Sen de viski yemişsin. Kötü bir espri, ama doğru. | Open Subtitles | انك انت كلك مبلل انها نكتة رديئة و لكنها الحقيقة |
Sen de viski yemişsin. Kötü bir espri, ama doğru. | Open Subtitles | انك انت كلك مبلل انها نكتة رديئة و لكنها الحقيقة |
Bir annenin söylemesi gerektiği şeylerden biri olacak biliyorum ama doğru, iyi olacaksın. | Open Subtitles | أنا أعلم أن هذا يبدوا مثل كلام يجب أن تقوله الأم ولكنها الحقيقة |
Bunu daha önce kimseye söylemedim, ama doğru, ve bunu bilmenizi istiyorum. | Open Subtitles | لم اقل هذا من قبل, لكنه صحيح, واريدكم ان تعرفوا هذا |
Toparlaması zor ama doğru olan şey çoğu zaman bunların aynı çocuklar olması. | TED | الآن، ما هو صعب لجمعه معًا، ولكنه صحيح هو أن هؤلاء هم نفس الأطفال في مرات عديدة. |
Büyük talihsizlik. ama doğru. | Open Subtitles | هذا سئ لكن حقيقي |
Delice geldiğini biliyorum ama doğru. | Open Subtitles | لربّما يبدو أمر جنوني بالنسبة لكَ ، لكنّها الحقيقة. |
Bunu daha önce kimseye söylemedim, ama doğru, ve bunu bilmenizi istiyorum. | Open Subtitles | لم أقل هذا من قبل، لكنها الحقيقة أريدكما أن تعرفا هذا |
Ha ha ha! Güleceğini biliyordum, ama doğru. | Open Subtitles | أعرف أنك ستضحك و لكنها الحقيقة |
Biliyorum, öyle gibi geliyor oğlum ama doğru. | Open Subtitles | أعلم أنه قد يبدو كذلك بنى لكنها الحقيقة |
Ucuz laflar gibi geldiğinin farkındayım ama doğru. | Open Subtitles | اسمعي، أعلم أن هذا يبدو سخيف ولكنها الحقيقة |
Bunu daha önce söylemiştim, ve kafa karıştırıcı gelebilir, ama doğru. | Open Subtitles | لقد قلت شيئاً بخصوص هذا من قبل وأعلم أنه أمر مربك ولكنها الحقيقة |
- ama doğru. - Doğru olup olmadığı umurumda değil. | Open Subtitles | ولكنها الحقيقة. |
Keşke bu doğru olmasaydı, baba ama doğru. | Open Subtitles | كنتُ أتمنى أنه هذا لم يكن صحيحاً يا أبي لكنه صحيح |
Pekâlâ biraz kişisel ama doğru, tamam mı? | Open Subtitles | حسنا , انه مجرد قول لكنه صحيح , إتفقنا ؟ |
Her erkeğin söylediği bir mazeret ama doğru. | Open Subtitles | أنا اعلم ان هذا هو نفس العذر الذي يُعطيه كل رجل ولكنه صحيح بحالتي |
Asla ikna olamadım bunu kabul etmeye, ama doğru. | Open Subtitles | لا أستطيع تقديم نفسي أبدا لنعترف بذلك ، ولكنه صحيح. |
Şiirsel ama doğru. | Open Subtitles | شاعري لكن حقيقي |
Duymak istediğinin bu olmadığını biliyorum ama doğru. | Open Subtitles | الآن أعلم أنّه ليس الشيء التي تريدين سماعه لكنّها الحقيقة. |
Sana bunu söylememin haksızlık olduğunu biliyorum ama doğru. | Open Subtitles | وأعرف أنّه ليس من العدل أن أخبرك بهذا. لكن هذا صحيح. |
Kulağa delice geldiğini biliyorum ama doğru. | Open Subtitles | وأعرف أنه يبدو جنونياً.. ولكنه حقيقي |
Belki şimdi görmek istemezsin ama doğru. | Open Subtitles | أعلم أنك يمكن ألا ترى ذلك الآن ولكنها حقيقة |
İstersen sen devam et derdim ama doğru ya, sen uzaklaştırıldın. | Open Subtitles | حسنا,اقترح إذن أن تتولي أنتِ الاستجواب لكن صحيح.. أنكِ موقوفة |
Benim için ailem gibisiniz. Doğru. Size fazla duygusal gelebilir, ama doğru. | Open Subtitles | انتم كالعائلة بالنسبة لي حقيقة لا اهتم انه يبدو تافه لكنه حقيقة |
Gerçi bu da aptalca bir şey, ama doğru. | Open Subtitles | يبدو ذلك كلاماً سخيفاً أيضاً لكنه حقيقي |
– O gençlik dolu, özgür... – Sözler eski ama doğru. | Open Subtitles | إنها شابة ، إنها حرة ـ الكلمات قديمة لكنها حقيقية |
Çıkarıldığından dolayı öldüğünü söylemek kulağa tuhaf geliyor ama doğru. | Open Subtitles | يُقال أنها توفت من أنتزاع الملكية أنه شيء مضحك ولكن حقيقي |
Nasıl bildiğimi sorma. ama doğru. | Open Subtitles | لا تسالنى كيف اعلم , ولكنه حقيقى |