Farklı elektriksel ve manyetik özellikleri vardır. | TED | ولديهم خصائص إلكترونية ومغناطيسية مختلفة |
Ve bunlar eski medyanın karakteristik özellikleri değil ve günümüz medyası için de hemen hemen hiç geçerli değiller, ama geleceğin eğlence anlayışını tanımlayacaklar. | TED | وهذه ليست خصائص الوسائط القديمة، وهي بالكاد تنطبق على الوسائط اليوم، لكنها ستُشكّل تسلية المستقبل. |
Bazı cevapsız özellikleri taşıyabilirim, ama bu benim cadı olduğum anlamına gelmez. | Open Subtitles | من الممكن ان أسألك عن بعض الصفات لكن هذا لن يجعلنى ساحرة |
Aradığım, malzemeye ihtiyacım olan özellikleri verebilecek bir yol. | TED | ما أبحث عنه هو طريقة لأضفي على المواد الصفات التي أريد. |
Su numunesi alındı. İnanılmaz özellikleri var gibi görünüyordu. | Open Subtitles | عينة الماء المسترجعة بدت لها خواص غير قابلة للتصديق |
Teknik sohbet odasına girdim ve ihtiyacımız olan özellikleri yazdım. | Open Subtitles | ذهبت الى غرفة الحديث عن التقنية كتبت المواصفات التي سنحتاجها |
Başkalarının teknik özellikleri ve düzenleyici en iyi uygulamaları içerecek tesisleri tasarlamalarına ve inşa etmelerine yardımcı olacak bir tasarım aracı oluşturuyoruz. | TED | نحن نقوم بإنشاء أدوات تصميم تساعد الآخرين على تصميم وبناء منشآت تحوي مواصفات فنية وأفضل الممارسات التنظيمية. |
ve ortaya çıkan şu ki beyin resimlerinin olağanüstü özellikleri var. | TED | و اتضح ان صورالدماغ الموضوعة هذه لها خصائص مميزة |
Bu küçük boyutlarına rağmen acayip özellikleri var. | TED | وبالرغم من حجمهم الصغير جداً، فإن لديهم خصائص لا تصدق. |
Fraktal (benzer yapıların oluşturduğu şekil) özellikleri vardı ve bu tüm ön cepheyi şekillendirmemde yardımcı oldu. | TED | والتي تحتوي على خصائص هندسة كسورية وهذا ساعدني على تشكيل الواجهة كلها |
Tek yaptığımız kişisel portreye ait özellikleri barındıran resmi aramaktı. ve bakın, hepsi birbirine benziyor. | TED | كل ما قمنا به هو البحث عن صور لديها خصائص الصور الشخصية وانظروا، إنهم متشابهين جدا |
Evrim gerçekten de, bize avantaj sağlamayacak özellikleri eleyip bize rekabette avantaj sağlayacak özellikleri seçmekte oldukça başarılıdır. | TED | قام التطور بعمل جيد، جيد جدا. لإلغاء الصفات غير المناسبة لنا وتحديد الصفات المناسبة للميزة التنافسية. |
Hem beyindeki bir topluluğa dahil olarak, hem de tek başlarına ele alındıklarına, nöronların özgün karakterleri altta yatan biyokimyalarının temel özellikleri tarafından şekillenir. | TED | الصفات الفريدة في كل خلية وفي كل مجموعةٍ من الخلايا في الدماغ تتميز بخصائص أساسية لتكوينها الكيميائي الأولي. |
Bu, sizi farklı kılan şeyi anlamakla, o özellikleri sahiplenmekle başlar. | TED | يبدأ هذا الأمر بفهم ما ما يجعلك مختلفاً من خلال تبني هذه الصفات |
Kayanın karakteristik özellikleri, 1979'da bulunan başka bir Mars meteoritininkiyle uyuşuyordu. | Open Subtitles | الحجر كانت له خواص مطابقة لنيزك آخر وجد على المريخ عام 1979 |
Bu özellikleri girince bakalım veritabanında ne çıkacak. | Open Subtitles | سوف أفحص هذه المواصفات عبر قاعدة البيانات |
Koronavirüsleri özel bir virüs alt kümesi ve virüs olarak bazı eşsiz özellikleri var. | TED | وفيروسات كورونا هي مصفوفة من الفيروسات، ولها، كفيروسات، مواصفات فريدة. |
Şimdi, benim, bu noktaya kadar çözemediğim, tüm kurbanlar,20'li yaşlarda bayanlardı ve büyük ihtimalle belli özellikleri için seçilmişlerdi. | Open Subtitles | أنه حتى هذه المرحلة جميع الضحايا كن إناثاً في العقد الثالث من عمرهن.. على الأرجح يستهدفهم لهذه السمات المحددة. |
Tabi kütlelerinin ötesinde, ek bir özellikleri daha var. | TED | لكن، فضلا عن كتلتها، فهي ذات خاصية أخرى. |
Çoğu astronomik derecede yumruk gücüyle çıkıyor ama ona uyan bir başka özellikleri daha olmuyor. | Open Subtitles | معظمهم يمتاز بالضربات القوية لكن بدون مهارات تناسب ذلك |
Yani cevap ne? Tüm özellikleri basit ve akıllıca nasıl birleştirebilirsiniz? | TED | فما الحل؟ كيف ننظم كل هذه المميزات بطريقة بسيطة، و ذكية؟ |
Birisinin en iyi özelliklerini belirliyorum sonra bunlarla uyumlu özellikleri olan birini buluyorum. | Open Subtitles | أحدد أفضل صفات الشخص ومن ثَمّ أعثر على شخص أخر صفاته متوافقة معه |
Fakat kuantum bilgisayar daha iyisini yapabilir, çünkü simule etmeye çalıştıkları moleküller gibi aynı kuantum özellikleri kullanarak işlemektedir. | TED | ولكن قد يعمل الحاسوب الكمي بشكل أفضل، لأنه يعمل باستخدام الخصائص الكمية ذاتها كما يحاول الجزيء أن يقلد ذلك. |
Bu kuyudaki suyun, yerin altında bulunan bir gölden geldiğini söylerler ve o gölün de büyülü özellikleri var. | Open Subtitles | يُقال أنّ مياه البئر، مصدرها بحيرةٌ جوفيّة، و لتلك البحيرة خصائصُ سحريّة. |
Tüm bu güvenlik özellikleri, bu parayı imal etmenin çok zor olduğunu kanıtladı. | Open Subtitles | حسنا,بسبب جميع الميزات الأمنيه الجديده تم اثبات انها عمله صعبه للغايه ليتم انتاجها |
Yani yapacağımız, tekrardan, uzaysal/zamansal özellikleri kullanarak her şuta baktık. | TED | اذا ما يمكننا فعله، مجددا، هو استخدام ميزات الزمانية و المكانية، نظرنا الى لقطة. |