"يتدخل" - Traduction Arabe en Turc

• burnunu
• engel
• dahil
• karışmasına
• devreye
• karışıyor
• müdahele
• karışmasını
• işe
• işin
• karışan
• karışır
• karışmaz
• karışmadan
• karıştırmak

Ben Alley. Teller için kusura bakmayın. İnsanlar işimize burnunu sokmadan duramıyor.
انا ألاي , آسف على السور دائما ما يتدخل الناس في عملنا

Gözün kızın üzerinden olsun. Hiçbir şeyin sıradaki hamlemize engel olmasını istemiyorum.
راقبها عن كثب، لا نريد أن يتدخل أي شيء في مرحلتنا القادمة

Eğer Tanrı sadece durup olayları izleyense ve olaylara dahil değilse, o zaman Tanrı elbette var olabilir ama biz onu tanımak istemiyoruz
إذا ما كان الرب شاهداً, يلاحظ ولا يتدخل, إذا, فقد يكون الرب موجوداً لكننا لن نرغب في معرفته.

Ama bu olayları gizli tutarsak, bunun işimize karışmasına izin vermeyelim...
لكن إذا ابقينا الأمور خاصة ولا ندع... هذا الشيء يتدخل... بعملنا...

Ve işte burada sürü gibi çalışmak devreye giriyor, burada sürü zekâsı devreye giriyor.
وعند هذه النقطة يأتي العمل بذكاء السرب، حيث ذكاء السرب يتدخل.

Arabam havaya uçtuğundan ben herkes işime karışıyor.
أتعلمين,منذ انفجرت سيارتي كل شخص يتدخل بشؤوني

Ta ki bana göre esrarengiz ve bütünüyle muteber üslubuyla kader, bir kez daha benim adıma müdahele edene dek.
وجدتها موضة غامضة وموثوق بها تماماً، ومجدداً يتدخل القدر نيابة عني.

Ben de işlerine karışmasını sevmediğini düşünüp konuyu kapattım.
،و أنا إعتقدتُ أنّـك لا تريدهُ أن يتدخل بعملك لذا أنهيتُ الأمر

Arabamda bir müvekkilim olduğunda, ...Scott'ı gözünü yoldan ayırmaması ve burnunu benim işlerimden uzak tutması için uyarmam gerekmezdi.
لو التقيت بموكلي في السيارة فلست بحاجة لأن أخبر سكوت أن يبقي نظره على الطريق و لا يتدخل بشؤوني

Tabiki tatlım, onu çok seviyorum... lakin kimsenin özel hayatımıza burnunu sokmasını istemiyorum.
بالتأكيد عزيزتي، انا فعلا احبها لكني لا أريد لأي أحد ان يتدخل في حياتنا الخاصة

Hayat en iyi öğretmen, ve o engel olmamalı...
الحياة هي أفضل معلم لذلك يجب ألا يتدخل حلفك معه

Bu tarihi anda hiçbir şey ve hiçkimse bize engel olmamalı.
حتى لا يتدخل شييء أو أحد مع هذا الحدث التاريخي

İnsanların neden dahil olmadıklarını, neden aktivist olmadıklarını düşündüğümüzde insanların ailevi sorumlulukları nedeniyle genelde hallerinin kalmadığını görüyoruz, özellikle de kadınların.
وعندما نفكر لم لا يتدخل الناس، لماذا لا يصبحوا نشطاء، غالبا ما يكون الناس منهمكين في مسؤولياتهم العائلية، خاصة النساء.

Eğer bu işe karışmasına izin verirsen, babamın yardımıyla.
،بمساعدة أبي إن كُنت على إستعداد سأدعه يتدخل

toplumun devreye girmesinden önce kendi yasitin eski normlarina ...
قبل أن يتدخل المجتمع بتقاليده البالية تزوج هذه المسكينة

Beni hapse atan polis hâlâ işimize karışıyor.
الشرطي الذي وضعني في السجن مازال يتدخل في شئوننا

Suvarovlara yapılacak saldırıya müdahele olmayacağından emin olmak, sizin görevinizdi.
-لقد كانت مهمتك أن تتأكد ألا يتدخل أحد بالهجوم على الرئيس الروسي

Hayır başka kimsenin buna karışmasını istemiyorum.
كلا أنا لا أريد أي شخص آخر أن يتدخل فى هذا

Bir de şu makineli tüfekleri binaların çatısına kurulacağını garanti ediyorum, ve her kim bu işe kargaşa çıkarmaya teşebbüs ederse...
انا ايضا اضمن ان مدافع الماكينه ستوضع على اسطح الابنيه واى واحد يحاول ان يتدخل فى هذه الخدمه

Neden siz ikiniz, çok pahalı avukatlarımı işin içine karıştırmadan, buradan gitmiyorsunuz?
إذا، لما لا تغادرا أنتما الإثنين قبل أن أجعل محامي باهظ الثمن يتدخل في الأمر؟

Bu hasta insanların arasına karışan... ..birileri varsa bulmanı istiyorum.
إن كان هنالك شخص ما يتدخل بعقول المرضى , أريد أن أجدهم

Antika dükkânı işleten hangi insan müşterilerinin hayatına karışır ki?
أي مدير متجر مقتنيات يتدخل في حياة الناس؟

O, bu dünyadan üstündür ve yerlilerin işlerine karışmaz.
انه يقِف فوق هذا العالم ولا يتدخل في شؤون سكنتِها

Bir adam işime karışmadan ben kimseye zarar veremez miyim?
ألا يمكننى أن أنتقم بدو ن أن يتدخل ؟

Takamitsu onları, bu çalışmaya karıştırmak istemez, tatlım.
تكاميتسى لا يريد ان يتدخل احد فى عملة , عزيزتى ......