Bütün gıdalar eşit değildir, ağırlıkları eşit olsa bile. | TED | فليست كل أنواع الغذاء لها نفس القيمة الغذائية حتى وإن تساوت في الوزن. |
Mankenlerin ölçüleri ve ağırlıkları kurbanımızla aynı. | Open Subtitles | لهذه الدمى الحجم وتوزيع الوزن نفسه الذي لضحيّتنا |
Ağ daha sonra belirli özelliklere görevlendirilmiş ilgili ağırlıkları ayarlayarak bu örnekleri sınıflandırmayı öğrenir. | TED | ومن ثم تتعلم الشبكة تصنيف هذه النماذج بضبط الأوزان النسبية المخصّصة لملامح محددة. |
Aşağı ulaştığında tüm yapacağın, kabloyu kesip, ağırlıkları bırakıp geri dönmek. | Open Subtitles | عندما تصل هناك كل ماعليك فعلة قطع سلك واحد ونزع هذه الأوزان والعودة |
Annemin bilek ağırlıkları. | Open Subtitles | إنّها أوزان الكاحل الخاصّة بأمّي |
Bu pelikanlar dünyadaki uçan kuşların en ağırlarındandır, ...ağırlıkları 10 kiloya varabilir. | Open Subtitles | هذه البجعات إحدى أثقل الطيور الطائرة في العالم، يزنون حتى عشرة كيلومترات. |
Daha etkileyici olanıysa ağırlıkları 20 tonun üzerinde olan bu mıknatısların yaklaşık 30 santimetre hareket etmiş olması. | TED | الآن هذا أكثر عجبا إذا علمتم أن المغنطيسات تزن أكثر من 20 طن وقد تحركوا قرابة القدم |
ağırlıkları yukarı kaldırman gerekiyor aptal. | Open Subtitles | يفترض أن يتّجه الوزن لأعلى أيّها الضعيف. |
Sırtlarına 25 kiloluk ağırlıkları koyup, operasyon için helikoptere biniyorlar ve döndüklerinde "Nedimeler" isimli filmi izliyorlardı. | TED | كانوا يحملون 50 باونداً من الوزن على ظهرهم، ويستخدمون المروحيات للقيام بعملية ما، ويرجعون لمشاهدة فيلم "Bridesmaids" |
Boyları küçük, ağırlıkları hafif. | Open Subtitles | صغيرة في الحجم, خفيفة في الوزن |
Bazı ağırlıkları atmalıyız. | Open Subtitles | سحقاً, علينا أن نحرر بعض الوزن |
Eğer bu ağırlıkları giymiyor olsaydı, Lee'nin ayak bileği ezilmiş olurdu. | Open Subtitles | لو لم يكن يرتدي هذه الأوزان كان سيتحطم كاحل لي |
Bay Reiter, ağırlıkları yere bırakırmısınız lütfen ? | Open Subtitles | السيد ريتر، هل تريد أن تضع الأوزان إلى أسفل، من فضلك؟ |
Ama tabii hızını 120 yapıp, arabadaki ağırlıkları azaltarak ve tam havadayken nitro! | Open Subtitles | ما لم كنت ذاهب 120، يمكنك وضع مجموعة من الأوزان الحرة في الجذع إلى معادلة بها، كما تعلمون، |
Bu ağırlıkları ortadan kaldırmam gerek. Burayı gerçekten temizlemeliyim. | Open Subtitles | علي أن أنقل كل هذه الأوزان علي أن أنظف هذا المكان |
Vampirler insanlar gibi değildir. Vücut ağırlıkları yoğunlaşmış pozisyonlara yöneltir. | Open Subtitles | (مصّاصين الدماء) لا يتحرّكون مثل البشر، أوزان أجسادهم تحرّكهم في أنماطٍ مُتراكزة. |
Vampirler insanlar gibi hareket etmez. Vücut ağırlıkları, onları eş merkezli olarak çekerler. | Open Subtitles | (مصّاصين الدماء) لا يتحرّكون مثل البشر، أوزان أجسادهم تحرّكهم في أنماطٍ مُتراكزة. |
Bütün yaz boyunca denizde beslendiler ve ağırlıkları 40 kilogram kadar olabilir. | Open Subtitles | لم يتوقفوا عن الأكل من البحر طوال الصيف وقد يزنون 40 كيلوغراماً |
- Örs gibi ses çıkarıyorlar. - Muhtemelen ağırlıkları o kadar. | Open Subtitles | تبدو كالسنادين - من المحتمل يزنون الكثير - |
ağırlıkları Africa fillerinden 10 kat daha fazlaydı. | Open Subtitles | يزنون أكثر من عشرة اضعاف فيل الأفريقي. |
Bu balinaların ağırlıkları 40 tona varabilir. | Open Subtitles | قد تزن هذه الحيتان حتى 40 طُناً، وتتحرك سريعاً بغرابة. |
Fakat kendi başlarına, ağırlıkları gerçekte yok ve hiç alan kaplamıyorlar. | Open Subtitles | لكنها نفسها لا تزن شيئاً واقعياً ولا تشغل أية مساحة |