O bastırılmış hisler daha sonra Gölge Adam'a dönüştü ve babam kontrolden çıktı. Sonuç olarak taşkınlığını bana gösterdi. | TED | هذه المشاعر التي جرى قمعُها أصبحت رجل ظلٍ فيما بعد، وأصبح خارجًا عن السيطرة، أخيرًا أطلق تيار مكبوتاته عليّ. |
Dinlenmek için kliniğe gitti ve o günden beri mahkum gibi yaşıyor. | Open Subtitles | ذهب إلى المعهد للراحة ، وأصبح منذ ذلك الحين سجيناً إفتراضياً هناك |
Benim için daha 10 dakikadır çalışıyor ve şimdiden başkan olmak istiyor. | Open Subtitles | لقد بدأ عمله منذ عشر دقائق وأصبح يريد أن يكون ملك النفط |
İnanılmaz bir şekilde, bu adam gençliğinde bir köle gemisinin kaptanı olarak onlarca yıl geçirmişti, sonrasında kölelikte yatırımcı olarak zengin olmuştu. | TED | وعلى نحو مدهش، قضى هذا الرجل عقودا من شبابه كقبطان سفينة عبيد وثم كمستثمر في العبيد، وأصبح غنيا عن طريق ذلك. |
Altı sene önce sanırım, Bill Microsft'dan vakit ayırdı ve kuruluşta tam zamanlı çalışmaya başladı. | TED | وأصبح يعمل بدوام كامل. لابد أن الأمر كان صعبا، التعود عليه. أليس كذلك؟ |
Maxie pek çok dövüşçüyü eğitti ve çok ünlü biri oldu. | Open Subtitles | قام ماكسى بتدريب الكثير من المقاتلين العظماء وأصبح ذا شهرة واسعة |
Maxie pek çok dövüşçüyü eğitti ve çok ünlü biri oldu. | Open Subtitles | قام ماكسى بتدريب الكثير من المقاتلين العظماء وأصبح ذا شهرة واسعة |
Onu kaybettik, sahip olduğumuz tek çocuğumuzdu ve artık çok geç. | Open Subtitles | لقد اضعناه ، هو الطفل الوحيد لنا وأصبح الوقت متاخراً جداً |
Görgü tanığı olmadığı için dava düşmüş ve faili meçhul kalmış. | Open Subtitles | لم يكن هناك شهود، وأصبح الأثر فاتراً، ولمْ يحلّوا القضيّة أبداً. |
Bir web sitesi var ve şehrin her yerine ilanlar asıyor. | Open Subtitles | وأصبح لديه موقع إلكتروني، ويقوم بتوزيع المنشورات في كل أنحاء المدينة |
Hastane faturaları yığıldığında ve tedavi çok pahalı olduğunda, beni aradı. | Open Subtitles | عندما بدأت فواتيرها الطبية تتراكم وأصبح العلاج مكلفا للغاية، أتصلت بي |
ve bana karşı mesafeli davranıyor. Eskiden olduğu gibi problemlerini benimle paylaşmıyor. | Open Subtitles | وأصبح متبلد إتجاهي إنه لا يشارك مشاكله معي كما كان يفعل بالسابق |
Sonra aşağıya doğru baktı ve ağzından bunlar çıktı. "Islandım!" | Open Subtitles | نظر إلى الأسفل وأصبح مثل .. اوه .. بنطالي رطب |
Bana beysbol öğrettiğinde, en iyi arkadaşım olmuştu. | Open Subtitles | عندما علمنى كيف ألعب البيسبول وأصبح أفضل صديق لى |
Ama o başarılı olmuştu. Yani o yüzden Başkan oldu ve sözü hâlâ aklımızda. | Open Subtitles | ولكن نعم, نجح, أعني لهذا نعرف الإقتباس وأصبح رئيساً |
On dört yaşında vaiz olarak çalışmaya başladı. | TED | والتحق وهو في الرابعة عشرة بالكنيسة وأصبح قسيساً بها. |
Carl çok içiyordu, iyice küfürbaz olmuştu- fiziksel olarak ta. | Open Subtitles | كارل كان يفرط في الشرب كثيراً وأصبح بذيئاً لا .. |
13,8 milyar yıllık kozmik geçmişin ardından evrenimiz uyandı ve kendi farkına vardı. | TED | بعد 13,8 مليار سنة من تاريخ الكون، استيقظ كوننا وأصبح مدركًا لذاته. |
ve Ulus Markalar Endeksi yıllar içinde çok çok büyük bir veritabanı haline geldi. | TED | ومؤشر العلامة التجارية للبلد على امتداد السنوات ازداد حجمًا وأصبح قاعدة بيانات كبيرة جدًا. |