Biliyorum bu seni suçlu hissettiriyor ama beni de öyle. | Open Subtitles | و أعلم بأن هذا يشعرك بالذنب أنا أيضاً أشعر بالذنب |
Buradaki problem yaptığınız hizmet farkedilmemiş sanki kimse umursamamış gibi hissettiriyor. | TED | مشكلة ذلك هو أن ذلك يشعرك بأن خدماتك ليست موضع تقدير، كأنه لا أحد يهتم حتى. |
Ayrıca evde güvende hissediyorsun ama bunu düzelteceğiz. | Open Subtitles | و أن البقاء يشعرك بالأمان, و لكننا سنعالج ذلك |
Eğer seni biraz daha iyi hissettirecekse benimle de konuşmuyor. | Open Subtitles | إن كان ذلك يشعرك بأي تحسن فهو لا يحادثني أيضًا |
Eğer senin daha iyi hissetmeni sağlayacaksa, annem benim buraya geldiğimi dahi bilmiyor. | Open Subtitles | اذا كان هذا يشعرك بتحسن امي لا تعرف حتى اني اتي الى هنا |
hayır anne, bu farklı. bu adam size öyle bir his veriyorki, sanki sizden başka iyi yok | Open Subtitles | أمي، هذا مختلف، ذلك الرجل يشعرك وكأنه ما من أحد أفضل منك |
Bu kocanız eve sarhoş geldiğinde ve sizde onu... ...dövmek istediğinizde içinizde bir yerde bu duygu ile dolmaktır. | TED | انه الذي يشعرك بالسعادة في داخلك انه الذي يدفعك في التفكير عندما يعودك زوجك الى المنزل سكراناً |
Nasıl bir hismiş? | Open Subtitles | كيف يشعرك هذا ؟ |
Paranın tamamını toplamak seni daha iyi hissettirir. | Open Subtitles | أعتقدت بحصولك على مالك سوف يشعرك هذا الأمر بتحسن |
Çünkü doğru olanı buydu ve kendimi oldukça iyi hissettirdi. | Open Subtitles | لانه الشيء الصحيح لفعله و يشعرك بشعور جيد |
Bir saat kadar öfkeli bir çabadan sonra, içtenlikle söyleyebilirim ki kimin kazandığını bilmemek nihai bir zafer gibi hissettiriyor. | TED | بعد ساعة من الجهد العظيم، أستطيع أن أخبركم بصراحة أن الجهل بهوية الفائز يشعرك بالفوز الأعظم. |
Onun sana yaşam enerjisi verdiğini biliyorum. Kazandığını hissettiriyor. | Open Subtitles | انا أعلم أن طومى يشعرك بشعور عظيم وكانك تربح من جديد |
Sana, ikinci en iyi olmuşsun gibi hissettiriyor, değil mi? | Open Subtitles | هذا يشعرك بأنك المفضل الثاني أليس كذلك ؟ |
Senin her şeyi haber verme durumun ne peki? Şöyle söyleyeyim, iyi hissediyorsun. Senin de denemen gerek. | Open Subtitles | ما قصتك مع الاطئمنان المتواصل ؟ لو يشعرك بارتياح عليك تجربته |
Bu arada bir polisi yakalamak için tutulmuşsun. Şimdi nasıl hissediyorsun? | Open Subtitles | وفي هذا الوقت، أن تقبض أجرك مقابل إعتقال الشرطيين، بماذا يشعرك ذلك؟ |
Peki, eğer bu seni daha iyi hissettirecekse ben de bayılmıyorum konuşmaya. | Open Subtitles | حسنا, إن كان ذلك يشعرك بتحسن أنا لا أشعر أني مثيرة حاليا |
Bu arada eğer daha iyi hissetmeni sağlayacaksa 8 yaşındaki çocuklara bayılırım. | Open Subtitles | بالمناسبة إن كان هذا يشعرك بسعادة انا احب الاولاد الذين اعمارهم في الثامنة |
Bu açıklayamayacağın bir his ve çocuğun ölür... | Open Subtitles | يشعرك بأنك لا تستطيع التفسير وطفلكيموت... |
İlk Altın Bilet'i bulmak nasıl bir duygu? | Open Subtitles | أغسطس، بم يشعرك أن تكون أول مكتشف لتذكرة ذهبية؟ |
Nasıl bir hismiş? | Open Subtitles | كيف يشعرك هذا ؟ |
Uyandığında seni daha iyi hissettirir diye düşündüm. | Open Subtitles | ظننته سوف يشعرك بشعور جيّد عندما تستيقظين. |
Şartlı tahliye memurunun sana kötü davrandığını söylemiştin bu sana ne hissettirdi? | Open Subtitles | إذن، عندما تقول أن شرطي اطلاق السراح كان لئيماً معك من قبل كيف يشعرك هذا؟ |
Hadi bakalım. - Hadi ama, iyi hissediyor olmalısın. | Open Subtitles | أحضريهم هيا ذلك يجب بأنه يشعرك بشعور جميل |
Canının istediğini yapabiliyorsun, ve kimse seni suçlu hissettirmiyor çünkü kimsenin umrumda değil. | Open Subtitles | يمكنك فعل ما تريده دون أن يشعرك أحد بالذنب لأن لا أحد يهتم |
Senle konuştuğu zaman, sanki oradaki tek insan senmişsin gibi hissedersin. | Open Subtitles | تعلم ، حينما يتحدث إليك يشعرك وكأنك الوحيدة في الغرفة |
Kendini daha iyi hissedeceksen şunu söyleyeyim benim de sırtımda halat yanıkları var. | Open Subtitles | إذا كان يشعرك بأي شيء أفضل، لدي علامات حرق الحبل في كل ظهري. |
Daha rahat edecekseniz gözlügünüzü takabilirsiniz. | Open Subtitles | حَسناً يُمْكِنُ أَنْ تُعيدَهم إذا كان ذلك يشعرك بالارتياح أ. |
Yükselme devam ediyor ve sonraki adım için doğru zaman gibi. | Open Subtitles | الصدمات لا تتوقف وهذا يشعرك بأنك يجب ان تقوم بالفعل الصحيح |