"يفوت" - Traduction Arabe en Turc

    • geç
        
    • kaçırmaz
        
    • kaçırmadı
        
    • kaçırmamış
        
    • kaçırmazdı
        
    • işten
        
    • kaçıracak
        
    • kaçırdığına
        
    • kaçırmamıştı
        
    • kaçırmıyor
        
    • kaçırmasına
        
    • kaçırmayacaktır
        
    Yılın sonunda, her şey için çok geç olduğunda değil. TED لا أريد أن أعرف ذلك بنهاية السنة، عندما يفوت الأوان.
    Burns her şeye sahip oluyor! Çok geç olmadan onunla konuşmak zorundayım. Open Subtitles بيرنز يمتلك كل شىء لابد لى من التكلم قبل أن يفوت الأوان
    Gördüğün gibi... bir şeyleri onarmak için asla geç değildir. Open Subtitles أترى ذلك ؟ إن الأوان لا يفوت مطلقاً لإصلاح الأمور
    Ama adım gibi eminim burada. Karnaval'ı hayatta kaçırmaz. Open Subtitles لكنه هنا بالتأكيد فلن يفوت الكرنفال
    General, parlamenter demokrasiye olan nefretini ifade etmek için hiçbir fırsatı kaçırmadı: Open Subtitles الجنرال لم يفوت الفرصة لكي يعرب عن احتقاره للنظام الديمقراطي البرلماني
    Böylece harikulade fikirlerimizin hiçbirini hiç kimse kaçırmamış olur. Evet. Open Subtitles بتلك الطريقة لن يفوت أحد أفكارنا العبقرية
    Çok geç olmadan önce, ben bunun ne kadar yanlış olduğunun farkına vardım. Open Subtitles , و قبل أن يفوت الوقت . . انا أدركت كم هو خاطئ
    Özel birime izin verin, bende çok geç olmadan Amon'u durdurayım. Open Subtitles صوتوا لصالح هذه الفرقة. وسوف أوقف آمون قبل ان يفوت الاوان
    Onun için çok geç olmadan önce bu şey boyunca hareket etmeliyiz. Open Subtitles نحتاج أن نزيح هذا الشيء جانباً قبل أن يفوت الأوان بالنسبه له
    Ne olur, çok geç kalmadan buradan çıkmama izin ver. Open Subtitles أرجوكِ، أرجوكِ، دعيني أخرج من هنا قبل أن يفوت الأوان
    Ve en önemlisi onlar bize hikâyemizi değiştirmek için asla geç kalmadığımızı gösterir. TED والأكثر أهمية بأنها تظهر لنا بأن الأوان لن يفوت أبدًا لتغيير قصتك
    Zorluklarla alakalı olarak dürüstçe konuşabiliyoruz, çok geç olana kadar her şey yolunda rolü yapmıyoruz. TED يمكننا التحدث عن التحديات والمشاكل بطريقة مفتوحة، بدلًا من تظاهر الجميع بأنهم بخير حتى يفوت الأوان.
    Aslında çok geç olmadan seni pencereden atmam gerekir. Open Subtitles يجب على أن القيك بالخارج قبل أن يفوت الوقت على ذلك
    Çok geç olmadan bir daha soruyorum, düşünür müsün? Open Subtitles مرة آخرى قبل أن يفوت الأوان هل يمكنك اعادة التفكير
    Size yalvarıyorum. Çok geç olmadan, projeyi hemen durdurun. Open Subtitles أتوسل إليكِ، أوقفي المشروع . الآن قبل أن يفوت الأوان
    İçeri dalıp kırıcı bir şey söyleme şansını kaçırmaz. Open Subtitles لن يفوت فرصه للمرور و قول شيء عنصري
    Ve Nick parlak zırhlı şövalye rolünü oynamayı hayatta kaçırmaz. Open Subtitles و (نيك) لا يفوت فرصة لعب الفروسة مع درع لامع
    Yani 15 yıldır tek bir yarışı kaçırmadı. Open Subtitles لقد مر على ذلك 15 عاما دون أن يفوت أي سباق
    - Hayır. Ve bu hayatında tek bir öğün bile kaçırmamış bir at. Open Subtitles هذا الحصان لم يفوت أي وجبة في حياته
    Keller, işlerin kötüleşmesiyle yüzümün alacağı hâli görme şansını kaçırmazdı. Open Subtitles كيلر لن يفوت فرصة النظر إلى وجهي عندما يذهب إلى الأسفل
    Ya burada onun gibilere iş işten geçmeden yardım edecek bir şeyler varsa? Open Subtitles ماذا لو كان لدينا شيء هنا لمساعدة الآخرين أمثاله قبل ان يفوت الآوان؟
    Douchebag bunu kaçıracak. Open Subtitles سوف يفوت دوتشباغ الحفلة
    Bunu kaçırdığına inanamıyorum. Open Subtitles لا أصدق بأنه يفوت كل هذه المتعة
    Babam birkaç yıl önce kalp krizi geçirdiğinden beri 1975'ten o yana hiçbir Steelers maçını kaçırmamıştı. Open Subtitles أبي لم يفوت أبداً أي مباراة لفريق "ستيلرز" منذ عام 1975 قبل أن يصاب بأزمة قلبية منذ سنوات مضت.
    Ama şimdi babalığı çok seviyor ve cumartesileri kaçırmıyor. Open Subtitles و لان يحب فكرة ان يكون اب و لا يفوت ايام السبت
    Ve Harold'ın kol saati, yeni bir fırsatı kaçırmasına izin vermeyecekti. Open Subtitles و ما كانت ساعة يده لتتركه يفوت فرصة أخرى
    Beni yola sokmak için son şansını kaçırmayacaktır. Open Subtitles سأبدو مثل دمية متحركة لن يفوت آخر فرصة له

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus