"anlardı" - Traduction Turc en Arabe

• سيعرف
• سيفهم
• سيعلم
• لتتفهم
• سيتفهم
• ستتفهم
• سيرى ذلك كعلامة

Evet. Biliyorum ama kendi adımı yazamazdım. O zaman herkes anlardı.
أجل، أعرف، في الواقع لم أستطع وضع أسمي عليها لأن الكل سيعرف

Babam bilir, kemiklerden anlar. Benimki de anlardı.
ــ والدي سيعرف, إنه جيد مع العظام ــ كذلك والدي

Sanırım bunu yapmaya çalışırdınız ama o ne kadar anlardı bilemem.
أعتقد أنه يمكنك محاولة ذلك ولكن لا أعرف كم من المعلومات سيفهم

Kim olsa zekice bir yalan olduğunu anlardı!
أيها الغبية أي شخص كان سيعلم أن هذه كذبة ذكية

Santana beni anlardı ve sonra beni üzen herkese kötü şeyler söylerdi.
(سانتانا) كانت لتتفهم. وبعدها كانت لتستعمل كلمات لئيمة على أي شخص تعدّى علي.

Paris'teki Rick olsaydı, anlatırdım. O, beni anlardı.
ريك الذي عرفته في باريس كان سيتفهم الأمر.

Ve her ne kadar annem hayatımı yaşayış şeklimden hoşlanmasa da sanırım beni anlardı.
وحتـّى إن لم تحب أمي ما أفعله في حياتي... أعتقد أنها ستتفهم

-...o yarım akıllının bir şey sakladığını anlardı. -Peki Ben neden böyle bir şey yapsın?
لكان سيعرف أنه يخفى شيئاً ولماذا يفعل "بن" ذلك ؟

- ...o yarım akıllının bir şey sakladığını anlardı. - Peki Ben neden böyle bir şey yapsın?
لكان سيعرف أنه يخفى شيئاً ولماذا يفعل "بن" ذلك ؟

Her zaman zihinleri okuyamıyor. Jonas'ın onun üzerine atlayacağını anlardı.
لا يمكنه قراءة الذهن طوال الوقت، كان سيعرف أن "جوناس" سيقفز عليه

- Söylemeye çalıştığım şeyi kim olsa anlardı.
-لِمَ لم تقل أنه لا يروقك ؟ -أي شخص طبيعي سيفهم ما كنت أقوله له

Çaresiz durumda.Bence herhangi bir anne baba bunu anlardı...
انه يائس أعتقد أن أي أب سيفهم

Çok fazla istekli olurdun. Jack sana geldiği zaman birlikte çalıştığımızı anlardı.
لن تكوني جد عازمة و(جاك) سيفهم على أنها خدعة

Başka biri öğrenecek olsaydı, çocuklar anlardı.
لو عرف أي شخص آخر، سيعلم الأولاد بالأمر

Onu gören herkes annen olduğunu anlardı.
اي شخص قد شاهدها سيعلم بأنك تنتمي إليها

Çalındığında Peter onun aldığını anlardı.
بيتر " كان سيعلم بأنه هو " حالما يصبح مفقوداً

Ve yapmak zorunda olduğumuz şeyi anlardı. Gerçi Root anlamayabilir.
وكانت لتتفهم ما نحن مرغمون على فعله بعكس (روت).

Annem olsa anlardı.
أمي كانت لتتفهم.

İnsanın havlayan bir köpek sürüsü tarafından kuşatılması ne demektir, sanırım anlardı.
وأظنه سيتفهم معنى وجود عُصبةٌ تنبح قرب أكعابه

Aynı zamanda hem mutlu hem de üzgün olduğumu ve nasıl böyle olduğunu çözmeye çalıştığımı biliyorum ki anlardı.
"وكانت ستتفهم كيف أكون سعيد وحزين وأيضاً مازلتُ أحاول معرفة كيف يحدث هذا"

İz süren herhangi biri oradan geçtiğimizi derhal anlardı.
أي شخص يبحث عن أثرنا سيرى ذلك كعلامة على مرورنا بالمكان