bunu bir çok farklı şekilde gördünüz,... ...ama belki de bunu hiç görmediniz. | TED | لقد رأيتم هذا في أشكال مختلفة ، ولكن ربما لم تروا هذا الشكل |
Yazılım bunu çok görünür bir biçimde yaptı, çünkü yazılım ölçülebilir. Fakat asıl olan bunun web'in tümünde gerçekleştiği. | TED | أنجزت البرمجيات هذا بطريقة كانت واضحة، لأنها قابلة للقياس. لكن الشئ الملاحظ أن هذا في الواقع يحدث عبر الويب |
Bebeğim, böyle bir şeyi ormanda daha önce yemiş olamazsın. | Open Subtitles | صغيرتي ، أنتِ لم تأكلين مثل الطعام هذا في الغابة |
Eğer sizin içinde uygunsa, Buna daha sonra devam edebiliriz. | Open Subtitles | لذلك لا بأس عليك ، سنكمل هذا في تاريخٍ لاحق |
Siz bütün bunları savcılıkta hukuki bir ünvanınız olmadan mı yapıyorsunuz? | Open Subtitles | تعملين كل هذا في مكتب المحامي العام بدون شهادة في القانون؟ |
burası Kalp Enstitüsü. Herhangi bir yerden doktorlar giriş yapabilirler. | TED | هذا في مركز القلب. الأطباء من أي مكان سيستطيعون الدخول |
bunu küçük kafana sok çünkü kafan fazla büyük değil. | Open Subtitles | ضع هذا في رأسك الصغير، لأن رأسك ليس كبيرا جدا |
Suçla mücadelenin barbar bir metodu olarak bunu da araştırmama eklemeye karar verdim. | Open Subtitles | قررت لتر لتضمين هذا في دراستي لأنه يصور أسلوب الهمجي التعامل مع الجنائية. |
Suratına boya süreceksen... bunu derse girmeden önce bitir. Anladın mı? Kaldır şimdi. | Open Subtitles | إذا أردت التزين ففعلي هذا في المنزل قبل دخولك إلى صفي هل تفهمين |
Bekle, Ustanın astımı vardı. Ve aşçı bunu tedavi etmek için kullandı onu. | Open Subtitles | انتظر , المعلم كان عنده ربو و الطاهي كان يستخدم هذا في معالجته |
Ben bunu COPS'da gördüm. Tahtaya vur ve geri vursunlar. | Open Subtitles | رأيت هذا في مسلسل الشرطه , انحني واركلهم من الخلف |
Dürüst olmak gerekirse, böyle bir şeyi hayatım boyunca görebileceğimi sanmıyordum. | Open Subtitles | صراحة لم أكن أتوقع أن أرى شيئا مثل هذا في حياتي |
- Sinema tarinde hiç böyle bir şey yaşandı mı? | Open Subtitles | هل حدث هذا في تاريخ السينما ؟ كلا لكن .. |
O zaman şirketi satmıyoruz en azından şimdilik ve böyle bir fiyata değil. | Open Subtitles | الشركة نبيع لن نحن ،إذاً السعر وبذلك الوقت هذا في ليس الأقل على |
Buna gama ışınlarının da olduğu tüm elektromanyetik spektrum bağlamında bakalım. | TED | اذا لننظر الى هذا في السياق من كل الطيف الكهرومغنطيسي حيث لدينا اشعة غاما |
Buna şu anda internet; kendiniz de kontrol edebilirsiniz. | TED | هذا في الحقيقة موجود مباشرة على الويب الآن؛ يمكنكم تصفح الإنترنت ورؤيته |
Nick, eğer bana bir şey olursa, başka birinin bunları bilmesi gerçekten önemli. | Open Subtitles | نيك، من المهم ان يعرف شخص اخر هذا في حالة حدوث شيء لي. |
Burada, özür dilemem gerekiyor, çünkü birazdan bunları her yerde görmeye başlayacaksınz. | TED | في هذه المرحلة، يجب علي أن أعتذر، لأنكم ستبدأون برؤية هذا في كل مكان. |
Daha önce bunun gibi bir Batı Tarafı cemiyeti topluluğu gördün mü? | Open Subtitles | هل سبق لك رؤية لقاءٍ إجتماعيٍّ مثل هذا في الجانب الغربي ؟ |
bunun ingilizcede ne anlama geldiğini bile bilmiyorum. Ne anlama geliyor? | Open Subtitles | لا أعرف ما يعني هذا في اللغة الإنجليزية ما معنى ذلك؟ |
Pek yardımcı olmadılar. burası merkeze giden yolun üzerindeydi. Geleyim dedim ben de. | Open Subtitles | لم يكونوا متعاونين، وكان هذا في طريق عودتي إلى المركز، ففكّرتُ أن أشارككِ |