"يعترف" - Traduction Arabe en Turc

• itiraf
• kabul
• kabullenmek
• itirafa
• itirafını
• suçu
• adam

Wolf'ün bulunduğu binaya geldiğimizde, atlayıp, ofisine sızacağız, ve hikayemi çaldığını itiraf ettireceğiz.
عندما نصل إلى بناية ولف نقفز ،نخترق مكتبه، إجعله يعترف انه سرق قصتي

Bırakın bunu geliştirdiklerini itiraf etmeyi, varlığını bildiklerini bile reddediyorlar.
يرفضون الإعتراف وجود المادة، أقل بكثير يعترف بأنّهم يطوّرون واحد،

İtiraf etmediği gibi, olmayacak masallar anlatıyorlarmış insanlara. Bu konuya yarın döneriz.
ولم يعترف بما قام به وراح يخبر الناس بأفكار غريبة من اختراعه

Şeyh Ali İbrahim arkadaşım ve büyük emir, Muhammed el-Hayır, beklenen gerçek Mehdi olarak beni tanıdığını kabul etti.
الشيخ على ابراهيم قد استحث من قبل صديقى الامير العظيم محمد الخير ان يعترف بى كالمنتظر ، المهدى الحقيقى

İyi bir asker yenilgiyi kabul etmez, burnunun ucunda olsa bile.
الجندي الجيد لا يعترف بالهزيمة أبداً حتى عندما تحدق في وجهك

Arthur Tins, Mark Rawls'ın 10 yaşındaki oğlunu öldürdüğünü itiraf ediyor...
حينها يعترف آرثر تينز بقتل ابن مارك رولز ذو العشرة اعوام

Adrian uyanır ve gecenin karanlığında onunla birlikte oturur, Rocky kazanamayacağını itiraf eder.
فتستيقظ وتجلس معه هناك في ظلال الليل, وهو يعترف بأنه لا يستطيع الفوز

Channing itiraf etmeye razıydı, ama Straub tüm olayların örtbas edilmesini planlayan adam hapse girmek istemedi, değil mi?
تشانينج قرر ان يعترف ولكن ستارب الرجل الذي دبرا وغطى كل شيء لايريد ان يذهب الى السجن أليس كذلك؟

Daha 14 yaşında ve bu suçu itiraf etmedi bile.
إن عمره 14 عاما و لا يعترف بشيء من جريمته

Kat görevlisini tüm operasyonu itiraf etmeden zar zor kelepçelediler.
بالكاد قبضوا على مدير الطّابق .قبل أن يعترف بالعمليّة كلّها

İtiraf et çok iyi görünüyoruz değil mi? Değil mi?
لا بد أن يعترف أننا نبدو رائعان جدًا، أليس كذلك؟

Eğer yapmadıysa birinin böyle bir suçu itiraf ettiğine inanmak zor.
كلا، من الصعب على الشخص أن يعترف بجريمة لم يرتكبها أبداً.

İlk olarak, itiraf etmeden önce avukatı olmadan 16 saat aralıksız sorgulandı.
أولا، تم استجوابه لمدة 16 ساعة دون محاميه الحاضر، قبل أن يعترف.

12 saat sonraysa ona düşünme fırsatı tanıdınız ama yine itiraf etmedi.
ثم بعد 12 ساعه عندما منحتوه فرصه التفكير فى الامر لم يعترف

Peki soruşturmamla ilgili hiçbir şey itiraf etmedi öyle mi?
حتى انه لم يعترف أي شيء ذا صلة بـ تحقيقي؟

Bence o eteğin altına girebilmek için itiraf edecektir ve sen de kurtulursun.
‫أظن أنه قد يعترف ‫لكي تعودي إليه من جديد ‫وقد تخرجين من القضية

kabul etmez ama, bence çok üzülmemek için çevresindeki insan sayısı az.
لن يعترف بذلك ولكته اختصر قائمته لكي لا يكون الأمر ثقيلاً عليه

Ekibiyle birlikte içerde olduğu halde, binayı havaya uçurduğunu kabul etmeyecektir.
إنه لن يعترف بتدمير المبنى وهو لازال متواجداً مع طاقمه بالاسفل.

Sarhoşken kabul etti diye onu o kadar da sarhoş sanma
لمجرد ان يعترف السكران انه سكران لا تجعل منه أي واقعية.

Kardeşinin öldürüldüğünü asla kabul etmezdi hâliyle tüm kayıtları yok ettirdi.
نعم، محال أن يعترف بأن أخاه قد قُتل، فأخفى الأمر كله

Bir baba için kendi çocuğuyla ilgili gerçeği kabullenmek çok zordur.
أنت تعلم أنة شئ مؤلم على الاب أن يعترف بحقيقة أبنتة الوحيدة

- Bir suçluyu itirafa zorlamak için yalan söylemekten farkı yok.
هذا لا يختلف عن الكذب على المجرم لكي يعترف

Annapolis'te şüphelisi olduğu diğer üç soygunun itirafını aldık.
تمكنا من جعله يعترف بإرتكاب الثلات سرقات الأخرى الذي كان مُشتبه به في إرتكابهم في أنابوليس

Eski karısı hapse girmesin diye işlemediği bir suçu üzerine alan adamı bilirsiniz.
تعرفون الشاب الذي يعترف بارتكاب جريمة لم يتركبها حتى لا تُسجن زوجته السابقة؟