Onu, Albright'ın ofisinden daha ıssız, şahit bulunmayacak bir yere götürüyorlardı. | Open Subtitles | وأخذوا دافني الى مكان مهجور الى مكان حيث لايوجد شهود عيان |
Önemli kayıtların yetersiz, olayı gören şahit yok, itiraf yok, sebep yok. | Open Subtitles | لا تسجيلات, لا شهود عيان لا إعتراف بالجريمة ولا دافع لها أيضاً |
Şimdi de Helena Robertson'ın ismini şahit diye gazetelerde okuyor. | Open Subtitles | الآن هو قراءة اسم هيلانة روبرتسون مثل أنها هي الشاهد. |
şahit olan bir çok kişi var ama çoğu konuşmak istemiyor | Open Subtitles | على منصة الشهود مما في الشوارع صحيح؟ أعطهم فقط خيار واحد |
Bu adamın başka bir vurulma olayına şahit olduğunu söylemedin bana. | Open Subtitles | لم تُخبريني أن الرجل الذي قتلوه كان شاهداً لإطلاق نار آخر |
Sadece benden hoşlanmalarını istedim, ama evlilik problemlerine şahit oldum. | Open Subtitles | أردتهم أن يحبوني الآن، أنا مجرد شاهدة على كارثتهم الزوجية |
Ancak Nazi hitabetinin hararetine şahit olunca ilk kez sorgulamaya başladı. | TED | لكنّه عندما شهد حماسة الخطاب النازي، بدأ يتسائل عنه للمرّة الأولى. |
Dört şahit ateş edildiğini görmüş ve tanıklık etmeye hazır. | Open Subtitles | نحن عندنا أربعة شهود الذين رَأوا إطلاق النار وراغبون للشهادة |
Gün ışığında iş yapmak kolaydır, ama daha çok şahit demektir. | Open Subtitles | فعل عمل في وضوح النهار يعني وصول اسهل ولكن زيادة شهود |
Yedi, şimdikiyle 8 kişi kalabalığın ortasında kayboluyor. Ama hiç şahit yok. | Open Subtitles | سبعة، والآن ثمانية أشخاص اختفوا وسط حشد ورغم ذلك لا يوجد شهود |
Şimdi 15 yaş daha yaşlı, ama şahit'in verdiği tanımlamayla hala eşleşiyor. | Open Subtitles | إنه أكبر بـ15 سنة الآن, لكن الوصف الذي أعطاه الشاهد مايزال متطابقاً. |
O bir şekilde yeni şahit'i bulmamızda bize faydası olacak mesajlar alabilir... | Open Subtitles | ربما تحمل نمط من الرسائل يعيننا في رحلة البحث عن الشاهد التالي |
Şiddet sessizce, göze görünmeyen ve duyulmamış olduğunda bir şahit, çok değerli ve onların bakışları çok gerekli olabilir. | TED | و يصبح الشاهد ثمينًا و نظرته تكون أكثر أهمية عندما يمر العنف بصمت دون أن يراه أحد أو يسمع عنه |
Numarayı almak için gelmiştim, böylece arayıp şahit olduğumu söyleyecektim. | Open Subtitles | جئتُ لأخذ الرقم يمكنني الإتصال بهم وأقول بأنني احد الشهود |
Yakaladığımda, kızın ne kadar iyi bir şahit olduğunu anlayacak. | Open Subtitles | وعندما أفعل، وانه سوف معرفة كيفية تمكن أحد الشهود جيدة هي حقا. |
1327 yılının sonunda gençliğimde şahit olduğum olağandışı ve korkunç olaylarla ilgili tüm olup biteni bu parşömene yazıp bırakıyorum. | Open Subtitles | أنا الآن بصدد كتابة شهادتي على رق الكتابة هذا بخصوص أحداث عجيبة ورهيبة كنت شاهداً عليها في فترة شبابي |
Ve o benim problemim, çünkü şahit benim, ve oda mahşerin bir atlısı | Open Subtitles | و هو مشكلتي , لأنني شاهدة و هو واحد من فرسان نهاية العالم |
Amerikan iç savaşı birkaç sene önce sona ermişti. Fakat birkaç subay savaş alanına bazı oldukça kötü nişancılık örneklerine şahit olmuşlardı. | TED | انتهت الحرب الأهلية الأمريكية منذ سنوات قليلة مضت. ولكن شهد اثنان من موظفي الاتحاد بعض العيوب المشينة في الرماية في ميدان المعركة. |
Bu konuya geçmeden önce bu uyuşturucu salgınının Kensigton'u sarmasına şahit olmak nasıldı, onu paylaşayım. | TED | لكن قبل أن أصل إلى ذلك، أريد أن أشارك ما كان عليه أن تشهد هذا الوباء ينمو في كنسينغتون في لندن. |
Kızlar bizim eve her getirişinde eşimin bir parçasının ölümüne şahit oldum. | Open Subtitles | في كلّ مرّة أحضر الفتيات لرؤيتنا، رأيتُ قطعة صغيرة تموت من زوجتي. |
Ben etrafta dergi bırakmışımdir ve sanırım şahit onu gördü ve herkese onu anlattı.. | Open Subtitles | لقد تركت مجلة هناك ، وأعتقد أن الشاهدة رأت صورته للبكاء بصوت عالي |
Dünya'da, teknolojinin yalnızca 100 yılda ne kadar çarpıcı biçimde hızlanabileceğine şahit olduk. | TED | لقد رأينا التطّور السريع الهائل للتكنولوجيا في 100 سنة فقط. |
Neticede hepimiz gördük de ben düştüğüne şahit olmadım ama. | Open Subtitles | وقد شهدنا جميعاً ما بعدَ الحادثة لم أشهد السقوطُ بعينهِ |
Teğmen Wolfe, ateş edilmesine şahit olarak raporuma geçecek. | Open Subtitles | سوف أذكر فى التقرير أن الملازم ولف كان شاهدا لحظه اطلاق النار |
Şimdi, şahit olmak üzereyiz Yeni dünyanın ilk yeni yaşamı. | Open Subtitles | نحن على وشك أن نشهد أول حياة جديدة لعالمنا الجديد |
Hayır, şahit değildi? Hayır, mahkemede kimlik tespiti yapmadı? | Open Subtitles | هل أقول له إنه لم يشهد في محكمتي الأسبوع المنصرم؟ |
Bu iki askeri Ramon'a karşı şahit olarak kullanırsak devlet, Rojoları kasabadan sürer. | Open Subtitles | بوجود هذين الجنديين الذين كانا شاهدين ضد رامون بامكان الحكومة تسليم المدينة للروجو و عصابتهم. |