Eğer sizin için Yapabileceğim herhangi bir şey olursa, yalnızca haberim olsun | Open Subtitles | إذا كان هناك أي شيء يمكنني القيام به من اجلك فقط أعلمني |
Sen de biliyorsun ki köpek için Yapabileceğim bişey yok. | Open Subtitles | كما تعلمين، ليس هناك شيء يمكنني القيام به حيال الكلب |
Şu anda servis yok efendim. Ama bakalım ne Yapabileceğim. | Open Subtitles | ليس هناك الخدمة قبل يمكنني الاقلاع ما يمكنني القيام به |
Şu anda resmi bir şey yapamam ama bu akşam vardiyam bittiğinde geri gelip birkaç saatliğine evi gözetleyebilirim. | Open Subtitles | لا يمكنني القيام بأيّ شئ رسمي الآن لكن يمكنني العودة مجدداً الليلة بعد إنتهاء ورديتي لمراقبة المنزل لعدة ساعات. |
- Peder Lambert'i tanırdın, Whitey. - Bunu yapamam. | Open Subtitles | عرفت الاب لامبرت ، وايتي لا يمكنني القيام بهذا |
Seçildiğim zaman bu şehir için neler yapabileceğimi bir düşün. | Open Subtitles | فكّر بما يمكنني القيام به لهذه المدينة عندما يتمّ انتخابي |
İki numaralı emir: "Güneş için Yapabileceğim hiçbir şey yok. " | Open Subtitles | عدد الوصية الثانية: لا يوجد شيء يمكنني القيام به حول الشمس. |
Yarısı şimdi yarısı hasatta. Yapabileceğim en iyi şey bu. | Open Subtitles | نصف آلان ونصف بالحصاد ذلك آفضل شي يمكنني القيام به |
Neden kendimi affettirmek adına senin için Yapabileceğim bir şey düşünmüyorsun? | Open Subtitles | لماذا لا تفكرين بشيء ما يمكنني القيام به لأعوضك عن ذلك؟ |
Ve daha iyi hissetmeni sağlamak için Yapabileceğim bir şey olsun isterdim. | Open Subtitles | وأود أن كان هناك شيء يمكنني القيام به لجعلكِ تشعرين بشكل أفضل |
Artık iki tane var, yani... parodilerdeki bir gecede iki randevu olayını Yapabileceğim. | Open Subtitles | أنه يمكنني القيام بحركة المسلسلات الكلاسيكية و الخروج بموعد مع فتاتين بنفس الوقت |
Bunu senin flört programın anlamayabilir ama bu konuda Yapabileceğim bir şey yok. | Open Subtitles | والتي قد يتحدى المنطق الآلي، ولكن هناك شيء يمكنني القيام به حيال ذلك. |
Onu sana geri getirmek için Yapabileceğim bir şey yok, biliyorum. | Open Subtitles | وأنا أعلم أنه لا يوجد شيء يمكنني القيام به لإعادتها إليك. |
Yangın muslukları ve dur işareti direklerinden bu malzemeyle Yapabileceğim diğer şeylere kaydı. | TED | انتقلت من صنبور اطفاء الحريق وعلامات التوقف إلى أي مادة يمكنني القيام فيها بذلك. |
Bunu yapamam. Lütfen nedenini sorma bana. | Open Subtitles | انا فقط لا يمكنني القيام بهذا ارجوكِ لا تسأليني لماذا |
Muhabirlerimin yerine ben gazetecilik yapamam. | Open Subtitles | لا يمكنني القيام بالتحقيقات بدلا من الصحفيين الخاصين بي.. |
Birkaç telefon görüşmesi yapmam gerek. Ama bunu sabahtan önce yapamam. Üzgünüm. | Open Subtitles | عليّ أن أجري بعض المكالمات الهاتفية لكن لا يمكنني القيام بذلك قبل الصباح , لذا أنا آسف |
yapamam, içerisi çok kalabalık. | Open Subtitles | لا يمكنني القيام بذلك. هناك الكثير من الناس. |
Ama benim hakkımda bilgi edinip neler yapabileceğimi gördüklerinde şahane bir destek ve birlik ortaya çıktı. | TED | لكن عندما عرفوني أكثر، وعرفوا ما يمكنني القيام به، كان هناك دعم واتحاد هائلين. |
Bu işi kolayca yaparım sandım. Ama yapamıyorum. | Open Subtitles | ظننت أنه يمكنني القيام بهذا ولكن لا أستطيع |
Kazanan numaraları ben çıkartmadım, ve bunu tekrar yapamayacağım, tamam mı? | Open Subtitles | أنا لم أقم بإختيار الأرقام الرابحة و لا يمكنني القيام بذلك مرة أخرى، حسناً؟ |
Kutsal Babamız, hükümet ile ilişkileri düzeltmek için ne yapabileceğime bakmamı ister misiniz? | Open Subtitles | هل تريد أن أرى ما يمكنني القيام به لاصلاح العلاقات مع الحكومة الإيطالية؟ |
- yapamayacağımı düşünüyorsun, değil mi? | Open Subtitles | تعتقد لا يمكنني القيام بهذا , اليس كذلك؟ |
Peki ne yapacağım? Yeni bir bot alacak param yok. | Open Subtitles | ما يمكنني القيام به، وليس لدي المال لشراء حذاء جديد |
Onun için elimden geleni yapmam gerekiyor. | Open Subtitles | ويحق له الحصول على أفضل ما يمكنني القيام به |
Hiçbir şeyi doğru yapamıyorum. Deniyorum, ama herşey kötü gidiyor. | Open Subtitles | لا يمكنني القيام بشئ صحيح، أنا أحاول ولكن الأمور تسير بطريقة خاطئة |
Çünkü gerisini kendim de halledebilirim. | Open Subtitles | لأنه يمكنني القيام بالباقي دونك |
Yumuşak yüreğin herkesin korkularını gideriyordu. Korkmazlarsa işimi yapamazdım. | Open Subtitles | قلبك الطيب هدّأ من مخاوف الجميع، وبدون الخوف، لا يمكنني القيام بعملي. |
- En azından üzerine uymuş. - Seni mutlu etmek için ne yapabilirim? | Open Subtitles | حسنا، على الأقل هذه تناسبك ــ ما الذي يمكنني القيام به لأجعلك سعيدة؟ |