| Hala sana göz kulak olmak isteyen birisi var sanırım. | Open Subtitles | على ما يبدوا ان هناك شخص مازال يريد الاعتناء بكى. |
| Bizi bilen birisi var, oturduğun yeri buluştuğumuz zamanı bilen biri. | Open Subtitles | هناك شخص يعرف كل شئ عنا يعرف اين انت وعندما التقينا |
| Tüm bunlardan geriye hayatta kalan tek bir kişi var. | Open Subtitles | هناك شخص واحد فقط الذي يبدو انه على قيد الحياة |
| Ve aranızda bir kişi var ki fedakarlığı fark edilmeme tehlikesi altında. | Open Subtitles | وأشعر بأن هناك شخص بينكم من الخطر أن يمر كرمه مرور الكرام |
| Ceset bulunmadan hemen önce nerede olduğunuzu kanıtlayacak birileri var mıdır? | Open Subtitles | , أكان هناك شخص قد يعلم مكانك قبل إكتشاف الجثة ؟ |
| Her gece buraya gelen bir adam var ve bir kaç saatini onunla harcıyor. | Open Subtitles | هناك شخص كان يأتي إلى هنا كل ليلة ويقضي عدة ساعات معها |
| Böyle bir şeyi yapabilecek bir kişi vardır. o da sensin | Open Subtitles | هناك شخص وحيد قادر على القيام بذلك وذلك الشخص هو أنت. |
| MS: Şimdi, teşvikten yana birisi var mı bakalım, bunun denemeye değer olduğunu düşünen biri, | TED | مايكل: الآن، لنرى اذا كان هناك شخص مؤيد، يعتقد أن الأمر يستحق التجربة. |
| Eller yukarıya: Dinleyiciler arasında sıtmaya yakalanmış birisi var mı? | TED | هل هناك شخص هنا يودّ أن يصاب بمرض الملاريا؟ |
| Soruşturmanın dürüstçe yönetilmesini sağlayan birisi var. | Open Subtitles | هناك شخص يرى بأن التحقيق جرى بشكل غير صحيح |
| Senin evinde istediğim birisi var. Tisa yeniden özgür. | Open Subtitles | هناك شخص أريده في منزلك، تيسا، إنها مُتاحة مجدّدا |
| Orda birisi var. Nefesini duyabiliyorum. | Open Subtitles | أعتقد بأن هناك شخص ما ، أستطيع سماع أنفاسك |
| Yaşam tecrübelerimizden oluşan tüm her şeye sahip bir kişi var. | TED | فقد يكون هناك شخص يمتلك كل ما يكوِّن الخبرات الحياتية |
| Tüm bunların eşleştiği sadece bir kişi var. | TED | هناك شخص واحد بالضبط سينطبق عليه كل هذا. |
| - Macgregor benden korkmaz, değil mi? Dünyada onu korkutacak yalnızca bir kişi var. | Open Subtitles | هناك شخص واحد فقط في هذا العالم يخاف منه |
| Albay, çalılıklarda birileri var ve dışarı çıkmıyorlar. | Open Subtitles | كولونيل هناك شخص في الادغال ويرفض الخروج |
| Pekala, afrikadomuzuna çevirmekten mutluluk duyacağım bir adam var. | Open Subtitles | حسنا، هناك شخص واحد أحب أن يتحول إلى خنزير ثؤلول. |
| Şey, anladığım kadarıyla, bunu yapabilecek bir kişi varda, o da sensin. | Open Subtitles | حسناً، مما عرفته إن كان هناك شخص يستطيع فعل هذا، فهو أنتِ |
| Nereden Tang alabileceğimi bilen biri varsa o da sen olmalısın. | Open Subtitles | إن كان هناك شخص يعرف كيف أحصل على تانج فهو أنت |
| Tracy, bu konuda sana yardım edebilecek kimse yok mu? | Open Subtitles | الزبائن تريسي، هل هناك شخص ما أنتي يمكنكي أَنْ تَتصِلي به للمساعدةِ في هذا؟ |
| Şansım var ki, hala beni eve bırakabilecek bir insan vardı. | Open Subtitles | لحسن الحظ .. مازال هناك شخص واحد استطيع مكالمته ليقلني للبيت |
| O koridorda biri vardı ve kokusunu alabiliyordum. | Open Subtitles | كان هناك شخص ما في هذا الرواق. أنا يمكن أن أشم رائحتة. |
| - Bana 50,000 borcu olan biri var. - Olabilir. Peki. | Open Subtitles | هناك شخص مدين لى ب 50 يمكننا أن نحضرها منه الان |
| Sana odada başka birinin olduğunu söyledim... ama beni cezalandırdın! | Open Subtitles | أخبرتك أنه كان هناك شخص ما في الغرفة وأنت عاقبتني |
| O seçimi yapan insanlardan burada, aramızda olan kimse var mı? | Open Subtitles | هل هناك شخص ما هنا، قام بعملية الإختيار؟ |