| Burası birkaç dakika önce insanlarla doluydu ve şimdi kimse yok. | Open Subtitles | هذا المكان كان مكتظاً بالناس منذ دقائق والآن لا يوجد أحد |
| Burası asla Delmonico'nun yeri gibi olmaz, ama sabunu kullanırsan yiyeceklerin lezzeti artar. | Open Subtitles | هذا المكان لن يكون مبهجا ولكن الطعام سيكون اكثر لذة اذا استعملت الصابون |
| bu yüzden Burayı seçtim. Ne kadar uzun boylusun. Süper. | Open Subtitles | لهذا السبب بالضبط اخترت هذا المكان تبدو في خير حال |
| Sen Memphis'te hukuk okudun. Burayı ne zaman idare ettin ki? | Open Subtitles | لقد تدربت على القانون فى ممفيس متى أدرت هذا المكان ؟ |
| Hayatınızın sonuna kadar bu kodeste yaşayacaksınız çünkü buradan kurtulmanın tek yolu ölümdür. | Open Subtitles | هذا المكان لن يوقع ورقة حتى وفاتكم لأن الموت هو طريقة الخروج الوحيدة |
| Ama önce, neden bu kadar cahiliz ona bir bakalım. Hepsi burada başlıyor. | TED | لكن أولاً، لنرى لماذا نحن هكذا جاهلون، وكل شيء بدأ في هذا المكان. |
| Ve çok güzel bir yer görduüm. buraya tekrar geleceğimi biliyordum. | TED | ولقد رأيت هذا المكان الجميل. عرفت أنني أرغب في العودة مجدداً. |
| bu sana yeter de artar bile. Peki Buranın bana maliyeti ne olacak? | Open Subtitles | يمكنك العيش به بقية حياتك كم المبلغ الذي سأدفعه مقابل هذا المكان ؟ |
| Duvar kağıtları kaplanıp birkaç da duvar yıkılırsa Burası yaşanacak hale gelebilir. | Open Subtitles | بمجرد تغيير ورق الحائط وتوسيع الغرف سيصبح العيش ممكنا في هذا المكان. |
| En iyi bakımı göreceği yer Burası. burada onun sağlığından bahsediyoruz. Evet. | Open Subtitles | إضافةً إلى أن هذا المكان يستطيع أن يوفر له أفضل رعاية ممكنة |
| Burası çok güzel biryer, ama bilmediğim yerlerde olmak zor. | Open Subtitles | هذا المكان لطيف جدا لكن ليس من السهل الخروج منه |
| Tamamdır, Burası olabilir. Büyük bir reklam yapmalarına bile gerek yokmuş. | Open Subtitles | هذا المكان يجب أن يكون مثيراً فهم ليسوا بحاجة لإعلان كبير |
| Burası senin vizyonun, ama Burayı hepimiz yaptık ve Burası hepimize ait. | Open Subtitles | كان هذا حلمك .. لكننا جميعاً بنينا هذا المكان وهو ملكنا كلنا |
| Söylediğim gibi Burası çok büyüktür. Yüzlerce kattan herhangi birinde olabilir. | Open Subtitles | أخبرتك أن هذا المكان ضخم ربما يكون بطابق من مئات الطوابق |
| Sen Memphis'te hukuk okudun. Burayı ne zaman idare ettin ki? | Open Subtitles | لقد تدربت على القانون فى ممفيس متى أدرت هذا المكان ؟ |
| Ve bir de... Burayı bir okul haline getirmek istiyorum. | Open Subtitles | أوتَعلم ماذا ؟ أريد أن أصنع مدرسة من هذا المكان |
| Size dünyanın parasını verdik, şimdi onu bulun yoksa Burayı kapattırırım. | Open Subtitles | أعطيناكم الكثير من المال، الآن إبحثوا عنه وإلا سأغلق هذا المكان |
| Eğer buradan gidebilirsen, bunu yanına al. Buradaki gerçekleri açıklıyor. | Open Subtitles | إذا كنت راحلاَ خذ هذه إنه كتاب حقيقة هذا المكان |
| Dinleyin! Sizler hapishanenin buradan daha iyi bir yer olduğunu söylediniz. | Open Subtitles | أوه , أنتم يارفاق قلتم أن السجن أفضل من هذا المكان |
| - Ne olursa olsun burada kalmanın senin için güvenli olduğunu düşünmüyorum. | Open Subtitles | فقط مهما حدث أنا لا أظن أن هذا المكان آمن لبقائك فيه |
| Sen dünyayı görmek için yaratılmışsın, buraya, bu hayata tıkılıp kalamazsın. | Open Subtitles | انت تستحقين العالم الواسع روز و ليس هذا المكان انا ؟ |
| Şimdi, Buranın gerçekten başlamak için iyi bir yer olduğuna inanıyorum. | Open Subtitles | و الآن أعتقد حقاً بأن هذا المكان جيد للبدء في البحث |
| Yeni bir şehre geliyorsunuz ve beyniniz bu yeni yerin anlamını kavramaya çalışıyor. | TED | وصلت إلى مدينة جديدة، وعقلك يحاول أن يكوّن فكرة عن هذا المكان الجديد |
| O iğrenç yerde otuz yıl. Düşüncesi bile beni öldürüyor. | Open Subtitles | ثلاثون سنة في هذا المكان المريع، أشمئز من مجرد التفكير |