"يرون" - Traduction Arabe en Turc

    • gördüklerinde
        
    • görürler
        
    • görmüyorlar
        
    • görüyor
        
    • görünce
        
    • görecekler
        
    • gördüklerini
        
    • görmek
        
    • gördüler
        
    • fark
        
    • görmez
        
    • görmesini
        
    • görmezler
        
    • görüp
        
    • görecek
        
    Hannassey'ler gerçek bir beyefendi gördüklerinde anlar ve hayranlık duyar. Open Subtitles الهانسيس يعرفون ويحترمون الرجل المحترم الحقيقي عندما يرون واحد منهم
    Örneğin diyet yapanlar, kalori saymayanlara göre elmaları çok daha büyük görürler. TED على سبيل المثال، متبعو الحمية يرون التفاح أكبر حجمًا من الأشخاص الذين لا يعدّون السعرات الحرارية.
    Halkım sürekli kil kullanarak inşa ediyorlar, ama çamur ile ilgili hiçbir yenilik görmüyorlar. TED قومي يبنون دائماً بالطين لكنهم لا يرون أية ابتكار في الطين
    Terörizmden korunmak şart ama seçmen, daha büyük tehlikeler görüyor. Open Subtitles ،الحماية من الإرهاب طبعاً لكن الناخبين يرون مخاطر أكثر أهمية
    Fakat ertesi sabah hala birbirlerini orada görünce yeni bir bilgiye ulaşıyorlar. TED ولكن حينما يرون بعضهم بأنهم مازالو هناك في الصباح التالي كان كل منهم قد اكتسب معلومات جديدة
    Tek bir kafes görecekler, tek bir teslimat olduğunu sanacaklar. Open Subtitles الجميع يرون قفصاً واحد و يفترض ان له عملاً واحد
    İlk rahip flamadan hareket eden bir pankart olarak bahseder, ikinci rahipse flamanın hareket etmesinden ziyade rüzgârın estiğini gördüklerini ısrarla ifade eder. TED يشير الراهب الأول إلى العلم على أنه رايةً متحركة، في حين يصر الراهب الثاني على أنهم لا يرون حركة العلم، بل هبوب الرياح.
    Parayı gördüklerinde, akılları başlarından gider, ve ben parayı görmelerini mutlaka sağlarım. Open Subtitles حالما يرون تلك النقود يتعلّقون بالأمر وأنا أحاول أن أجعلهم يرون النقود
    Yapımcılar yoldalar ve Brad ile Angelina'yı gördüklerinde her şeyin mükemmel olmasını istiyorum. Open Subtitles المنتجين هم في طريقهم وأريد كل شيء ليكون مثاليا، عندما يرون براد وانجيلينا
    Tanrının size güldüğünü gördüklerinde, ne şüpheleri varsa hepsi gidecek. Open Subtitles ستنتسى أي شكوك لدى الناس عندما يرون القدر يبتسم لك
    Başarısız dönemden çıkan softball oyuncuları o akşam başarılı performans sergileyen oyunculara kıyasla topu daha küçük görürler. TED لاعبو البيسبول يرون الكرة أصغر إذا ما استعادوا وعيهم من التدهور، مقارنةً باللاعبين الذين قضوا ليلة حماسية في الملعب.
    Birkaç oyuncak ördek görürler ve batmadan durduğunu öğrenirler ya da birkaç topun zıpladığını öğrenirler. TED لأنهم يرون بعض البط المطاطي فيتعلمون أنها تطفو، أو بضع كرات فيتعلمون أنها ترتد.
    İşimin bir parçası olarak, birçok yatırımcı ile konuşuyorum ve hepsi durumu bu şekilde görmüyorlar. TED أتحدث مع كثير من المستثمرين بحكم طبيعة عملي، والكثير منهم لا يرون الأمور على هذا النحو.
    Nasıl olsa nereye gittiklerini görmüyorlar, bırakalım da eğlensinler. Open Subtitles هم لا يرون وجهتهم بأي حال، دعوهم يحظون ببعض المرح
    Muhteşem. Pek çok kişi açık veriyi bir bekçi köpeği olmak gibi görüyor. TED ذلك مذهل. و الكثير من الناس يرون أن البيانات العامة هي الحارس.
    Bu durumu görünce ne yapacaklar, düşünmek bile istemiyorum. Open Subtitles عندما يرون من الذي يملك في النهاية .. أكره ان أفكر ..
    Uyanıp, dışarı baktıklarında camlarının önünden geçen bir balina görecekler! Open Subtitles لقد استيقظوا جميعا يخرجوا رؤوسهم الصغيره وسوف يرون حوت من خلال شباك غرفه النوم
    Yanımızdan geçenler, tıpkı diğerlerine benzeyen bir çocuk gördüklerini düşünüyor. Open Subtitles المارة قد يظنون أنهم يرون طفلا كبقية الآطفال
    İnsanlar sürekli mucizeler görmek istiyor, ...hatta bu istek öyle güçlü ki, bazen görmek istedikleri şeyleri görüyorlar. Open Subtitles أنا أعتقد أن الناس تنظر بصعوبة للمعجزات صعب جدا ربما لدرجة أنهم يجعلون أنفسهم يرون ما يريدون أن يروه
    ejderhalar, yılanımsı varlıklar, tanrıçalar ve bu gibi daha nice harika şeyler gördüler. TED هم في الحقيقة يرون مناظر طبيعية وكائنات بشرية و الالهة وتنانين والكائنات الشيطانيه وأشياء من هذا القبيل
    Bilim adamları 150 km çapındaki cinayetleri olmadan günler öncesinden görebildiklerini fark etti. Open Subtitles العلماء أدركوا أنهم يرون, جميع الجرائم في نطاق 100 ميل, أياما قبل حدوثها.
    İnsanların çoğu dünyayı olduğu gibi görmez. Kendileri gibi görürler. Open Subtitles ..كثير من الناس لا يرون العالم كما ينبغي
    Birinin düşüncelerini değiştirmenin, senin deyiminle gerçeği görmesini sağlamanın tek ahlaki yolu kanıt sunmaktır. Open Subtitles الطريقةالمُفيدة الوحيدة لتغيير عقولهم أجعلوهم يرون الحقيقة كما وضعتموها هذا هو الدليل
    Çeşitlilik ve karşıtlıklarla dolu bir dünyada, ahmak vaizler, tıpkı benim olduğum gibi, yalnızca ahmak vaziler, gerçeklik kattıkları mitler ve kurgular arasında çelişki görmezler. TED أدركت أن العالم مكتظ بأنواع الاختلافات والتناقضات، بدعاة حمقى، فقط الدعاة الحمقى كما كنت، من لا يرون تناقضات في الأساطير والوقائع التي يستعملونها لتأكيد صحتها.
    İnsanlar bilgisayar, telefon ekranlarında bir şeyler görüp intihar ediyorlar. Open Subtitles هؤلاء الذين يرون شيئاً ما على جهاز الكتروني يقومون بالانتحار
    Mahkemeye dayanamaz. - İnsanlar, onun yüzünü görecek. Open Subtitles اانه لن يصمد للمحاكمة الناس سوف يرون وجهه

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus