| Ama sen bu sabah görmeyi beklediğim en son insansın. | Open Subtitles | و لكنك آخر شخص في العالم أتوقع رؤيته هذا الصباح |
| Sana uyuşturucu satıcısı demiyorum, Ama sen bir film yapımcısısın. | Open Subtitles | أنا لا أقول أنك تاجر مخدرات و لكنك منتج سينمائي |
| Öyle olduğunu biliyorum Ama sen bu şehrin altını üstüne getireceksin. | Open Subtitles | أعرف أنك ستفعل ذلك و لكنك ستأخذ هذه المدينة بواسطة العاصفة |
| Teknoloji sizi yoksulluktan çıkarır. Fakat yoksulluktan çıkmak için bir pazara ihtiyaç vardır. | TED | التكنولوجيا ستخرجك من الفقر, و لكنك تحتاج إلى سوق لتخرج من الفقر |
| - Ama muhteşem bir dansçısın. - Sonuçta ekmek parası kazandırıyor. | Open Subtitles | و لكنك ترقصين جيدا حسنا,ان هذا يكفل لي لقمة العيش علي اي حال |
| Bak, normalde seni uyarmazdım Ama sen iyi bir aktörsün. | Open Subtitles | استمع ، عادة إننى لا أحذرك و لكنك ممثل جيد |
| Evet, Ama sen o anormalliklerin, LSDM nedeniyle olmadığının kanıtısın. | Open Subtitles | نعم و لكنك دليل الآن إنها ليست من مادة الليسرجيك |
| Birlikte olmak için bir fırsat yakaladık. Ama sen denemeye korkuyorsun. | Open Subtitles | نحن لدينا فرصة لنكون سويا، و لكنك فقط خائفة من المحاولة |
| Onun neden sizlerle yaşamamı istediğini hiç anlayamamıştım Ama sen benim babamsın. | Open Subtitles | أنا لم افهم أبدا لماذا ارادتني ان أعيش معكما و لكنك أبي |
| Onu daha önce güzellik salonuna götürmek istedim Ama sen olmaz dedin. | Open Subtitles | لقد قلت لك أني سآخذها لمحل تصفيف الشعر و لكنك رفضت ذلك |
| Bazı kadınlar buna aldırmıyor olabilir. Ama sen öyle bir kadınla evlenmedin. | Open Subtitles | و بعض الزوجات لا يهتممن و لكنك لم تتزوج أحدى اولئك النساء |
| Ama sen insan haklarıyla ilgili bir şeyler söyleyerek beni durdurmuştun. | Open Subtitles | و لكنك أوقفتني عن طريق قول شيء ما عن حقوق الإنسان |
| Ama sen içiyordun, partilere gidiyordun, hayatınla ilgili hiç endişen yoktu. | Open Subtitles | و لكنك تشرب الكحول و تنغمس فى الحفلات لا تهتم بالعالم |
| Muhteşem komşularımızla kankalığın aile versiyonunu yaşıyorduk Ama sen içine ettin! | Open Subtitles | لقد كان لنا علاقة اخوية مع افضل جيران و لكنك افسدتها |
| Ve çelişki şu ki siz donmakta olan soğuk bir sudasınız Fakat aslında siz yanmaktasınız. | TED | و المفارقة انه انك في ماء بارد متجمد، و لكنك في الواقع تحترق. |
| Fakat Sezar... Beni bu aileye getiren sizdiniz. | Open Subtitles | و لكنك أنت يا قيصر الذى أتى بى إلى أسرتك |
| - Ama Frollo'nun kazanmasına izin veremezsin. - Kazandı bile. | Open Subtitles | و لكنك لا تستطيع ان تترك فرولو يفوز لقد فاز بالفعل |
| Ama bir yıl boyunca, bu belgeleri hasıraltı etmesi için şantajcıya ödeme yaptınız. | Open Subtitles | و لكنك دفعت لمبتزك لأكثر من عام لبقاء هذه القصة بعيداً عن الصحف |
| Numaran bende var Ama bana paran yetmez tatlım, iki, üç. | Open Subtitles | حصلت على رقمك و لكنك لا تقدر على الحصول علي |
| Ama o sefil veledi bir daha asla göremeyeceksin! | Open Subtitles | و لكنك لن ترى تلك الفتاة الشقية مرة أخرى |
| Bunu seninle veya sensiz yapabiliriz ama her şekilde sen de bir parçasısın! | Open Subtitles | يمكننا أن نفعل ذلك بك أو بدونك و لكنك جزء منه في الحالتين |
| yenilenebilir enerjiye yatırım garantili fiyattan veriliyor Ama siz bunu fakir insanların elektrik ihtiyacını karşılamakta kullanabilirsiniz. | TED | حيث تدفع ثمناً معتدماً بإستثمارك في الطاقة المتجددة، و لكنك تقوم بدعم الكهرباء لتصل إلى الفقراء. |
| Gitmemi bağışlayabilirsin Ama beni hiç unutamayacaksın. | Open Subtitles | من الممكن ان تسامحنى عندما ارحل و لكنك لن تنسانى |
| Olur, Ama senin öyle görünmemen için estetik olman lazım. | Open Subtitles | حسناً و لكنك ستحتاج لعملية تجميل كي لا بتدو كذلك |
| Ama benim... televizyonumu... seyredemezsin! | Open Subtitles | و لكنك لايمكنك أن تشاهد جهاز التلفزيون اللعين الخاص بي |
| Danzo Shisui'nin gözünü kullanamadı Ama onu köşeye sıkıştırdın, Sasuke. | Open Subtitles | ،دانزو لم يستخدم عين شيسوي و لكنك حاصرته جيداً، ساسكي |