Bu güruh arkamda... çünkü Onlar önlerine düşeni izler. | Open Subtitles | والعامة يتبعوننى لإنهم يتبعون أى شىء يتحرك |
Nihayetinde korkaklar izler karanlık tarafı. | Open Subtitles | فى النهاية الجبناء, هولاء هم الذين يتبعون الجانب المظلم |
Düşmanın peşinden gider, birliklerin hareketlerini bildirir ikmal saflarını tedirgin eder. | Open Subtitles | دعهم يتبعون العدو يقدمون تقارير عن تحركات القوات ويضايقوا خطوط إمداداته |
Ünvanın sana ülkemizin tahtında hak iddia etme şansı veriyor, ama insanlar, ünvanların peşinden gitmezler, cesaretin peşinden giderler. | Open Subtitles | لقبك يمنحك زعامة أسكتلندا العرش لكن الناس لا تتبع الألقاب. إنهم يتبعون الشجاعة. |
Sevinçle microlightı takip ediyorlar, ama onunla birlikte uçacaklar mı? | Open Subtitles | انهم وبسعادة يتبعون الطائرة الشراعية, ولكن هل سيطيرون معها ؟ |
Ya da şöyle: Ormanda bir açıklıkta, birbirini uzaktan izleyen insanlar gibi. | Open Subtitles | انه مثل أناس يتبعون بعضهم فى فرجة الغابة |
Çünkü çocuklar rol yaparken aslında biz yetişkinlerden öğrendikleri sosyal senaryoları çok yakından izlerler. | TED | لأنه عندما يقوم الأطفال بتمثيل الأدوار فإنهم يتبعون سيناريوهات إجتماعية بدقة تعلّموها منا نحن الراشدين. |
Kıyamet gününde Allah'ın yolundan gidenler karşılığını alacaktır. | Open Subtitles | ليرحم الله من يتبعون صراطه المستقيم ليوم الدين |
Ve yaşlı adamın tavsiyesine uyuyorlar ve neticede kuzeydeki şehre varıyorlar. | Open Subtitles | ثم يتبعون نصيحة الرجل العجوز... حتى يصلوا إلى مدينة في الشمال |
Çok az insan kalbini izler... sen çok şanslısın. | Open Subtitles | قليلين جداً الناس الذين يتبعون قلوبهم أنت محظوظ |
Cezai olarak pezevenkler uyuşturucu satıcılarıyla aynı davranış yolunu izler. | Open Subtitles | من الناحية الاجرامية القوادون يتبعون نفس نمط السلوك الخاص بتجار المخدرات |
Buna rağmen bazı erkekler farklı bir yol izler. | Open Subtitles | ولكن هناك بعض الذكور يتبعون سياسة أخرى. |
Ünvanın sana ülkemizin tahtında hak iddia etme şansı veriyor, ama insanlar, ünvanların peşinden gitmezler, cesareti izlerler. | Open Subtitles | لقبك يعطيك الحق بعرش إسكوتلندا ، لكن الرجال لايتبعون الألقاب الرجال يتبعون الشجاعة |
Ama en azından senin gibi hayallerinin peşinden giden insanlarla tanışabiliyorum. | Open Subtitles | لكن, اتدري, يتسني لي مقابلة اناس امثالك يتبعون احلامهم |
Ve diğer 6 kişi, görüştüğü kişinin peşinden gidecek. | Open Subtitles | وستة أشخاص سوف يتبعون الرجل الذي إلتقى به |
En azından sunumun bu kısmı ile ilgili talimatlarımı takip edebilmişler. | Open Subtitles | حسناً، على الاقل انهم يتبعون تعليماتي بخصوص هذا الجزء من العرض |
Ve göreceğiniz gibi, hepsi aynı çizgiyi takip etmekte. | TED | وبإمكانكم رؤية هذا الشي , حيث أنهم يتبعون نفس الخط |
Kendi yüzlerimi yaptım ve bir şirkete onları üretmeleri için verdim ve çalgıcılar bu notaları takip edecekler. | TED | فصنعت ساعاتي الخاصَّة، وجعلت بعض أصدقائي يعدّلونها، وأما العازفون فإنهم يتبعون هذه المؤشرات، |
Tavşan'ın yolunu izleyen ve Paskalya Tavşanı'nın sırların saklayan kadim ve önemli bir cemiyetin üyeleriyiz. | Open Subtitles | قديمة جدا جمعية مهمة جدا للرجال الذين يتبعون طريقة الارنب ويريدون الحفاظ على سر عيد الفصح |
Onlar derin uzaydaki gemileri izlerler. Enerji kaynağı olabilirler. | Open Subtitles | أنهم يتبعون السفن إلى الفضاء البعيد تطير على صحوة الطاقة |
Kıyamet gününde Allah'ın yolundan gidenler karşılığını alacaktır. | Open Subtitles | ليرحم الله من يتبعون صراطه المستقيم ليوم الدين |
Seçtikleri hükümetin özgürlüklerine sürekli saldırıda bulunduğunu bile anlayamıyorlar, körü körüne kurala uyuyorlar. | Open Subtitles | مجرد مجموعة من الجبناء مجرد عميان يتبعون ... الذين لا يدركون حتى ... أن حريتهم تخضع للأعتداء المستمر |