çok iyi bir arkadaştır. Aslında bu kemeri bana o verdi. | Open Subtitles | انها صديقة جيدة جداً, في الحقيقة لقد صنعت لي هذا الحزام |
Fakat bunun yanında, çok iyi bir şekilde cevap verecek bir sistem inşa edebiliriz. | TED | لكن في الواقع، يمكننا بناء نظام استجابة جيد للغاية. |
Aslında çok iyi bir fikir. "Doğum günü pastası tükürük çarşafı. | Open Subtitles | في الحقيقة فكرة جيدة جدا انه درع بصاقِ كعكة عيد ميلاد |
Sen sadece, bir kadının çok iyi bir şef olabileceğini kabullenemiyorsun. | Open Subtitles | أنت فقط لا يمكنك تقبّل حقيقة أن تكون إمرأة طباخة ماهرة. |
Sonunda Miyaga'da Onagawa köyünde... ...çok iyi bir belediye başkanıyla tanıştım. | TED | وأخيراً التقيت بعمدة لطيف جداً في قرية اوناغاوا في مياجي. |
çok iyi bir adam değilim, ama doğruyu söylerim. | Open Subtitles | , أنا لست رجلاً صالحاً لكن يمكنني أن أخبركِ بالحقيقة |
çok iyi bir kalbin var. | Open Subtitles | عليك أن تتعلمي أن تكوني صارمة قلبك طيب للغاية |
Ve bu bir kural yüzünden, tabi bana göre, çok iyi bir kuraldı: "Asla bir odadaki en parlak kişi olma" ve biz de öyle değildik. | TED | وكان ذلك بسبب قاعدة، والتي هي بالنسبة لي قاعدة جيدة جداً: لا تكن مطلقاً أذكى شخص في الغرفة، ولم نكن كذلك. |
Eğer at yarışı, sporların kralıysa, o zaman bowling de kesinlikle çok iyi bir spordu. | Open Subtitles | وكأنني في الجنة ..وقد استبدلت سباقات خيول الملوك بالبولينق وهي رياضة جيدة جداً |
çok iyi bir oyuncusun. | Open Subtitles | أنت ممثلة جيدة جداً الأفضل لحد الآن ، في الحقيقة |
Ve çok iyi bir doktor tanıyorum... stresle bağlantılı durumlar konusunda uzmandır... ki bence rahatsızlığının nedeni bu. | Open Subtitles | ربما يتوجب عليكم استشارة شخص ما وأناأعرف.. طبيب جيد للغاية مناسب لك ولحالات الضغوط، والتي أعتقد أنها سبب مشكلتك |
Bu bir sanat, balet işi bir sanat. çok iyi bir ayak hakimiyetine ihtiyacın vardır. | Open Subtitles | 'إنها فن ، فن البالية ، هل يكون لديك الملعب جيد للغاية. |
Ayrıca sizi çok iyi bir kulak misafiri yapıyor, çünkü aynı anda iki konuşmayı birden dinleyebiliyorsunuz. | TED | كما أنه يجعلك جيدة جدا في التنصت لأنه يمكنك الاستماع إلى محادثتين في نفس الوقت |
DH: Aynen, çok çok iyi bir noktaya değindin. | TED | دونالد: نعم ويبدو إن هذه نقطة جيدة جدا جدا |
Sıcak Dudak, bir baş belası olmana karşın çok iyi bir hemşiresin. | Open Subtitles | قد تكونين مزعجة يا شفاه متّقدة لكنك ممرضة ماهرة |
çok iyi bir delikanlısın. Evet, seni bir zamanlar severdim. | Open Subtitles | انت فتى لطيف جداً نعم ، تعرف ، انا احببتك ذات يوم |
Babana gerçekten çok iyi bir evlat yetiştirdiğini ve her zaman onun gibi bir babam olmasını dilediğimi söyle. | Open Subtitles | وقل لوالدك، أنّه ربّى ابناً صالحاً ولطالما حلمت بوالد مثله |
Evet, çok iyi bir çocuk o. | Open Subtitles | نعم، إنه فتى طيب للغاية |
Bence sen çok iyi bir aktörsün ve bunu yapmaya devam etmelisin. | Open Subtitles | أظن إنّك ممثل بارع للغاية ويجب أن تمضي قدماً. |
Aynı zamanda, başta kötü görünen bir durumu Amerika genelinde çok iyi bir hale getirebileceğimizi de gösteriyor. | TED | ولكنه أيضا يوضح كيف يمكننا أن نحول ما يبدو في البداية كوضع سيء إلى شيء هو في مجمله جيدا جدا لأمريكا |
"Koca Baba çok iyi bir insan | Open Subtitles | الأب الكبير رجل جيد و مرح الأب الكبير رجل جيد و مرح |
Gençliğimde, daha filmlere başlamadan evvel çok iyi bir hikaye anlatıcıydım. | Open Subtitles | قبل أن أتعمّق في الأفلام، كنت جيداً جداً في رواية القصص |
Mükemmel, mükemmel, çünkü şimdi dua etmek gerçekten çok iyi bir fikir. | Open Subtitles | العظمى، عظيم، لأنني أعتقد أن يصلي الحق الآن هو فكرة جيدة حقا. |
Gel bakalım bebecik. Evet sen çok iyi bir çocuksun. | Open Subtitles | تعال ايها الفتى الجيد نعم، أنت ولدَ جيّد جداً. |
çok iyi bir şey yaptı. | Open Subtitles | قال بفعل شيء جيد جد |
Ama çok, çok iyi bir şekilde saklanman lazım, tamam mı? | Open Subtitles | لكن أحتاج منكِ إلى الإختباء بشكل جيد حقاً ، حسناً ؟ |