Dışarıya çıkıyor ve olmasını sağlıyor adamım işte böyle yapıyor. | Open Subtitles | إنّه يخرج و ينفذ الأمر يا رجل هكذا يقوم بذلك |
Adam aracından çıkıyor Bennett'e doğru gidiyor ve onunla konuşuyor. Neden... | Open Subtitles | وهو يخرج من شاحنته ويتجه نحو بينيت ويبدو وكأنه يتحدث اليه |
Burada bir karıncanın ayağının tabanından ve pençeler kazmadığın da, bu ped karınca hiçbir şey yapmadan otomatik olarak çıkıyor. | TED | نرى هنا من تحت قدم نملة، وعندما لا تنغرس المخالب، تخرج تلك الوسادة تلقائياً بدون أن تفعل النملة أي شيء |
Seventeen Dergisine kapak olan müdürün kızıyla çıkıyor olacaksın. | Open Subtitles | أنت لا تواعد فتاة مجلة آنسة السابعة عشر فحسب ، بل إنها أيضا ابنة مدير المدرسة الجديد |
Bazılarımız daha kötü durumda,Dana; bunu biliyorsun. Bazılarımız "lezbiyen" erkeklerle çıkıyor. | Open Subtitles | هناك من هم أسوأ من حالتك هناك من يواعد رجل سحاقي |
Birlikte her şeyi deniyorlar. Manning bu hafta kefaletle çıkıyor. | Open Subtitles | إنهم يقومون بكل الأساليب معاً مانينج سيخرج بكفالة هذا الأسبوع |
Gölgelerin içinden kırmızı-mavi kıyafetiyle çıkıyor. Bu iki farklı kişilik yaratmak. | Open Subtitles | الذي يخرج من الظل إلى لباسه الأحمر والأزرق، ويخلق شخصيتين مختلفتين؟ |
Adam bankadan çıkıyor, bir sürü polis ona ateş ediyor. | Open Subtitles | يخرج من المصرف ويقوم اثنا عشر شرطياً بإطلاق النار عليه |
Sadece geceleri ortaya çıkıyor ve böylece paraya sahip çıkabiliyor. | Open Subtitles | انه يخرج فقط في الليل ليتمكن من مراقبة الأموال وحمايتها |
ve bütün bu renkler alttaki bir ana hazneden çıkıyor. | TED | وجميع الألوان تخرج من منفذ واحد وسطي في الجزء السفلي. |
Karanlık köşelerde fısıldaşıyor... gece yarıları dışarı çıkıyor... ve komplo planlıyorlardı. | Open Subtitles | بالهمسات في الجانب المظلم، وكانت تخرج ليلاً في وقت متأخر، وتآمرت |
Bak, buraya geldiğin o kızla çıkıyor musun? | Open Subtitles | اسمع, هل تواعد هذه الفتاة التي أتيت برفقتها؟ |
Kız bizden biriyle çıkıyor diye, neden ona karşı iyi olmak zorundayız anlamıyorum. | Open Subtitles | لا أرى لما يتوجب علينا أن نكون لطفاء معها فقط لأنها تواعد واحدا من الشِلة |
Amcam Bill, kendinden 25 yaş küçük bir kızla çıkıyor. | Open Subtitles | عمي بيل، هو يواعد فتاة أصغر منه با 25 عاما |
Muhtemelen senin için tuhaftır komşunuz annenle çıkıyor. | Open Subtitles | ربما يكون غريباً لك أن جارك يواعد والدتك |
10. aşamada fırında dönüşüm var, çünkü hamur olarak giren şey 11. aşamada ekmek olarak çıkıyor. | TED | اذا ان الذي دخل في المرحلة العاشرة الى الفرن لأن ما دخل إلى الفرن كعجين هو ذاته الذي سيخرج من المرحلة ال11 كخبز |
Şimdi çıkıyor musun, yoksa yalvarmam mı gerek? | Open Subtitles | هل ستخرج على الفور أم يجدر بنا أن نتوسل إليك؟ |
Albert cebine uzanıyor, bu bahsettiğim lastik bantı çıkarmak için fakat onun yerine bir bıçak çıkıyor. | TED | ألبرت يضع يده في جيبه ليسحب، كما تعلمون، ليظهر الشريط المطاطي الأسود ولكن ما خرج كان سكيناً بدلاً من ذالك. |
İşten her akşam 6:00 - 7:00 arasında çıkıyor. Hep aynı yolu kullanıyor. | Open Subtitles | مساء كل 7 والساعة الساعة6 بين عمله يغادر |
Odasından çıkıyor olabilirdi. Sizi gördü ve geri döndü. | Open Subtitles | ربما خرجت من غرفتها, وعندما رأتك, استدارت وعادت الى غرفتها ثانية |
Çok düşünceli birisin ama çıkıyor olmanızla ilgili bir problemim yok. | Open Subtitles | أنت شخص وقور جداً ولكن حقاً , ليس لدي أي مشكلة أنتما الأثنان تتواعدان |
Deponun arkasındaki tünel diğer iki tünele çıkıyor. Sanırım biri sular altında. | Open Subtitles | هذا النفق في المستودع يقود لإثنان أخرين أعتقد ان أحدهم ممتليء بالماء |
Görünüşe göre bir rögara çıkıyor. Bu kanalizasyon hattının nereye çıktığını bulabilir misin? | Open Subtitles | يبدو أنها تؤدي إلى مصرف العواصف أيمكنكِ اكتشاف إلى أين يؤدي الصرف الصحي؟ |
Bu, FlAT'ın zırhlı kervanı. Her hafta hava meydanından yola çıkıyor. | Open Subtitles | هذة هى قوات الحراسةالخاصة بشركة فيات التى تغادر مطار تيرن اسبوعيأ |
Onunla çıkıyor olduğumuz da sizinle paylaşmak istiyorum. | Open Subtitles | و اريد ان اتشارك معكم في خبر اننا الآن نتواعد |
Sizin zamanınız geçti. Bravo! Buradan bakınca, bütün yollar Amanda Tanner'a çıkıyor. | Open Subtitles | لقد ولّى زمنكم في تصوري أن كل الطرق تؤدي إلى أماندا تانر |