"alması" - Traduction Turc en Arabe

    • يأخذ
        
    • لأخذ
        
    • بأخذ
        
    • يأخذه
        
    • لتأخذ
        
    • يأخذها
        
    • يتلقى
        
    • يتخذ
        
    • يتولى
        
    • ليحصل
        
    • ليأخذ
        
    • لتجلب
        
    • لاصطحابك
        
    • ليحضر
        
    • يشتريها
        
    Senin yerini alması için birini çağırmak istemediğinden emin misin? Böylece sen ilgilenebilirsin. Open Subtitles امتاكد انك لا تريد استدعاء احداً لكي يأخذ مكانك و تتولى انت هذا؟
    Manevi zarar, birinin senin paranı alması ama bundan sorumlu tutulmamasıdır. Open Subtitles الخطر الافتراضي , عندما يأخذ أحدهم نقودك ولا يكون مسئولاً عنه
    - Diğer baronların hepsi öldü ve birilerinin onların yerini alması gerek. Open Subtitles حسنًا، النُبلاء الآخرين في عداد الموتى وعلى أحد ما أن يأخذ مكانهم
    Bu riski alırken yanında birisinin yer alması iyi olur. Open Subtitles يجب أن يكون لديك شخص ما بجانبك لأخذ بعض الإنتقاد
    Er ya da geç, her insanın kendi hayatının sorumluluğunu alması gerekir. Open Subtitles في نهاية المطاف على الشخص أن يبدأ بأخذ المسؤوليىة عن حياته الخاصة
    Silahını, birinin elinden alması için yalvarıyormuş gibi taşıyorsun. Open Subtitles الطريقة التي تضع فيها ذلك المسدس انت تطلب ان يأخذه احدهم منك
    Siz rahatınıza bakın. Ben Tara'yı alması için bir hemşire yollarım. Open Subtitles حسناً , ابقي هنا وسأرسل ممرضة بعد بضع دقائق لتأخذ تارا
    Majestelerinin anlaşmayı imzalamadığını söylediğimde parayı alması gerektiğini yoksa hayvanların iyi bir fıyata alınamayacağını söyledi. Open Subtitles عندما أخبرته بأن صاحب السمو لميوقعالوثيقة، أصر على أن يأخذها, أو القطيع لا يُمكن شراءه بالسعر المُناسب.
    Uyanmadan ölürsem, Tanrı'nın ruhumu yanına alması için yakarıyorum. Open Subtitles إذا كنت سأموت قبل أن أستيقظ فأدعو الله أن يأخذ روحى الآن
    Uyanmadan ölürsem, Tanrıma ruhumu alması için yalvarıyorum. Open Subtitles وإذا كنت سأموت قبل أن أمشى أرجوا أن يأخذ الربّ روحى
    Eğer uyanmadan ölürsem, ...Tanrı'ya ruhumu alması için dua ediyorum. Open Subtitles إذا مت قبل أن أصحوا من النوم أصلى لله أن يأخذ روحى
    Çocukların böyle güçlü ilaçları alması beni endişelendiriyor. Open Subtitles قلقت من أن يأخذ طفل دواء بذلك الشكل المنتظم
    Efendi öldü. Birinin yerini alması lazım. Open Subtitles لقد مات السيد ,ويجب أن يأخذ شخصاً ما مكانه
    Görünüşe göre birisinin onu ciddiye alması için tek yol olarak bunu görmüş. Open Subtitles تبدو كما لو أنهم اعتقد بأنها الطريقة الوحيدة ليجعل شخص ما يأخذ موضوع مركز كول بجدية
    Bakın, birkaç gece önce alması gerekiyordu, fakat hiç görünmedi. Open Subtitles كان من المفترض ان تأتي لأخذ ذلك قبل عدة أيام
    Mimiklerinin belli bir nesnenin veya organizmanın özelliklerinin alması durumu. Open Subtitles هو عمل يقوم به المتنكر بأخذ خصائص مادة أو مخلوق معين
    - İlacı alması gereken ama artık alamayan adamın hayatını değiştirmek dışında. Open Subtitles يأخذه لن ولكنه العقار على يحصل أن يفترض كان الذي
    Kuzey Vietnamlıları daha ciddiye alması gerekiyor mu? Open Subtitles لتأخذ الجزء الشمالي من فيتنام بجدية أكثر؟
    Düşünüyorum da, belki kapının önünde hırsızın alması için bir miktar para bırakmalıyız. Open Subtitles ولذلك انا افكر باننا يجب ان نترك بعض المال عند عتبة المنزل لكى يأخذها اللص
    Bir siyahi öğrencinin beyaz bir üniversitede eğitim alması neredeyse imkansızdır. Open Subtitles المستحيل للزنجي أن يتلقى تعليم جيد في جامعة للبيض
    Esas tehlike hem senin için hem de bizim için, Kral'ın metres alması değil yanlış kadını bulması. Open Subtitles ولَنا، لا أن يَتخِذ المَلِك عَشيقَه ولكن عندما يتخذ الأمِر الخطأ
    Güvenilir birinin yetkiyi ele alması lazım ortalığı bulandırmayacak biri. Open Subtitles شخص موثوق عليه أنْ يتولى زمام الأمور شخص ما لنْ يثير الجدل حوله
    Ya da o şişkonun, diğer 5000'liği... alması için aşağıya inip... kumar masalarında şansını denemesini mi istiyorum? Open Subtitles أم هل أريد أن أمنح الفرصة للفتى البدين إذا كان عليه الحضور ليحصل على 5 آلاف الدولار الأخرى ليجرب حظه هنا في ألعاب الحظ؟
    Bu işi alması için başka kimseyi bulamadılar, hepsi bu. Open Subtitles لا يمكنهم إيجاد شخص آخر ليأخذ الوظيفة، هذا كلّ شيء.
    Onu bir şey alması için dükkândan eve göndermiştim. Open Subtitles أرسلتها من المرآب لتجلب لى شيئاً من المنزل؟
    7'de Joseph'i, seni alması için göndereceğim. Open Subtitles سأرسل جوزيف لاصطحابك في السابعة
    Pastayı ben alacağım. Birilerinin dekorasyon malzemelerini alması lazım. Open Subtitles لذا, سأحضر الكعكة لكن أحتاج شخص ما ليحضر الزينة
    Pekâlâ, ona neden alması gerektiğini söyle, tamam mı? Artılarına odaklan. Open Subtitles إذا اخبره لماذا يجب عليه ان يشتريها ركز على ايجابياتها حسناَ

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus