Bunu söylemek istemiyorum ama ben olsam bu güzel kıyafetlerle mahallede dolaşmazdım. | Open Subtitles | أكره ان اقول هذا لكن لن أتجول في الحي بهذه الأزياء الجميلة |
Bazı kadınlar buna kanabilir ama ben değil. | Open Subtitles | انظرن,بعض النساء سوف يقعن من أجل هذا, لكن ليس أنا. |
Bu görev için size madalya verilemeyecek fakat başka bir takım yararları olacak. | Open Subtitles | أنت لن تحصل على وسام على هذا لكن سيكون هناك منافع اخرى ملموسة |
Nasıl kontrol altına alacağını bilmiyorum, fakat bu, bir kanser. | Open Subtitles | لا أعرف كيف ستتعامل مع هذا لكن هذا، هذا سرطان |
Olabilir ama şu sıra... kızın öldüğü sıra beni biraz endişelendirdi. | Open Subtitles | قد تكون مجرد صدفة قد يكون هذا لكن ذلك المقعد المقعد الذي ماتت فيه يزعجني قليلاً |
-Bekliyorum. ama şu anda gerçekten gitmem lazım. | Open Subtitles | أتطلع إلى هذا لكن الآن لدي بعض الأمور العاجلة |
Üzgünüm, ama bunu sana sormak zorundayım, ...ondan sonra nereye gittin? | Open Subtitles | آسفة علي أن أسئلك هذا لكن أين ذهبت بعد ذلك ؟ |
İnan bana biliyorum. ama bunu değiştirebilirsin. | Open Subtitles | صدّقيني، إنني أعرف هذا لكن يمكنكِ تغيير هذا |
Hayır, hayır. Kimse öyle bir şey demiyor. ama ben kesin sesli düşünüyorum. | Open Subtitles | لا, لا, لم يقل أحد هذا لكن ربما أني فكرت في هذا بصوت مرتفع |
Bunu al, ama ben sana söyleyene kadar hiçbir şeye ateş etme, tamam mı? | Open Subtitles | خذ هذا , لكن لاتطلق النار علي اي شي حتي اخبرك بذلك |
Sağ yarıküreyi alabiliriz ama ben pek... | Open Subtitles | نسبة الى ظاهرة انقسام فصي المخ يمكننا اصلاح هذا .. لكن |
Biliyor musun bilmiyorum ama ben senden birkaç yaş daha yaşlıyım. | Open Subtitles | حسنا , لا اعلم اذا كنت تعرفين هذا لكن , مم , أنا اكبر منك بقليل |
Bunu söyleyeceğimi hiç düşünmemiştim ama ben sadece bir insanım Bo. | Open Subtitles | اتعلمين , لم افكر على الاطلاق اني ساقول هذا لكن انا مجرد بشرية ,بو |
Bunu söyleyeceğime gerçekten inanmazdım, fakat... şarkı söylemeni konuşmana tercih ederim. | Open Subtitles | لا أصدق أني سأقول هذا, لكن أنا أفضل الغناء عن الحديث |
Bunu duyduğuma üzüldüm fakat sizden daha geriye gitmenizi rica edeceğim. | Open Subtitles | حسناً , اسف لسماع هذا لكن على ان اطلب منكم العوده |
Böyle bir çiftçi değil, fakat bu bayanda olduğu gibi. | TED | لكن ليس فلاح مثل هذا. لكن مثل هذه السيدة. |
Anlamanın sizler için zor olduğunu biliyorum ama şu an mutlu, mütevazı bir hayat yaşıyorum ve böylesi hoşuma gidiyor. | Open Subtitles | أعلم يصعب عليكم تفهم هذا لكن الآن ، لديّ حياة هادئة بسيطة ، ولا أريد تغييرها |
Bunu söylemekten nefret ediyorum ama şu noktada bizi hayatta tutabilecek tek kişi Joey olabilir. | Open Subtitles | أكره قول هذا لكن في هذة النقطة جوي يمكن ان يكون الوحيد الذي يبقينا أحياء |
Riley'in bundan mutlu olmadığını biliyorum, ama şu noktada şeyimde bile değil, tamam mı? | Open Subtitles | أعلم أنها ليست سعيده بشأن هذا , لكن في الوقت الحالي لا أكترث لأمرها , حسناُ ؟ |
Bunun için kendini suçlayıp durduğunu biliyorum ama bunu yapamazsın. | Open Subtitles | أعلم أنك تلوم نفسك على هذا لكن لا يمكنك عمل هذا |
Bunu iptal etmek istemiyorum ama bunu da edemem. | Open Subtitles | لا أريد نقل هذا لكن لا أستطيع نقله أيضاً |
Pekala, nasıl göründüğünü biliyorum ama bunu son derece mantıklı bir açıklaması var | Open Subtitles | أعلم كيف يبدو هذا لكن هناك تفسيرٌ منطقيٌ تماما |