"وضعه" - Traduction Arabe en Turc

    • koy
        
    • koymuş
        
    • koydu
        
    • Durumu
        
    • koymak
        
    • koyduğunu
        
    • koyun
        
    • takmak
        
    • koyduğu
        
    • koymuştur
        
    • yerleştirdiği
        
    • ın
        
    • onun
        
    • koyalım
        
    • yerleştirmiş
        
    Şimdi kapıyı aç, sandalyeyi kapının yanına koy, kitabı al ve yere koy. Open Subtitles الأن أفتح الباب, وضع الكرسي بالقرب من الباب والتقط الكتاب وضعه على الأرض
    Şarapları kooperatiften çıkar... ve eski Roma mağarasına koy. Open Subtitles خُذالنبيذمن الجمعيةالتعاونية.. وضعه في الكهف الروماني القديم
    Sizce o fotoğrafları asıl gönderen kişi buraya koymuş olabilir mi? Open Subtitles هل تعتقد أن من أرسل هذه الصور هو من وضعه هناك؟
    Yani, onu oraya birisi koydu ve birileri de orada devam etmesine izin verdi. TED أقصد، شخصٌ ما وضعه هناك وشخصٌ ما سمح له بإن يستمر هناك.
    Yüzbaşı Vrinks'in ifadesine bakarak onun Durumu nedeniyIe ve kurbana yakınIığından doIayı, kabuI ediIemez buIundu, ve bu heyet sizi bu trajik oIaydaki sorumIuIuğunuz konusunda akIıyor. Open Subtitles وبالنسبة لتقرير فرينكس قد قررنا ألا نقبله منه نسبةً إلى وضعه الحالي
    Ally ailemizin resmini çizmiş ve bunu fırının üstüne koymak istiyor. Open Subtitles رسمت ألي صورة لعائلتِنا وهي تريد وضعه على الثلاجة
    edebilirdin, eğer o ne aradığını bilseydi yada nereye koyduğunu. Open Subtitles يمكنك ، إذا عَرف عن ماذا يبحث او أين وضعه
    Etrafa git, büyük bir taş al, şu arka tekerleğin altına koy. Open Subtitles الآن أذهب إلى هناك وأجلب حجر كبير أو ما شابة وضعه خلف العجلة.
    Bir seferde 6 Milyon Frank Şu 1 milyonu alıp kuripyerin önüne koy ve yüzüne bak... Open Subtitles ذلك 6 مليون فرنك نحن فقط ربحنا. خذ هذه الفرنكات المليون، وضعه على يصعّد الموقف، ويراقب وجهه.
    Al şu telefonu koy yerine. Bir daha bu mevzuyu duymak istemiyorum. Open Subtitles خذ هذا الهاتف، وضعه فى مكانه ولا أريدُ سماعَ هذا الموضوع مرةً أخرى
    Bir defasında öğrenciler felsefe sınavına girmiş ve öğretmen sınıftaki sandalyeyi masanın üstüne koymuş "Bu sandalyenin varlığını bana kanıtlayın." demiş. Open Subtitles في أحد الأيام بعض الطلبة كانوا يمتحنون بمادة الفلسفة و في البداية ، قام المدرس بجلب كرسيُ و وضعه على المكتب
    Kurutmak için, mikrodalga fırına koymuş. Open Subtitles وبدلا من أن يجففه وضعه في فرن المايكروايف وبدلا من أن يجففه وضعه في فرن المايكروايف
    Ama çizginin dışına bastı. Yetkili de onu penaltı kutusuna koydu. Open Subtitles ...لكنه خرج عن حدود الملعب و وضعه الحكم في صندوق العقاب
    Belli ki Tanrı, tüm insanlık için onu büyümesi için toprağa koydu. Open Subtitles لقد وضعه الرب هنا لكي ينمو على الأرض من أجلنا.
    Tamam, Durumu düzeldi! Fotoğrafı çek, Carla! Open Subtitles حسنا, لقد استقر وضعه إلتقطي الصورة يا كارلا
    Ben de onu yetimhaneye koymak istemiyorum. Open Subtitles أنا لا أريد وضعه في منزل علي الأكثر حتي تفعل
    ...yatak odama koyduğunu haber verdi, ve benden giymemi istedi. Open Subtitles تم وضعه لى فى غرفة نومى, وطلب منى ارتداؤه.
    Şimdilik. Şunu revire götürüp, buzun içine koyun. Open Subtitles حتى الآن خذ هذا إلى المستشفى ، وضعه على الثلج
    Tam yüzüğü takmak üzereyken herkes bağırmaya başladı ve biri beni geçmeye çalışıyordu, üzerinde Brian'ın yüzü olan kek bu kadının kucağına düştü ve o da bağırmaya başladı ve yüzük birden kayboldu. Open Subtitles حسناً , كنت على وشك وضعه , وبعد ذلك بدأ الجميع يصرخ , و كان شخص حاول تمريره لي ,
    Şu müzik şeyi. Stark'ın Kevin'ın odasına koyduğu. Open Subtitles انها الشيء الموسيقي الذي وضعه ستارك في غرفة كيفين
    Bu yüzden giysileri saklamış ve Bay Blaney'nin bavuluna koymuştur. Open Subtitles هذا هو سبب إحتفاظه بالملابس و وضعه لها فى حقيبة مستر بلانى
    Bu arzu, tanrının kainatın merkezine yerleştirdiği istediği gibi davranma yetisine sahip olan insanın yaratılışına sebep oldu. TED هذا أدى إلى خلق البشر، حيث وضعه في مركز الكون مع القدرة على اتخاذ أي موقع يشاء.
    Evet. Aslında, Lukas'ın çürüklerinin hepsi, kutuya girmeden çok önce olmuş olabilir. Open Subtitles أجل وفقاً لكل كدماته فقط حدث قبل وضعه في الصندوق بوقت طويل
    Ben bazen, şimdi ve sonra onun yerine onunkini koymalıyım. Open Subtitles لا بد لي من وضعه في مكانه بين الحين والآخر
    Barakaların altına koyalım. Oradaki toprak koyu renk. Open Subtitles ربما يمكننا وضعه تحت الأكواخ التراب داكن هناك
    Borden tankı kapağın altına yerleştirmiş olmalı. Open Subtitles لا بد ان بوردن وضعه تحت الباب الخفي بعد الخدعة الاولى

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus