
كان أمراً جميلاً حتى أن القاضي هدد بشنقي

Yasemin'in başka birine aşık olduğunu duydu, o zaman babasını tehdit etti, ve Yasemin'i alıp krallığına götürdü ve onu haremine kapattı.
لقد سمع أن ياسمين تحب غيره لذا فقد هدد والداها وأخذ يا سمين الى مملكته

Onlardan herhangi biri Charles Baskerville'i tehdit etmiş olabilir mi?
هل تظن بان اي منهم قد هدد باسكرفيل يوما ما?

Ona ödeme yapmazsam mektubu nişanlıma göndermekle tehdit ediyor.
نعم و قد هدد أنه سيرسله إلى خطيبي إذا لم أرسل له أموال كثيرة

Gençken, annesi ve üvey babası içerdeyken evi yakmakla tehdit etmişti.
يذكر في شبابه انهاً هدد والدته و زوجها بحرق المنزل عليهم

Teröristler, gazın geri kalanını serbest bırakmakla tehdit ettiler.
لقد هدد الارهابيون بإطلاق بقية ما لديهم من غاز

Yeni ailesini bir arada tutmak için çabalıyordu— ancak köleliğin kaldırılmasındaki yavaş süreç bu umudunu tehdit ediyordu.
حاولت باستماتة إبقاء عائلتها الجديدة معًا ولكن بطء تحرير العبيد هدد أملها.

Eğer eski bir komünistin manyak bir oğlunun bütün herkesi rehin alıp, öldürmekle tehdit ettiğini söylersen herkesi kurtarabiliriz.
لو قلت: إبن المجنون الشيوعي هدد بنسف الجميع بقنبلة يدوية

Kocanız hiç, her hangi bir zamanda, intihar tehdidinde bulunmuş muydu?
في أي وقتٍ مضى ، هل سبق أن هدد زوجكِ بالإنتحار ؟

Belki Graham'i tehdit etmiştir.
غراهام وأستاذه ربما هدد غراهام

Elçiyi herhangi bir şet tehdit ederse ne olursa olsun baş melek gelip bu tehdidi yok eder.
, لو هدد النبي أيّ شئ , أيّ شئ على الاطلاق فأحد الملائكة الأشداء سيدمر هذا التهديد

Sen ya da ailenden biri tehdit mi ediliyor, Talmadge?
هل كنت أو عائلتك هدد إذا لم يحافظوا على هذا السر، تالمادج؟

Hüküm duruşmasında, çıktığında avukatını öldüreceğine dair tehditler savurdu.
في جلسة النطق بالحكم ، هدد بقتل محاميه فور خروجه

Collier'a karşı tehditlerde bulunmuş. İki tanık, şüpheliler sırasından onu seçmiş.
لقد هدد " كولير " و هناك شاهدان عليه