"يفتح" - Traduction Arabe en Turc

    • açık
        
    • açılmıyor
        
    • açılır
        
    • açan
        
    • açıp
        
    • açsın
        
    • açmasını
        
    • açmak
        
    • açıldığında
        
    • açıldı
        
    • açılacak
        
    • açtı
        
    • açmadı
        
    • açtığını
        
    • açtığında
        
    Oyun kurucu pası attı, sonra topu tekrar aldı skor için önü açık. Open Subtitles لاعب الربع الخلفي سيتحرك و يحصل على الكرة يفتح الممر الى منطقة النهاية
    Kulüp saat ona kadar açılmıyor. Şimdi mi gitmen gerek? Open Subtitles لا يفتح الملهى أبوابه قبل الساعة العاشرة، عليك الذهاب الآن؟
    Kongre'nin her oturumu İncil'in Kral James versiyonundan bir kelime ile açılır. Open Subtitles نعم. وكل دورة الكونغرس يفتح بكلمة من نسخة الملك جيمس للكتاب المقدس
    Allah'ın yarattığı ot, ilahi bir şey, seni yükseltip, zihnini açan, Open Subtitles إنه مخلوق بواسط الرب لذالك إنه روحي يهذبك ، يفتح عقلك
    O tür konuşmaları durdurmanın tek yolu, dar kafalı arkadaşlarımızın gazetelerini açıp şehirdeki en güzel bebeğin resimlerini görmeleri. Open Subtitles انت على حق الطريقة الوحيدة لإغلاق هذا الحديث هو أن يفتح أصدقائنا الجرائد ويشاهدوا صورة أجمل طفل فى المدينة
    Benim seni hissettiğim gibi, kendini hisset, bırak yoğurt zihnini açsın. Open Subtitles اشعر بنفسك مثل ما اشعر بك ودع الزبادي المجمد يفتح رأسك
    Hiç bebek bir kuğunun güneş doğarken gözlerini açmasını gördün mü? Open Subtitles هل رأيتِ قط صغير البجع يفتح عينيه عندما تشرق الشمس ؟
    Herkes bu seçeneğe sahip ve herkes ne zaman onu kapatıp açacağını, erişime açmak veya depolamak isteyip istemediğini biliyor. TED والكل لديه هذا الاختيار، والكل يعرف متى يريد أن يفتح أو يغلق الزر. إذا كان سيبيع الطاقة أو يخزنها.
    Çünkü cumartesi saat 2'de açık olan tek yer orası. Open Subtitles لأنه المكان الوحيد الذي يفتح يوم السبت في الثانية صباحاً.
    Mars'a hoşgeldiniz! Sıcak kalplilikle be açık kollarla dünyanın tek kurtulanlarını kucaklıyoruz. Open Subtitles مرحباً بكم في المريخ إنه حزين على حالكم و يفتح ذراعيه لإستقبال
    Kapalı havuzumuz ve 24 saat açık spor salonumuz var. Open Subtitles هناك أيضاً حوض سباحة داخليّ وناد رياضيّ يفتح 24 ساعة
    -"Birinci Sınıf"taki yolcularımıza bakan- mutfak hostesimiz ve kabin amirimiz bıçaklanmış durumda ve pilot kabinine giremiyoruz, kapı açılmıyor. Open Subtitles المضيفة جالى و المحاسب طعنا ونحن لا نستطيع دخول قمرة القيادة، الباب لا يفتح
    Bunu düşünmek de sana bir fayda sağlamaz çünkü kapı içeriden açılmıyor. Open Subtitles ولن ينفعك هذا لأن الباب لا يفتح من الداخل
    Her gün dükkân açılır açılmaz gelirmiş ve hep sıranın en önünde olurmuş. Open Subtitles إنه يأتي كل يوم حالما يفتح المقصف أبوابه و هو دائماً أول الزبائن
    Elimizde olmayan o çok değerli kitabı açan bir yüzüğün var. Open Subtitles لديك خاتم يفتح كتاب غالي جداً والذي لا نملكه في الاصل
    İncelediğimiz suçların yüzde doksanında insanlar kapıyı açıp suçluları içeri davet etmiş oluyorlar. Open Subtitles تسعون بالمئة من الجرائم التي نحقق بها يفتح الناس الأبواب و يدخلون المجرمين
    Onu korumak istiyorsan, söyle ona önce alarmı çeksin sonra kasayı açsın. Open Subtitles إذا تريد حمايتها، أخبرها لسحبه أولا، ثمّ يفتح السلامة.
    Yüzbaşı, ona ağzını açmasını söyledin. Sana karşı mı geliyor? Open Subtitles أيها القائد , لقد طلبت منه أن يفتح فمه وهو لم يطيعك؟
    Kaptanı, lanetler yağdırıp niçin her aklı başında insanın yapacağı gibi bir bakkal dükkanı açmak yerine denize açıldığını merak ediyordur. Open Subtitles مع كابتن يلعن الخط الأزرق ويتعجب لماذا ذهب إلي البحر بدلاً من أن يفتح محل بقالة
    Üç milyon dolarlık tahvilini borsa açıldığında satılması için işaretledi. Open Subtitles لقد اشتر سندات بقدر 3 مليون دولار حينما يفتح السوق
    Bu resmi çektim çünkü, burası İngitere'de açılan ilk kahvehane, 1850 yılında açıldı. TED التقطت هذه الصّورة لأنّه تبيّن أنّه يُمثّل أوّل مقهى يفتح للعموم في انجلترا سنة 1650.
    Dünya senin önünde bir istiridye gibi açılacak. Hayır. Hayır, istiridye gibi değil. Open Subtitles سوف يفتح العالم لك مثل المحارة لا ، ليس مثل المحارة
    Bu nedenle en iyi üniversitelerden birkaçına girmem kolay oldu ve bu da bana fırsatlarla dolu bir dünyanın kapısını açtı. TED لذا كان من المسلم به أن أدخل أفضل الجامعات، والذي بدوره يفتح الباب لعالم الفرص
    Doğru. O gün bu gündür bu kapıyı kimse açmadı. Open Subtitles هذا صحيح، لم يفتح أحد هذا الباب منذ ذلك الوقت
    Ana motoru çalıştırmadan önce mekiğin arka kapağını açtığını gördüm. Open Subtitles لقد شاهدته يفتح مؤخرة المكوك قبل أن يطلق المحرك الرئيسى
    Bu çocuk her ağzına açtığında bir sürtükten tokat yemiş gibi görünüyor. Open Subtitles هذا الصبي ينتظر ليحصل على كفّ في كل مآره يفتح بها فمه.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus