| Ancak burada yapmaya çalıştığımız, binanın kendisini doğanın bir parçası haline getirmek, ki böylelikle doğa parktan şehre doğru uzansın. | TED | ولكن ما نريد أن نفعله هنا أن نجعل المبنى جزءًا من الطبيعة، ليمكننا من تمديد الطبيعة من الحديقة إلى المدينة. |
| şehre çalışmaya giderdik annem ve Carol da evde güven içinde bizi beklerlerdi. | Open Subtitles | كنا سنتوجه إلى المدينة للعمل وأمي وكارول سيبقون آمنين في المنزل, ينتظرون عودتنا |
| Elbette anlıyorsunuzdur, burada uygun imkanlarımız yok. Onu şehre götürmelisiniz. | Open Subtitles | بالطبع تفهمين , ليس لدينا الجو المُناسب هُنا يجبأنتاخُذيهإلى المدينة. |
| Hadi şimdi buradan dön. Buradan dön de şehre gidelim. | Open Subtitles | حسناً ، استديرى الآن استديرى الآن ، ودعينا نعود للمدينة |
| - Provadan sonra onu şehre götüreceğim. - Tamam, tatlım. | Open Subtitles | ــ بعد التدريب على المشهد سآخذها للمدينة ــ حسناً عزيزتي |
| şehre atacağına söz verdiğin o acınası eski şapkayla mı gittin. | Open Subtitles | ذهبت الى البلدة مرتدية القبعة القديمة لقد وعدتينى انك لن ترتديها |
| Kuyrukluyıldız şehre yaklaşınca, roketimiz yolunu kesecek ve onu parçalarına ayıracak. İşte! | Open Subtitles | بينما يقترب المذنب من المدينة ، الصاروخ سيعترض طريقه ويحوله إلى فتات |
| Amerika, İngiltere, Fransa, İtalya halkı bu şehre bir bakın! | Open Subtitles | يا شعوب أمريكا وإنجلترا وفرنسا وإيطاليا، انظروا إلى هذه المدينة |
| Biz de şelale tarafındaki gizli geçitleri kullanıp şehre gireceğiz. | Open Subtitles | يُمكننا أن ندخل المدينة بإستخدام الممر السري بِجانب الشلال المائي. |
| NBA'de oynadığın ve bir şehre girdiğin zaman... yüzlerce kız lobide bekliyor olacak. | Open Subtitles | والان وانت في الفريق وتلف حول المدينة هناك مئة فتاة في الاسفل بانتظارك |
| Donna benim için aldı, böylece çingeneler şehre geldiğinde evde hissetmem için. | Open Subtitles | دونا أهدتني إياه كي أحس أني بالديار حينما يأتي الغجر إلى المدينة |
| Aslında, gerçek bir romantik akşam için seni şehre götüreceğim. | Open Subtitles | في الواقع، أنا ستعمل يأخذك ليلة رومانسية حقيقية على المدينة. |
| Bu şehre bir sene önce geldi. Galiba 4 veya 5 kişiyle beraberdi. | Open Subtitles | أتى إلى هذه المدينة قبل سنة, ربما مع أربعة أو خمسة أشخاص آخرين. |
| Amerikan başkan yardımcısı Lyndon Johnson, şehre Kennedy'nin temsilcisi sıfatıyla uçtu. | Open Subtitles | ،نائب الرئيس الأميركي ،ليندون جونسون والذي ذهب للمدينة كممثل شخصي لكينيدي |
| Gelecek sefer şehre geldiğinde, çok büyük olacağım ve yapmak istemeyecek. | Open Subtitles | عندما يعود للمدينة ثانيةً سأكون ضخمة البطن و لن يود ذلك |
| Kendi ekip üyeni vurmazsın. Peterson, şehre geri gitmene izin verilmeyecek. Bekle, bekle. | Open Subtitles | . لن تضرب أحد أعضاء فريقك الخاص . غير مسموح لك بالعودة للمدينة |
| Ama, belediye başkanı onu kapatmaya karar vermişti çünkü insanların eğlenmesinden hoşlanmıyordu... casino'nun şehre kanun kaçaklarını çektiğini düşünüyordu. | Open Subtitles | الذي كان قد بنى فى البلدة المجاورة لكن رئيس البلدة، أراد أن يغلق ذلك الكازينو لأنه لم يحب المقامرة |
| Ben, sadece şehre dönüp 3 ay önceki eski sayılardan çantama koydum. | Open Subtitles | عدت إلى البلدة للتو. أمامي ثلاثة أشهر من الأعداد السابقة لتكييسها وتغطيتها |
| Ama ordu ve polis şehre giren tüm arabaların bagajlarını açarak arıyor. | Open Subtitles | لكن الشرطة والجيش تفحصوا جميع السيارات القادمة الى المدينه لقد فتشوها كلها |
| Belki otostopla buraya kadar geldi, araba geçmediği için şehre döndü. | Open Subtitles | لربما كان يتمشى. ذهب لهذه المسافة وهو يفكر وبعدها عاد للبلدة. |
| Babamın birimi şehre kameralar kuruyor. Ben de programa yardım etmiştim. | Open Subtitles | لقد وضع قسم شرطة أبي كاميرات بالمدينة وكنت أساعدهم في البرنامج |
| Bu gece hepiniz şehre inmelisiniz. Gülüp kendinizi aptal durumuna düşürün. | Open Subtitles | ربما ايضا تذهبون الليله الى البلده لتلهون و تسفهون من انفسكم |
| Ne zaman yeni bir şehre gelsek, o da geliyor. | Open Subtitles | وفي كل مرّة ننتقل فيها لمدينة جديدة، ينتقل معنا أيضاً |
| Hani şehre gidiyorduk. | Open Subtitles | إعتقدتُ بأنّنا كُنّا ذاهِبينَ إلى البلدةِ |
| Hey, hemen şehre geri dönüp yarının gazetesine bununla ilgili bir şeyler yazmalıyım. | Open Subtitles | يجب علىٌ أن أسرع فى الرجوع للمدينه و أكتب عن هذا لجريدة الغد |
| Neden ufak bir şehre gitmiyorsun? Niye kendi başına kalman gerekiyor? | Open Subtitles | لماذا لم تنتقل الى بلدة صغيرة بدل من ان تظل وحيدا |
| Şunu anlamanızı istiyorum; birkaç saat içinde bu şehre, herkesi öldürecek bir virüs yayılmaya başlayacak. | Open Subtitles | أنا فقط أُريدُكم أَنْ تَفْهمَوا انه في بضعة ساعات فيروس سيقوم بالأنتشار في هذه المدينةِ والذي سَيَقْتلُ كُلّ شخص فيها |
| - Alışmaktan bıktım artık. Yeni bir şehre geldim. Yeni bir işe girdim. | Open Subtitles | لقد تاقلمت بما فيه الكفاية انا في مدينه جديده,عمل جديد.. |
| Bir hafta önce şehre daha yeni dönen Luther isimli şu kardeşle karşılaştım. | Open Subtitles | من حوالي اسبوع ..واجهت اخ رجع للتو للبلده اسمه ارثر |
| şehre inmeyi düşünüyorum. Bir şey lazım mı? | Open Subtitles | أعتقد بأني سوف أقوم بجولة بالبلدة هل تودي شئ من هناك؟ |