Sahip olduklarımız bir buluta dönüştükçe, bulanık bir çizgi ortaya çıkıyor, benim olan ile senin olan arasında ve bizim olan arasında. | TED | الأن كما هو الحال ممتلكاتنا تختفي في السحاب، هنالك خط ضبابي يظهر بين ما هو لي وما هو لكم، وما هو لنا. |
Bunun anlamı ise sağlıklı ve eğitimli daha fazla insan istiyoruz. | TED | وما يعنيه ذلك هو أننا نريد مزيد من الناس الأصحاء والمتعلمين. |
ve kargalar ve diğer kargagiller, kuzgun, gökkarga ve diğerleri çok zeki kuşlar. | TED | والغربان وسائر الكورفيديات كالغداف وغراب الرخ وما شابهها طيور ذكية بدرجة لا تصدق. |
Peki neyin tam olarak sağlıkla alakalı veya gerçekten umut veren bir çare olduğunu ve neyin daha inandırıcı olduğunu nasıl bilebilirsiniz? | TED | فكيف لك إذن أن تعرف ما الذي يمثّل شاغلاً صحياً حقيقياً أو ما هو العلاج الواعد حقاً، وما هو العلاج الأقل إقناعا؟ |
ve bu durumu yaratan ve devam ettiren sistem nedir? | TED | وما هو النظام الذي يخلق ذلك الظرف ويحافظ على استمراريته؟ |
Ne amaçladığımızı ve ne yapmaya çalıştığımızı göremeyen birçok kişi vardı. | TED | لم يفهم كثيرون ما كنا نهدف إليه، وما كنا نحاول فعله. |
M.Ö. 539'daki ile 2003'teki ve arada yaşanan olaylar arasındaki paralellikler çok şaşırtıcı. | TED | وأوجه الشبه بين أحداث سنة 539 قبل الميلاد وسنة 2003 وما بينهما مذهلة. |
ve bir cerrahtan bir görev gerçekleştirmesini istedik robotla yaptığımız şuydu, | TED | وطلبنا من طبيب جرّاح أن يجري مهمة، وما نقوم به هو، |
Babbage, tabii ki, kanıtlanmış teknoloji kullanmak istedi, Buhar ve diğer şeyler. | TED | لكن باباج، بالطبع، أراد استخدام تكنولوجيا موثوقة، أي البخار وما إلى ذلك. |
Bizi ülkemizdeki ve yurtdışındaki sevdiklerimize, ailemize, dostlarımıza ve meslektaşlarımıza bağlıyor. | TED | إنها تربطنا بأحبابنا، وعائلتنا وأصدقائنا وزُملائنا في الوطن وما وراء البحار. |
Hayır, görebildiğiniz ve test edilebilen temeller üzerine oturan gerçeği bulmaya çalışmak hakkında. | TED | لا ، إنه البحث عن الحقيقة اعتماداً على .. ما تراه وما تحسه. |
ve programın en vurucu noktası birçok şey öğrenmiş olmamızdı. | TED | وما يميز هذا البرنامج هو أننا تعلمنا عدد من الأشياء. |
Peki sizi benim gibi bir katilin arabasına bindiren şey neydi? | Open Subtitles | أذا وما الذي اتي بكم مع شخص تعتقدوا بأنه قاتل معتوه |
Peki seni en fazla kara parçası olan yere ne getirdi? | Open Subtitles | وما الذي جلبك إلى أكثر البقع إحاطة باليابسة على الخريطة ؟ |
- Ortalıkta dolaşan başka bir teori var. - nedir? | Open Subtitles | ـ سيد هورمان، ثمة نظرية أخري منتشرة ـ وما هي؟ |
Kendinizi nasıl hissederdiniz ve bir dahaki sefere nasıl bir karar alırsınız? | TED | بما سيشعرك هذا الأمر وما القرار الذي ستقوم باتخاذه في المرة القادمة؟ |
ve bu Heyet, amacını gerçekleştirme gayesinden sapmayacaktır. Neymiş bu gaye? | Open Subtitles | وهذه اللجنه لن يُصرف انتباهُها عن الوفاء بغرضها وما هو بالضبط؟ |
Gidip uyuşturucuyu Nereden aldığını ve içinde ne olduğunu bulun. | Open Subtitles | اذهبوا وابحثوا لي عن مصدر مخدراته وما الذي يوجد فيها |
nasıl olur da başkalarının Neden hoşlanıp hoşlanmayacağına karar verirsin? Tamam. | Open Subtitles | بأي حق تقرر ما على الآخرين أن يحبوا وما لا يحبوا؟ |
Siz onlara uzun politik bir konuşma yapabilirdiniz yine de anlayamayabilirlerdi. | TED | يمكنك أن تقدم لهم خطاباً سياسياً طويلاً وما يزالون لا يفهمون. |
Yeteneğini şirket için kullandı. İş gezilerine çıktı, müşterileri yemeğe götürdü, falan. | Open Subtitles | وما قام به للشركة هو التجول في الأرجاء واصطحاب العملاء لتناول الطعام |
Bir ileri bir geri gittikten sonraki adım, son dönüm noktası olayların gelişmesidir. ki her sunumda sonda olması gerekendir. | TED | إذًا، بعد تحركك بين الموجود وما يمكن، آخر شيء هو دعوة للعمل. والتي توجد بكل عرض تقديمي، ولكن في نهايته. |
Biz bu yapay zekâyı alıyoruz ve daha da akıllı hale getiriyoruz. | TED | وما نقوم به هو أخذ ذلك الذكاء الاصطناعي ونجعله أكثر فأكثر ذكاء. |
- Ben böyle olacağını düşünmüyorum. - Düşünmediğin başka neler var? | Open Subtitles | ـ لكني لا أعتقد ذلك ـ وما الذي لا تعتقده أيضاً؟ |
Yaptığı şey ilk etapta geniş adımlarla aramak, ama daha sonra oldukça hassas. | TED | وما تقوم به هو التحرك، بخشونة في بادئ الأمر وبدقة عالية بعد ذلك |