Tedavi programları mümkün hale geldi, parasal kaynak sağlama mümkün oldu ve antiretroviral ilaç kullananların sayısı hızla artmaya başladı. | TED | البرامج العلاجية أصبحت ممكنة ، التمويل أصبح متاحا ، وعدد الناس المتناولون للادوية المضادة للفيروسات العكوسة بدأ في الزيادة بإضطراد. |
Şimdi Trump sayısı diye birşey tanımlayalım. Trump sayısı, bu adamın davranış kalıbı sayısının beynindeki nöronlara oranı olsun. | TED | لذا أقترح أن يكون لدينا عدد ترامب وعدد ترامب يمثل نسبة سلوك هذا الرجل مقارنة بعدد الخلايا العصبية في دماغه |
Çünkü kadınlar sahip oldukları gözenekli salgı bezleri sayısı olarak çeşitlilik gösterir ve bebeklerin emmeye başlama huzuru ile kadının sahip olduğu gözenekli salgı bezi sayısı arasında bir ilişki mevcut. | TED | لأن النساء يختلفن في عدد الغدد الهالية لديهم، وهناك علاقة بين سهولة عملية الرضع للرضيع وعدد الغدد الهالية لديها. |
Önümüzdeki bir Kaç günde halletmemiz gereken bir Kaç önemli konu. | Open Subtitles | وعدد قليل من الاهداف الرئسية اود الحصول عليها في هذه اليومين |
Çünkü veri tabanımızda her teknenin kimliği var, onların büyüklüğünü, tonajını, motor gücünü, gemideki eleman sayısını biliyoruz. | TED | ولأننا نعلم هوية كل قارب في قاعدة البيانات، فإننا نعلم حجمه وحمولته وقوة محركه، وعدد طاقمه الذي يعمل على متنه. |
Gittiğin yerden muazzam bir enerji çekilecek ve çok sayıda insan hayatını kaybedecek. | Open Subtitles | كمّية كبيرة من الطاقة ستمتصّ من مكان وصولك. وعدد كبير من الناس سيموتون. |
Çalışma tezgahımızdaki boşluklar, laboratuarımızdaki el sayısı ve belirli bir saatte içebildiğimiz kahve miktarı ile sınırlanıyoruz. | TED | يحدنا مكان العمل وعدد الأيدي العاملة في المختبر وعدد فناجين القهوة التي يمكن أن نحتسيها كل ساعة. |
Fransız Büyükelçiliği ile kurulan radyo bağlantısı sonucu, 200 Avrupalı ve sayısı belirtilmeyen miktarda Kamboçyalı'nın, ...rehin olarak tutulduğu belirlendi. | Open Subtitles | إذاعة السفارة الفرنسية كشفت أن حوالي 200 أوربي وعدد غير معلن من الكمبوديين في تعداد اللاجئين |
Silah listeleri, araçlar, kötü adam sayısı, rütbeleri, her şeyi bilmeliyiz. | Open Subtitles | مواصفات الأسلحة والمركبات وعدد الأشرار, وتمييز الرتب إذا كانت مرئية. |
,21, yüzyılın en kötü insanlık krizi olarak biliniyor, 2,5 milyon vatandaş evinden çıkartıldı ve ölü sayısı 400,000'i geçti, | Open Subtitles | أكثر من 2,5 مليون مدنى تم تشريدهم وعدد الوفيات بلغ 400 ألف قتيل |
Baş nedime bir vazo kırar ve parçaların sayısı, gelin ve damat için dilediği mutlu yılları sembolize eder. | Open Subtitles | خادمة الشرف يحطم إناء , وعدد من قطع ترمز سنوات من السعادة شاءت عن العروس والعريس. |
Şimdi bir kez daha o, iskeledeki yeşil bir ışıktan ibaret olmuştu ve hayatındaki büyülü nesnelerin sayısı bir azalmıştı. | Open Subtitles | والأن اصبح مثل اي ضوء اخضر وعدد الأشياء الساحرة بالنسبة له قد قلت واحداً |
Danimarka'daki seks kliniklerinde koşullar ve saatler düzenli aylık müşteri sayısı 10 ila 40 arasında değişiyor. | Open Subtitles | مستوصفات الجنس لها ساعات عمل معلومة وعدد المرضى يتراوح بين 10 الى 40 مريض بالشهر |
Büyük oranda hücre hasarı var ve trombosit sayısı aşırı düşük. | Open Subtitles | ثمّة ضرر جسيم في الخليّة وعدد الصفائح قليل جدًّا. |
Ayrıca internet ve sosyal medyayı da takip ettiler, saldırılarının ilerleyişini ve Kaç insan öldürdüklerini görmek için. | TED | وأيضا قاموا بمراقبة الإنترنت وشبكات التواصل الاجتماعي لماتبعة مستوى سير هجماتهم وعدد الأشخاص الذين تم قتلهم |
Ve daha önce Kaç defa hapise girdiklerini tahmin edersiniz? | TED | وعدد المرات السابقة هل تعتقد أنهم كانوا في السجن؟ |
Hanımı ve bir Kaç kişiyle söyleşi yapmamı istiyor. | Open Subtitles | إنه يريدني أن أتكلم إلى زوجته أقابلها وعدد قليل من الآخرين |
Örneğin, kronik stres beyninizin korku merkezi olan amigdaladaki sinirsel bağlantıların sayısını ve aktivite seviyesini arttırır. | TED | على سبيل المثال، يزيد التوتر المزمن مستوى النشاط وعدد الروابط العصبية في اللوزة الدماغية، وهي مركز الخوف في الدماغ، |
Ortak düşmanımızın niteliği ve karşımızdakilerin sayısını göze alarak bir plan yapmayı önerebilir miyim? | Open Subtitles | أقترح أيضاً من خلال طبيعة عدونا المشترك وعدد قوّاته الذين نوشك على لقائهم، بأنّ علينا أن نضع خطّة. |
Ve hayır demeye devam ettim, yaklaşık 30 telefon görüşmesinde ve sayısını hatırlamadığım telefon mesajlarında. | Open Subtitles | وبقيت أرفض حوالي 30 إتصال وعدد كبير من الرسائل |
O halde hafta sonuna kadar kendine gelsen iyi olur ne de olsa uzun bir yolculuğumuz ve sınırlı sayıda molamız olacak. | Open Subtitles | يحب أن تتحضر لعطلة نهاية هذا الإسبوع لأن أمامنا رحله طويله وعدد محدود من الحمامات |