Ve annenisin migreni azdığında şekiller ve noktalar gördüğünü söylediler. | Open Subtitles | والأم لديها صداع نصفي تقول بأنها ترى تلك الأشكال والبقع |
Kümenin içindeki her şekil sonsuz sayıda daha küçük şekiller içerir. | Open Subtitles | كل جزء من الرسمـة يحتوى على أعداد مهولة من الأشكال الصغيرة |
Bu şekiller tamamen ikilim verileri ya da bilimsel verilerden oluşuyor. | TED | هذه الأشكال مصنوعة بالكامل من بيانات الطقس أو بيانات علمية. |
şekiller görmeye başladım, Dee. Çoğunlukla rüyalarımda. Tıpkı eskisi gibi. | Open Subtitles | أنا بدأت معرفة أنماط معظمها في أحلامي كما كان من قبل |
Çin bize, çözenlerinin yeteneklerini karışık parçaları birleştirtip şekiller ortaya çıkarttırarak sınadığı tangram bulmacaları verdi. | TED | الصين لديها لعبة التانجرام، التي تختبر قدرة الحلَالين لتكوين أشكال من قطع مختلطة. |
Üç boyutlu şekiller ve ortada oluşturdukları alan yeni bir şekil yaratıyor, işlemin sonucunu. | TED | انها اشكال ثلاثية الابعاد ويصنع الفراغ ما بينهما شكلا جديدا يمثل جمع تلك الارقام |
Daha güneyde eğrilmiş ve örtülmüş şekiller tundranın düzlük manzarasını sonlandırıyor. | Open Subtitles | ،عميقاً إلى أقصى الجنوب تكسر الأجسام المعتكفة المكفّنة جمود وسكون التندرا |
Hatta çok karmaşık şekiller bile topolojik bir bakış açısıyla açılıp basit bir hale indirgenebilir. Ama bir simiti sürekli olarak bir topa dönüştürmenin hiç bir yolu yoktur. | Open Subtitles | حتى أشكالاً معقدة جداً يمكن فضّها لتصبح أبسط من وجهة نظر طوبولوجية. |
Volkanın sıcak nefesi buzlu duvarlara değince havadaki nem donarak göz alıcı şekiller oluşturuyor. | Open Subtitles | عندما يُلامس زفير البركان الساخن الجدران الجليدية، تتجمد الرطوبة في الهواء إلى أشكالٍ باهرة |
Matematikçiler patolojik yararsız şekiller olduğunu mu söylüyordu? | TED | علماء الرياضيات الذين قالوا ان هذه الأشكال كانت مرضية غير مجدية؟ |
Suda insana benzer şekiller kullanarak tuzak kurmamız dahi etik olarak mümkün değil. | TED | نحن أخلاقيًا ممنوعون من حتى استخدام الأشكال ذات المواصفات البشرية ووضعها كطعم في الماء. |
Anlatıcı: Bayraktaki imgeler, renkler ya da şekiller temsil ettiği şeyle alakalı olmalıdır. | TED | القارئ: الصور و الألوان و الأشكال في العلم لابد أن ترتبط بما ترمز له. |
Fakat, geometrik işaretler dediğimiz soyut şekiller beni sanatı araştırmaya çeken şey oldu. | TED | ولكن بالنسبة لي، كانت هذه الأشكال التجريدية، ما نسميها أشكال هندسية، السبب في دراستي الفنّ. |
Ama eğer bütün üçgenlerin birleştiği yerden altıda bir oranında döndürürsem şekiller tamamen uyuşacaktır. | TED | لكن تتطابق الأشكال إذا أدرتهم بسدس دورة حول النقطة حيث تتلاقى كل المثلثات. |
Burada önemli olan bu şekiller birbirlerinin öz-çifteş çokyüzlüleridir. | TED | المهم بخصوص هذا هو أن الأشكال ثنائيات مع بعضها البعض. |
Olmayan şekiller görme durumu. Apofeninin bir alt kümesidir. | Open Subtitles | رؤية أنماط ليست موجودة إنها متفرعة من الإسقاط |
Mulder, insan beyni, orada olmasalar bile her şeyde anlamlı şekiller ve görüntüleri doğal olarak arar. | Open Subtitles | مولدر، العقل الإنساني طبيعيا تريد أنماط ذات مغزى... في الأشياء التي لا له أيّ أصلا. |
Ramsey kuramı, böyle düşük miktarda bir sayının bazı şekiller için var olduğunu garanti ediyor, fakat bunu bulmak kolay değil. | TED | تعطينا نظرية (رامزي) ضمانة بوجود عدد أدنى كهذا في أنماط محددة, ولكن ليس هناك طريقة سهلة لإيجاده. |
Aktif ya da pasif her bir modülü bir araya getirerek farklı şekiller yaratabiliyoruz. | TED | كل نموذج، إما نشط أو غير فعال، يمكننا تجميعهم لتكوين أشكال مختلفة. |
Şişeler birbirine bağlanıyor ve değişik şekiller, farklı formlar yaratabilirsiniz. | TED | ويمكن جمع اكثر من قنينة، حتى تتمكن من صنع اشكال عديدة. |
Daha güneyde eğrilmiş ve örtülmüş şekiller tundranın düzlük manzarasını sonlandırıyor. | Open Subtitles | ،عميقاً إلى أقصى الجنوب تكسر الأجسام المعتكفة المكفّنة جمود وسكون التندرا |
Milyarlarca mil çapına erişerek tüm evrene yayıIırlar ve olağanüstü şekiller oluştururlar. | Open Subtitles | تندفع عبر بلايين الكيلومترات في الفضاء لتكوّن أشكالاً مدهشة |
Buzullar oluştu ve onların yavaş ancak amansız hareketleri karayı oyarak yeni şekiller oluşturdu. | Open Subtitles | تكونت الأنهار الجليدية و حركتها البطيئةُ و الحثيثة نحتتِ الأرض إلى أشكالٍ جديدة. |