Bir erkek başka bir ilişkisi olmadığına karısını nasıl ikna edebilir? | Open Subtitles | كيف يقدر رجل ان يقنع زوجته انه ليست له علاقة غرامية؟ |
Apophis tek şansı var. Sokar'ı onu öldürmeyeceğine ikna etmeli. | Open Subtitles | لدى أبوفيس فرصة واحدة يجب أن يقنع سوكار ألا يقتله |
Onların masum olmadıklarına kendini ikna ettiği zaman onları öldürüyor.. | Open Subtitles | و عندما لم يعد بالإمكان أن يقنع نفسه ببراءتهم، يقتلهم |
Bizi peşinden koşturarak, onu birilerinin önemsediğine ikna ediyor kendini. | Open Subtitles | عندما يجعلنا نطارده هكذا يقنع نفسه .بأن هناك من يهتم |
Prens kolayca Kral Philip'i bu mazoşizm makinesinin Francis ile senin kullandığı bir şey olduğuna inandırabilir. | Open Subtitles | الامير يمكنه بسهوله ان يقنع الملك فيليب بأن تلك الاله كان شيئا انتِ وفرانسيس اعتدتم استخدامه |
Seyirciyi bir şeye ikna etmeye çalışan bir politikacıyı düşünebiliriz. | TED | يمكننا أن نفكر بسياسي يحاول أن يقدِّم موقف، يحاول أن يقنع الجمهور بشيء. |
vücudunuz rahat. İyi hazırlanmış konuşmanız vahşi kalabalığı karizmatik bir dahi olduğunuza ikna ediyor. | TED | خطابك المعد بشكل جيد يقنع الجمهور الهائج أن شخصيتك عبقرية. |
ve insanları yapmak istemedikleri bir şeyi yapmak için asla ikna edemeyecektir. | TED | لن يقنع أبدا أي أحد أن يقوم بفعل ما لا يرغب القيام به. |
İnsanlar yanlış bir şey yapmadıklarına kendilerini ikna ederken 50 yıllık ırkçı yasayı mümkün kılan bir inkâr. | TED | إنه الإنكار الذي يجعل 50 عاماً من التشريعات العنصرية ممكنةً بينما يقنع الناس أنفسهم أنهم لا يرتكبون أي خطأ. |
Gerçekten bu amblem bir Comanche'yi silah kaçakçıları olduğumuzu ikna eder mi? | Open Subtitles | لكن هل تعتقد حقا أن هذا الرمز سوف يقنع كومانتش أننا تجار السلاح؟ |
Bir grevin BM'yi ikna etmesi makul. | Open Subtitles | كلامهم معقول، قد يقنع الإضراب الأمم المتحدة |
Şimdi Korolev, mühendislerini, bunu yapabileceklerine dair ikna etmek zorundaydı. | Open Subtitles | الآن "كوريالوف" عليه أن يقنع مهندسيه أنهم يستطيعون فعلها أيضاً |
Belki de bu Luthor Şirketi'ni Smallville'den çıkmaya ikna eder. | Open Subtitles | ربما يقنع هذا موسسة لوثر كورب بالخروج من سمولفيل |
Ama aklının yerinde olduğunu kendisini ikna etmiş olması trajik. | Open Subtitles | ولكن يكون مأساوي عندما يقنع نفسه بأنه عاقل |
Aslında, yakamızdan düşmeleri için diğerlerini ikna bile edebilir. | Open Subtitles | في الحقيقة قد يقنع الآخرين لتركنا دون تدخل |
Stewie, bu yaptıkların olgunlaştığın konusunda Olivia'yı ikna etmeyecek. | Open Subtitles | لويس .. هذا لن يقنع أوليفيا أنك بالغ بما يكفي بالنسبة لها حقاً؟ |
Beyaz bir erkek, 30'larının başında, yumuşak başlı biri çünkü 11 kurbandan sonra bile dışarıda bir yok edici olduğunu bilen eğitimli kadınları arabasına binmeleri için ikna edebiliyor. | Open Subtitles | انه ذكر ابيض في اوائل الثلاثينات معسول الكلام, لأنه بعد 11 جريمة ما زال يقنع نساء متعلمات بان يلحقوه |
Başkomutanın kimseyi ikna etmesi gerekmiyor. | Open Subtitles | قائد القوات المسلحة ليس عليه أن يقنع أحدا |
Konuşma, kadınları balonlara binmeye ikna etmek zorunda. | Open Subtitles | على التعليق أن يقنع النساء بالإخراط في الدفاع بالمنطاد |
Altı, bir çıkış olduğuna kendisini inandırabilir. | Open Subtitles | 6 يمكن أن يقنع نفسه أن هناك خارج |
Andi'yi koleje tam gün gitmesi ve Benç'teki işini bırakması için iknaya çalışıyor. | Open Subtitles | (إنه يحاول أن يقنع (آندى بالعوده إلى الكليه بدوام كامل وتترك المتجر |