| Buradan hemen Gitmeliyiz çünkü bunun arkasında bir iblis var. | Open Subtitles | فنحن يجب أن نذهب الآن لأنَّ هنالك شيطان وراء هذا |
| İşte bu yüzden bizim eve Gitmeliyiz. Annemin kasasının şifresini biliyorum. | Open Subtitles | لهذا يجب أن نذهب إلى منزلي فأنا أعرف الرقم السري للخزنة |
| Okyanuslara bu şekilde Gitmeliyiz. | TED | هذه الطريقة التي يجب أن نذهب بها الى المحيطات. |
| Tamam, artık Gitmemiz gerek cidden. Dur da gece ağızlığımı alayım. | Open Subtitles | هيّا ، يجب أن نذهب دعيني آخذ حامي العضات الخاص بي |
| Bir saniyemiz bile yok. Kanının kokusunu alabilirler. Gitmemiz gerek. | Open Subtitles | لا نملك برهة، بوسعهم أن يشمّوا دمائكَ، يجب أن نذهب |
| Bir sürü sebeb yüzünden komik. Bu şova gitmemiz lazım. | Open Subtitles | هذا مضحك لأسباب كثيرة ، يجب أن نذهب لهذا البرنامج |
| Eğer okyanusları tanımak istersek okyanuslara gitmek zorundayız. | TED | لو أردنا أن نعرف المحيطات يجب أن نذهب إلى المحيطات |
| Burası çok hoş, ama gitmemiz gerekiyor. | Open Subtitles | .. حسناً , كل شيء جميل هنا لكن يجب أن نذهب |
| Pierre, Gitmeliyiz. Karanlık olmadan Rouen'de olacağımızı umuyorum. | Open Subtitles | بيير ، يجب أن نذهب ينتظرونا فى روين عند المساء |
| Karar verelim. Başka bir yere Gitmeliyiz. | Open Subtitles | حسنًا ، دعونا نقرر ، يجب أن نذهب لمكان ما |
| - Bensiz de başaracaksınız. - Pekâlâ, çocuklar. Gitmeliyiz şimdi. | Open Subtitles | إنكم ستأدون بطريقه حسنة بدونى هيا يا أطفال يجب أن نذهب |
| Gitmeliyiz. Arka tarafa doğru yürü. Çok hızlı hareket etme. | Open Subtitles | يجب أن نذهب امشي للخلف ، ولكن لا تتحركي بسرعة جداً |
| Bence oraya kesinlikle Gitmeliyiz çünkü orada bir ordu açabilecek kadar çok şey var. Tanrı... | Open Subtitles | يجب أن نذهب هناك لوجود مؤن كثيرة كافية لفتح متجر للفوائض العسكرية.. |
| Burada her şey, her dakika değişiyor. Gitmeliyiz. | Open Subtitles | لا نستطيع.الأحوال تتغير هنا .فى كل دقيقه.يجب أن نذهب |
| Sence biz bu şekildemi Gitmeliyiz? | Open Subtitles | هل تعتقدي بأننا يجب أن نذهب من هذا الطريق؟ |
| Karanlıktan önce adaya ulaşmak istiyorsak, hemen Gitmeliyiz. | Open Subtitles | يجب أن نذهب الآن إذ كنا نريد ان نصل الي الجزيرة قبل الظلام. |
| Sanırım sokağa çıkma saatin geçti, yani eve Gitmemiz gerek. | Open Subtitles | أعتقد أنه قد تخطيتِ وقتكِ المسموح فربما يجب أن نذهب |
| Aslında, Jackie numara yaptığınızı biliyor ve o herkese söylemeden önce Gitmemiz gerek. | Open Subtitles | جاكي تعلم أنكم تزيفان الأمر و يجب أن نذهب قبل أن تخبر الجميع |
| Gelin çocuklar. Gitmemiz gerek. Hava kararıyor. | Open Subtitles | هيا يا أولاد يجب أن نذهب سيحل الليل قريباً |
| Buradan gitmemiz lazım. 10 saniyemiz var. | Open Subtitles | يجب أن نذهب من هنا لدينا عشر ثواني، عشر ثواني |
| Üşüyoruz ama eve gitmemiz lazım. | Open Subtitles | نحن نشعر بالبرد ، لكن يجب أن نذهب إلى البيت |
| Çünkü onları elde etmek için onlara gitmek zorundayız. | Open Subtitles | لأننا يجب أن نذهب إليهم لأننا بحاجة إليهم |
| Neden bunları satmak için Meksika'ya gitmemiz gerekiyor? | Open Subtitles | لماذا يجب أن نذهب إلى المكسيك لشراء هذه المادة؟ |
| Artık yapabileceğin bir şey yok. Biri görmeden gidelim hemen buradan. | Open Subtitles | لا شيئ يمكنك عمله يجب أن نذهب قبل أن يراكِ أحد |
| Harrods a Gidip çocuk karyolasını ve beşiğini almamız gerekiyor. | Open Subtitles | يجب أن نذهب إلى هارودز و نشتري اللعب و المهد |