"يقدم" - Traduction Arabe en Turc

    • servis
        
    • teklif
        
    • verecek
        
    • yapıyor
        
    • veriyor
        
    • veren
        
    • verir
        
    • servisi
        
    • sunmak
        
    • vermedi
        
    • ikram
        
    • olarak
        
    • ediyor
        
    • bize
        
    • vermek
        
    - Restoranda servis var mı? - Mutfak kapanmak üzere. Open Subtitles هل المطعم ما زال يقدم خدماته المطبخ على وشك الإغلاق
    Önümüzdeki hafta tüm vücudumu ücretsiz tarama yapmayı teklif etti. Open Subtitles وعد أن يقدم لي معالجة كاملة لجسدي الأسبوع القادم مجاناً
    O adam, ona istediği her şeyi verecek olan Hugo Holbling'di. Open Subtitles هذا الرجل كان يدعى هيجو هولبلينج لقد كان قادراً على أن يقدم لها ما كانت تريده
    1969 deki Fall Joint Computer Conference’da sunum yapıyor. TED كان يقدم عرضا خلال المؤتمر الخريفي المشترك للحاسوب في 1968.
    Bugünlerde eylem uzak bir yer ve zamanda gerçekleşiyor, bu izleyiciye, gerçekleşenden kopuk olduğu hissini, bir ayrılık hissi veriyor. TED واليوم، تجري هذه الأمور في زمن وأماكن متباعدة، مما يقدم للمشاهد إحساسا بالابتعاد عما يحدث، و شعورا بالانفصال.
    Kilisede vaaz veren adamın anlattıklarından hiç bir şey mi öğrenmedin? Open Subtitles ألم تتعلم شيء من ذلك الرجل الذي يقدم المحاضرات في الكنيسة؟
    Dedi ki yalnız bir aptal.. ..takdir için hayatını verir. Open Subtitles قالت إن الأحمق فحسب من يقدم حياته ليكسب إعجاب جثة
    Berbat fikirler ise çöplükteki bir restoran, berbat servisi olan, oldukça pis bir restoran ya da kara böcekli suşi servisi sunan restoran gibi fikirlerdir. TED أما عن الأفكار السيئة فهي أشياء مثل بناء مطعم في مكب للقمامة، أو مطعم به خدمة سيئة للغاية، أو مطعم يقدم صرصور السوشي.
    İşin gerçeği Michael babası tutuklandığından beri onunla hiç konuşmamıştı, ve o da istifasını resmen kendi sunmak istedi. Open Subtitles فى الحقيقه مايكل لم يتحدث لوالده منذ القاء القبض عليه و قرر ان يعطى والده كياسة ان يقدم له استقاله رسميه
    Yeterli bir mazeret vermedi ve polisin evini aramasını reddetti. Open Subtitles لم يستطع أن يقدم حجة غياب مقنعة ورفض أن تفتش الشرطة شقته
    Bunun suçlusu kahve de olabilir, gerçi kafe çikolatalı naneli kahve servis etmiyor. Open Subtitles الجاني قد يكون القهوة أيضاً رغم أن الكافيه لا يقدم قهوة شوكولاتة النعناع
    Eğer Readville'da yaban mersinli tatlı servis eden bir yer bulduysan söyle lütfen. Open Subtitles فقط أخبرني إذا وجدت المطعم الذي يقدم فطائر التوت في ريدفيل من فضلك
    - Sonra sus ve orda bekle, sana kampı gezmeyi teklif edecek. Open Subtitles ستقفين هناك, حتى يقدم إليك اقتراح على جولة في مخيم. قولي نعم,
    Kim sana servet teklif edecek kadar gerzek olabilir? Open Subtitles من تحاولين أن تخدعي ؟ هل تظنين أنه يوجد شخص بالغباء الذي يجعله يقدم لكِ ثروة ؟
    Doktor Tanaka adında bir bilim adamı, genetik araştırmalarıyla ilgili bilgi verecek. Open Subtitles أحد العلماء ، دكتور تاناكا يقدم ورقة عن الأبحاث الجينية
    Doktor Tanaka adında bir bilim adamı, genetik araştırmalarıyla ilgili bilgi verecek. Open Subtitles أحد العلماء ، دكتور تاناكا يقدم ورقة عن الأبحاث الجينية
    -Tanıdık geliyor mu? Ama suçluysa çok iyi rol yapıyor doğrusu. Open Subtitles سأقول لك شيئاً ما، إذا كان مذنباً، فإنّه بحق يقدم عرضاً لا يصدق
    İkinci atımın geri dönmesinin ne kadar sürdüğünü ölçüp boynuzun şekli hakkında bilgi veriyor. TED إن قياس كم المدة الأطول التي تستغرقها النبضة الثانية للعودة يقدم بيانات عن هيئة القرن.
    Açlık veren biri varsa yemek veren biri de çıkar. Open Subtitles لأن الذي قدم لنا الجوع وانه سوف يقدم لنا الطعام
    Tabii ki bebekler oyuncakları çalıştıramayınca annelerine verir. TED ومن الطبيعي أن يقدم الرضع اللعب لهن عندما لا يستطيعون تشغيلها.
    Bir de, şarap servisi yaparken kozlara şöyle bir göz atacaktı. Open Subtitles وبأنه يجب أن يبقى منتبة أثناء لعبة الورقة الرابحة حينما يقدم النبيذ
    Mahkeme uygun görürse, savunma bir fotoğraf kanıtı sunmak... Open Subtitles إذا سمحت المحكمة فإن الدفاع يحب أن يقدم دلائل مصورة
    Hiçbir Amerikalı ondan daha fazlasını yapmadı ya da vermedi. Open Subtitles لم يقدم أي أمريكي شيئاً اكثر منه او يفعل أكثر منه
    Sırf bir adam sana içki ikram etmedi diye, Hastings, ...o adamın başka suçlar işlemiş olması gerekmez. Open Subtitles ذلك لأن الرجل لم يقدم لنا شراب ذلك لا يعني انه ملام بجرائم أخرى
    Küçükken başrahibin kurban etmek için taşı sunak olarak kullandığını sanırdım. Open Subtitles عندما كنتُ صبياً ظننتُها هيكلاً حيث يقدم عليه الكاهن الأكبر التضحيةَ
    Evet, bize yardım ediyor, ama şaka yapılması da hoşuna gitmiyor. Ciddiyim. Open Subtitles إنه يقدم لنا معروفا وربما لا يحبذ أن نطلق نكاتنا فى وجوده
    Albay tüm zamanını bize iyi bir hayat vermek için harcıyor. Open Subtitles العقيد يقضي وقته كله من أجل أن يقدم حياة جيدة لنا

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus