Ancak bunu yapmak için, güneş doğmadan önce burada olmanız gerekiyor. | Open Subtitles | ،لكن لتفعل ذلك يجب ان تكون هنا قبل أن تُشرِق الشمس |
çünkü hepimizin 200,000 yıl önce burada yaşayan biriyle akrabalığı var. | Open Subtitles | لأننا جميعا ذوي صلة بشخص ما عاش هنا قبل 200،000 سنة. |
Eğer iki gün önce burada olsaydın bu orkideyi göremezdin ve belki de bu bitkinin hiç çiçek açmadığını düşünürdün. | Open Subtitles | إن كُنت موجوداً هنا قبل يومين ما كُنتَ لِترى هذه الأوركيد و قد تَظُن أن هذه النبتة لا تُزهر أبداً. |
Bundan dört yıl kadar önce burada tasarım ve mutluluğun ilişkileri hakkında konuşmuştum. | TED | كنت هنا منذ حوالي اربع سنوات , اتحدث عن علاقة فن التصميم بالسعادة. |
Gibi, ben bu insanlar birkaç saat önce burada değildi yemin ederim. | Open Subtitles | أكاد أقسم أن هؤلاء الناس لم يكونوا موجودين هنا منذ بضع ساعات |
Bir sene önce burada neler olduğunu hâlâ düşünüyor musun? | Open Subtitles | هل لا تزال تراودك ذكريات ما حدث هنا منذ سنة؟ |
Salı günü, mesai bitiminden önce burada ol o evrakları imzala ve buraya elveda dile yahut, siktiğimin sonuçlarına katlan. | Open Subtitles | إذن، كُن هنا قبل إنتهاء الأعمال يوم الثلاثاء و وقّع على تلك العقود.. و قُم بتوديع هذه البلدة وداعاً حاراً |
Chris Anderson: Edward Snowden ile birkaç gün önce burada birlikteydik ve bugün cevap günü. | TED | كريس اندرسون: كان لدينا ادوارد سنودين هنا قبل عده ايام, والان هو وقت الرد. |
Ölmeden önce burada bir TV programı çekecekti. | Open Subtitles | لقد كان سيقوم بعرضاً خاصاً للتلفاز من هنا قبل أن يموت. |
Benimle dört saat önce burada buluşmalıydın. | Open Subtitles | كان المفروض أن تقابلني هنا قبل أربع ساعات |
600 yıl kadar önce burada yaşayan bir Kızılderili kabilesi vardı. | Open Subtitles | كان هناك قبيلة الهنود التي عاش هنا قبل أكثر من 600 سنة. |
Birkaç hafta önce burada bulduğumuz iblisle aynı iblis olduğuna dair bahsimi koymak istiyorum. | Open Subtitles | و أنا أراهن بأنه الشيطان نفسه الذي وجدناه هنا قبل أسبوعان |
Sadece konuyu açmadan önce burada olduğundan emin olmak istedim. | Open Subtitles | أردت فقط التأكد أنه هنا قبل التحدث بشأن القضية |
Oğlum, Chester Charles Smithers birkaç yıl önce burada öldü. | Open Subtitles | ابني , تشيستر تشارليز سيمذرز مات هنا منذ بضعة أعوام |
CA:İki gün önce burada çok güzel bir konuşma yaptı. | TED | ك أ: لقد كان حديثه رائعا هنا منذ يومين. |
20 dakika önce burada değildin. Gelip merdivenlerden sana seslendim. | Open Subtitles | لم تكن هنا منذ 20 دقيقة لقد جئت وناديت من على السلالم |
Bayan Amalia, iki gün önce burada ortaya çıkıp, sonra yeniden ortadan kaybolan kayıp kişi için neden gazeteyi aradığımı bilmek ister miydiniz? | Open Subtitles | سيدة أماليا هل تريدين معرفة سبب اتصالي بالصحيفة عن الشخص الذي ظهر هنا منذ يومين ثم اختفى مجدداً؟ |
Çok uzun zaman önce burada bir köprü olabileceğini sanıyorum. | Open Subtitles | ، أعتقد أنه من الممكن وجود واحداً هنا منذ وقتٍ طويل |
Doğulu bir tetikçi ama bir kaç yıl önce burada bir iş yapmış. | Open Subtitles | انه من الشرق ، لكنه عمل هنا منذ بضع سنوات. |
Benden önce burada oturan adamın çok uzun kolları vardı. | Open Subtitles | الرجل اللذي سكن هنا قبلي كان يملك ذراعان طويلان |
Plajda birine anlattım sizden önce burada bir kadına da anlattım. | Open Subtitles | أخبرت أحدهم عند الشاطىء و قد أخبرت امرأة هنا قبلك |
işte kuluçka makinamız bu. Nefes borusunu önce burada büyüteceğiz. | Open Subtitles | هذه هي الحاضنة وسنستنبت الرغاميّ هنا أولاً |
Üç hafta önce burada olmaları gerekiyordu. | Open Subtitles | لقد كان يجب أن تصل هذه قبل 3 أسابيع |
Bir telefonumla Sean Wright, Travis Pestrana ve dostlarından beşi gece yarısından önce burada olur ve gösterilerini sergilerler. | Open Subtitles | بمكالمة هاتف يمكنني احضار شون رايت وترافيس بيسترانا وخمسة أخرون قبل منتصف الليل ليفعلوا اصعب العاب السيرك والحواة |
30 dakika önce burada buluşmamız gerekiyordu. | Open Subtitles | كانَ من المفترض أن يلقاني . هُنا قبل نصف ساعة |
Saat 7.45. Otobüs 20 dakika önce burada olmalıydı. | Open Subtitles | -إنها تقريبا السابعة و45 دقيقة، كان يُفترض بالباص أن يصل منذ 20 دقيقة. |
Üç yıl önce burada tutuklanıyordum. | Open Subtitles | كنت قد اعتقلت هنا منذ ما يقرب من ثلاث سنوات |
Daha önce burada bulunmuştun ama hiçbir şey aşina gelmiyor. | Open Subtitles | لقد كنت هنا سابقاً... لكن لا شيء يبدو مألوفاً. |
Bu çocuklar bizden önce burada aynı boktan sokaklarda devriye geziyorlardı. | Open Subtitles | انهم رجالنا، لقد كانو هنا من قبلنا وهم يؤدون نفس الدوريات التي نفعلها في الشوارع |
Anne. Şekil değiştiren biraz önce burada, bardaydı. | Open Subtitles | المتحوله كانت للتو هنا فى الحانة |
Asıl konu, benim sizden önce burada olmam. | Open Subtitles | بيت القصيد أني أتيت أولاً |