Benim de eski kocamin esyalarini arabasina dogru camdan disari atmamin üzerinden çok geçmedi. | Open Subtitles | لم يمض وقت طويل منذ القيتُ بتفاهات زوجي السابق من نافذة عربة مسرعة |
Bu saraya anarşi getirmeye hazır olduğunuzun üzerinden çok zaman geçmedi. | Open Subtitles | لم يمض وقتاً طويلاً على أستعدادكِ لآثارة الفوضي بهذا المكان. |
Ailenizin iskoçyayı onlara bırakmam için beni kandırmaya çalışmasının da üzerinden fazla zaman geçmedi. | Open Subtitles | لم يمض وقت طويلاً على والديكِ لخداعي لتوريثهم أسكوتلندا. |
kısa süre sonra, işitme cihazları kullanmaya başladım. | TED | لم يمض وقت طويل بعد ذلك، حين ركبت الأجهزة المساعدة للسمع. |
Fakat kısa bir süre sonra, Laos'un başkentinde ailem tekrar tutuklanıp hapse atıldı. | TED | ولكن لم يمض وقتاً طويلاً بعدها، حتى تم القبضعلى عائلتي وسجنها مرة أخرى في عاصمة لاوس. |
Zoom'un öğrenmesi de uzun sürmez, ...öğrendiğinde kızım ölecek, ve bu senin sorumluluğun. | Open Subtitles | ثم أنه لم يمض وقت طويل قبل تكبير لا للغاية، ومن ثم ابنتي قتلى، وهذا هو لك. |
Hertfordshire'a geleli fazla olmamıştı ki Bingley'in ablanıza hayranlığını fark ettim. | Open Subtitles | لم يمض وقت طويل لي في هيرتفوردشاير قبل ان ارى احترام السيد بينجلي لشقيقتك. |
Ben iyiyim. Bugün gerçekten planladığın şekilde geçmedi... | Open Subtitles | أنا بخير و لكن اليوم لم يمض كما خططت له |
Hayır, geçmiş ölmedi. Aslına bakarsan hiç geçmedi bile. | Open Subtitles | الماضي لا يمت، إنه حتى لم يمض بعد |
Bizi tehdit etmenizin üzerinden pek zaman geçmedi. | Open Subtitles | لم يمض وقتٍ طويل منذ أن قمت بتهديدنا |
Senin yatma vaktin geçmedi mi, Lyla? | Open Subtitles | ألم يمض وقت نومك، ليلى ؟ |
Waxey Gordon'un geçmedi. | Open Subtitles | ولكن لم يمض عهد "واكسي غوردن". |
Pek bir süre geçmedi daha. | Open Subtitles | لم يمض الكثير |
İlk başarılı uçuşlardan kısa bir süre sonra, pilotlar uçaklarını daha da hızlı gitmeye zorlamak istediler. | TED | لم يمض وقتٌ طويلٌ بعد نجاح أولى رحلات الطّيران، حتّى تحمّس الطّيارون لجعل طائراتهم تطير أسرع فأسرع. |
Küçük bir iddiaya girdik, sen vardıktan kısa bir süre sonra silahı ilk kim çekecek diye. | Open Subtitles | كان لدينا رهان قليلا ، لم يمض وقت طويل بعد وصلت لكم كنت على من سحب مسدسا على الذين الأولى. |
Çok kısa bir zaman önce aynı şeyi Jun Pyo sunbae, senin için demişti. | Open Subtitles | ألم تخبري جونبيو سنباي عن الوثوق بك لكن ذلك لم يمض وقت طويل حتي |
Çok sürmez. Sadece emin olmak istiyoruz. | Open Subtitles | لن يمض وقت طويل نريد فقط أن نكون حذرين |
Randy'nln hizmetçiyle arkadaşlık kurması uzun sürmedi. Asla uzun sürmez. | Open Subtitles | لم يمض (راندى) وقت طويل لإنشاء الصداقات مع دافع المساعدة,لا تأخذ وقت على الإطلاق |
- Çok sürmez, hadi. | Open Subtitles | لم يمض وقت طويل, وتأتي على. |
Buraya geleli iki saat bile olmamıştı. | Open Subtitles | لم يمض على وجوده هنا أكثر من ساعتين وهو لا يتذكر شيئاً |
Hatırlıyorum da saraya taşınalı çok olmamıştı küçük bir kuş yatak odamın penceresine çarptı ve kanadını kırdı. | Open Subtitles | أتذكر .. لم يمض وقت طويل بعد انتقالي للقصر حتى اصطدم عصفور صغير بنافذة الغرفة وجرح جناحه |
Dünyamın, koca evrene nasıl sığdığını merak etmeye başlayalı ise çok olmamıştı. | Open Subtitles | و لم يمض وقت طويل قبل أن ابدأ اتساءل كيف عالمي انسجم في الكون الأوسع. |