Tepede oturduğunu unutma ve bir de büyük annesi var. | Open Subtitles | لولا أنها تعيش على التل و معها جدتها أيضا ً |
Onun pis işlerini yaparlar. İşlerinde çok iyidirler, çok da sadık. | Open Subtitles | هؤلاء يؤدون أعماله القذرة إنهم جيدون جدا ً، ومخلصون جدا ً |
O zaman birisi bana almış olduğu minderleri geri versin. | Open Subtitles | اذا ً ،يجب علي شخص ما أن يعطي الآخر الوسادات |
Koyu bir takım elbise giyiyordu ve yüzünde o kadar olgun, o kadar derin bir acı vardı ki ona zor bakıyordum. | Open Subtitles | ،كان يرتدى بزة غامقة و على وجهه رأيت الحكمة و ألم قديم و عميق حتى أنني لم أستطع النظر إليه مباشرا ً |
Ya kaseti buluyorsun, ya da seni bir daha görmek istemiyorum. | Open Subtitles | إما أحصل على الشريط أو لا أرئك أبدا ً مرّة ثانية |
İsa bir marangozdu. Senin gibi insanlar, kişi olarak iyi. | Open Subtitles | . الناس يحبونك لشخصك فإنك حقا ً فى وضع جيد |
Bana 100.000 dolarlık bir çek ver, 300.000 dolar da nakit. | Open Subtitles | أعطنى شيكا ً ب 100,000 دولار زائد على ذلك 300 دولار |
Tamam, ama seni ben götüreyim. Onu taksiyle eve bırakırım. | Open Subtitles | ،حسنا ً , سأوصلك سأوصلك إلى البيت فى سيارة أجرة |
Ama bence Amerika'daki siyah insanlar zihinsel sömürgeciliğin kelepçelerini, ...atmaya çalışınca bu kültürel sömürgeciliğin kelepçelerini de atma isteğini uyandıracaktır. | Open Subtitles | .. أعتقد أنه كما كافح السود بأمريكا .. لكى يتخلصوا من قيود الإستعمار العقلي .. فهم أيضا ً يعكسون رغبتهم |
Tepede oturduğunu unutma ve bir de büyük annesi var. | Open Subtitles | لولا أنها تعيش على التل و معها جدتها أيضا ً |
- Bir de Hasan Kahire'ye telefon edip yolda olduğumu haber et. | Open Subtitles | ً حسـان ً حـاول الإتصال بالقــاهرة دعهـم يعلمــون أننـي فــي طريقــي إليهـم |
O zaman sizi eğlendirmek için bir şeyler bulsak çok iyi olur. | Open Subtitles | إذا ً يجب أن نحاول و نفكر فى شيئا ً ما لتسليتك |
- Bunların hepsi çok sıkıcı ve saçma. çok fazla telaş yapıyor. | Open Subtitles | هذا كله مُتعب جدا ًو سخيف إنه يقوم بالضجة الأكثر ترويعا ً |
Hayır. Cadılar Bayramı çok saçma. Kostüm giyip olmadığın biri gibi davranmak falan. | Open Subtitles | مستحيل فعيد القديسين سخيف الجميع يرتدى زياً تنكريا ً ويدعى انه شخص آخر |
O zaman fark ettim ki, bazen liste sayesinde diğer insanlar iyi hissediyorlar, ben ise mideme yumruk yemiş gibi hissediyorum. | Open Subtitles | .. عندها عرفت بأنه أحيانا ً ومع القائمة .. أشخاص آخرون يشعرون بالإرتياح و أشعر أنا وكأنني تلقيت لكمة على أمعائي |
Koyu bir takım elbise giyiyordu ve yüzünde o kadar olgun, o kadar derin bir acı vardı ki ona zor bakıyordum. | Open Subtitles | ،كان يرتدى بزة غامقة و على وجهه رأيت الحكمة و ألم قديم و عميق حتى أنني لم أستطع النظر إليه مباشرا ً |
Bu gerçek onu o kadar etkilemiş ki atından düşmüş. | Open Subtitles | كان مغرقا ً بالحقيقة لدرجة أنه وقع من على حصانه |
Eğer daha iyi hissetmeni sağlayacaksa, kendimi aptal yerine koydum. | Open Subtitles | اذا كان هنالك ما سيجعلك تتحسن فسأفعل شيء سخيفا ً |
Patlamaların yönü yakınlarda bulunan nesnelerin patlamalarına bağlı olarak "deyişikliler" götermektetir. " | Open Subtitles | توجه و حركة أصحاب الكرات النارية يعتمد مباشرة ً على نشاط مواقعهم |
Bana 100.000 dolarlık bir çek ver, 300.000 dolar da nakit. | Open Subtitles | أعطنى شيكا ً ب 100,000 دولار زائد على ذلك 300 دولار |
Tamam, ama seni ben götüreyim. Onu taksiyle eve bırakırım. | Open Subtitles | ،حسنا ً , سأوصلك سأوصلك إلى البيت فى سيارة أجرة |
Oh, çok güzel bir fikir, özellikle böyle bir evde. | Open Subtitles | هذه فكرة جيدة خاصة ً في منزل كهذا كل شيء يبدو ثمين |
Ve böyle konuları konuşmak için burası uygun bir yer değil. | Open Subtitles | إضافة إلى أن المكان ليس ملائما ً للحديث عن هذه الأمور |
GPS'e katılın! GPS'i izleyin! | Open Subtitles | هيا ، فلتقفوا جميعا ً الى جانب ال جي بي اس |