"başka birisinin ailesini kurtarmaya yardım ediyorsa, kötü bir insan mıdır?" | Open Subtitles | يساعد في إنقاذ عائلة شخص آخر هل هو يكون إنسان سييء؟ |
Yüzüme reçel sürüp üzerime rakun ailesini süreceksin, değil mi? | Open Subtitles | ستقوم بتلطيخ وجهي بالمربى وتحرض عائلة من حيوانات الراكون عليّ |
Her şeyi bir kenara bırakırsak ailesini çok sevdiğine eminim. | Open Subtitles | ألذي دون كل هذا أنا أقسم أنه أحب والديه كثيراً |
ailesini yok sayıyor ve bir çeşit staj yüzünden tüm yarıyılı boşa harcıyor. | Open Subtitles | إنها لا تطيعني، أو تطيع والديها لقد جاءت منذ شهر لتخضع للتدريب هنا |
İmparatorluk ailesini, veliaht prensle ilgili haberleri, Tokyo'nun en eski haydutlarından olup, şimdi televizyonda çocuklara iyilik öğütleyen birini de. | Open Subtitles | لقد سأل عن أخبار العائلة الإمبراطورية و ولي العهد أو أقدم عضو مافيا في طوكيو الذي يظهر عادة على التلفاز |
ailesini bedava arayabileceğini bilmeyen bir göçmendir o. | TED | وفي مهاجر لا يعرف أن بإمكانه مكالمة أسرته مجانًا |
Sizce soykırım bağlantısı olan bir haydut ailesini korumak için risk alır mı? | Open Subtitles | هل تعتقد أنهم سيخاطرون بذلك لحماية عائلة من السفاحين ذوو صلة بالإبادة الجماعية؟ |
Her nokta farklı bir virüs ailesini ya da virüs türünü temsil ediyor. | TED | و كل بقعة تمثل عائلة مختلفة من الفيروسات أو نوع من الفيروس |
Kuzeye gidip Marius Honorius'un ailesini kurtaracaksınız. | Open Subtitles | ستتوجه شمالاً لإنقاذ عائلة ماريوس هوناريوس |
Eve gittigimiz zaman ilk yapacagimiz sey, bu çocugun... gerçek ailesini bulmak olacak. | Open Subtitles | الأن, الشيء الأول الذي علينا فعله عندما نصل للمنزل أن نبحث عن عائلة ذلك الفتى |
Sizlere dünyaca ünlü sirk sanatçıları Zemskova ailesini takdim ederim. | Open Subtitles | أنا أوَدُّ أَنْ أُقدّمَ إليكم . المشهورون عالمياً عائلة سيركِ، زيمسكوفا. |
Bu gece Amerika'nın tarih öncesi olmayan çizgi film ailesini onurlandırmak için buradayız. | Open Subtitles | الليلة، سيشرفنا الكارتون الأمريكي عن عائلة ماقبل التاريخ |
Üç yılını Nairobi'de sokaklarda yaşayarak geçirmişti çünkü ailesini AIDS'den kaybetmişti. | TED | والذي قضى 3 سنوات في نيروبي يقطن في الطرقات لان والديه قضيا نحبهما بسبب مرض الايدز |
Bu arada Doktor. O çocuğa ne dediğini duydum. Hani ailesini öldürmeyi hayal eden çocuk. | Open Subtitles | دكتور لقد سمعت ما قلته لذلك الفتى الذي يتخيل انه يقوم بقتل والديه |
ailesini ayarladığını, ve yemeğe davetli olduğunu söyledi. | Open Subtitles | قالت أنها أعدت والديها و أنك مدعو للعشاء |
ailesini görmek onu üzdüğü için bir süre onları tekrar görmemesini öneriyoruz. | Open Subtitles | وبما أن وجود والديها يثيرها فنحن نقترح ألا تراهما لفترة |
Böylece gelenekler gereği hayali hayvanı görmek için kraliyet ailesini oraya götürebilecek. | Open Subtitles | حتى يتمكن من مرافقة العائلة الملكية لتحية الوحش الخيالي كما في التقليد |
ailesini ve arkadaşlarını ihmal etti. Herkesi aptal yerine koydu. | Open Subtitles | لقد هَجركى ، وهجر أسرته ، وأصدقائة لقد جعل نفسه يبدو كالأحمق |
Kendini ve ailesini korumak için güç kullanması yasalara tamamen uygun. | Open Subtitles | والقانون يكفل له حق ان يستخدم القوة ليحمي نفسه وعائلته انا |
İyi bir koca, eşi yapamasa bile onun ailesini korur. | Open Subtitles | زوج جيد يعتني بعائلة زوجته حتى لو لم يكن بإمكانها |
Ne zaman iş ailesini korumaya gelse ne gerekirse yapardı. | Open Subtitles | لإنه عندما يتعلق الأمر بالتوفير لعائلته فسيفعل ما يتطلبه الأمر |
Burda ailesini veya başka birini düşünmüyor, burda kaslarını harekete geçirmeyi | TED | فهو لا يفكر في هذه النقطة الآن بعائلته أو أطفاله وهو يحاول جاهداً |
Her zaman yanlış yapıyorsun. Palletta ailesini nerede bulabilirim acaba? | Open Subtitles | دائما ما تفعلينها خطأ. هل يسكن آل باليتس بالطابق الرابع؟ |
Roma'yı ve ailesini hayattan daha çok seven bir kadın olarak. | Open Subtitles | كإمرأة أحبت روما و أحبت أسرتها أكثر من حبها للحياة ذاتها |
Prentiss'le birlikte Matthew Benton'ın ailesini ziyaret ettik. | Open Subtitles | انا و برينتيس ذهبنا لرؤية والدا ماثيو بنتون |
Onu dışarı çıkarmamıza ailesini ikna etsek bile, boynundaki çip gizemli bir biçimde ortadan kaybolmadan önce ne kadar vaktimiz var? | Open Subtitles | حتى إذا نحن يمكن أن نقنع أبويه لدعنا نتقدّمه خارج، منذ متى قبل تلك الرقاقة في رقبته يختفي بشكل غامض؟ |
Afrikalıları, çocukken Fide'nin ailesini nasıl gördüysem, aynı şekilde görürdüm. | TED | لكنت سأرى الأفارقة بنفس الطريقة التي أنا كطفلة، رأيت أسرة فيدي. |
Kendisine seks hastası diyordu. Marc ailesini düşünmemeye çalışırdı. | Open Subtitles | كان يسمي نفسه مهووس الجنس مارك لم يكن يفكر بوالديه كثيراً |