Sen kanaldan geçmeye karar verdiğinden beri köprüden ayrılmadı. | Open Subtitles | هو لم يغادر الجسر حينما كنت تنوى المجئ من خلال القناة |
Bir kaç günde kendine geldi, ama bir daha istasyondan ayrılmadı ve Okyanusu manzaralı pencereye bir daha yaklaşmadı. | Open Subtitles | تعافى فى يومين ولكنه لم يغادر المحطة قط ورفض الإقتراب من النافذة المطلة على المحيط |
Hayır, onunla daha yeni öğle yemeği yedim. Masadan hiç ayrılmadı. | Open Subtitles | كلا، تناولت معه الغداء للتو، لم يغادر المائدة |
Damien, Becca'dan ayrılmadı. | Open Subtitles | حسناً , هو لم ينفصل عنها ؟ |
O yüzden Miami'den henüz ayrılmadı. | Open Subtitles | "لهذا لم يُغادر "ميامي |
Rahim ameliyatı olduktan sonra yanımdan bir dakika bile ayrılmadı. | Open Subtitles | عندما أصبت بالحالة الهيستيرية هذا الفتي لم يتركني لدقيقة واحدة |
Ama bunu yapmak için bir saniye bile olsun gemiden ayrılmadı. | Open Subtitles | ولكن لكى يسجلها فلم يكن مضطراً لان يغادر السفينة |
İlk olarak o ayrılmadı, işten çıkarıldı, hepimiz gibi. | Open Subtitles | أولا , هو لم يغادر لقد أقيل , مثلنا تماما ً |
O ayrılmadı. Gece 11 gibi kulübe geldi. Birkaç saat sonra onu ölü buldular. | Open Subtitles | لم يغادر لقد جاء إلى النادي حوالي الحادية عشر ثم وجد ميتا بعد أربع ساعات |
Mahalleden hiç ayrılmadı üniversiteye gitmedi. | Open Subtitles | لم يغادر الحي قط ولم يستطع الدخول إلى الجامعة |
Saatlerdir buradayız, fakat henüz kimse buradan ayrılmadı. | Open Subtitles | مرّت ساعات عديدة و نحن هنا و لن يغادر أحدٌ من هذه الحشود |
Kurum'dan yıllardır ayrılmadı. Bunun bir büyü olduğu söyleniyor. | Open Subtitles | لم يغادر المعهد منذ سنوات حسب أقوال البعض إنهُ مصاب بلعنة |
3. kattaki komiserle konuşabiliriz, henüz dairesinden ayrılmadı. | Open Subtitles | يمكننا الحديث للمفتش الذي يسكن في الدور الثالث، لم يغادر بعد |
Henüz ayrılmadı, ama Bayan Pope yarım saate kadar taburcu olacak. | Open Subtitles | لم يغادر بعد، لكن آنسة بوب ستخرج خلال نصف ساعة. |
Savaş başlayana ve alayım İngilizlerle savaşmaya gidene kadar kimse Corwich'ten ayrılmadı. | Open Subtitles | لم يغادر أحد كورويش حتى بدأت الحرب وذهبت كتيبتي لمحاربة البريطانيين |
Hoffman, ortağını hastanede öldürdükten sonra şehirden ayrılmadı. | Open Subtitles | فهو لم يغادر المدينة قط منذ قام بقتل شريكه بالمستشفى |
Evden ayrılmadı. 18:30'da tutuklamak için içeri girdiğimizde bomboş bir evle karşılaştık. | Open Subtitles | لم يغادر أبداً. والآن، ظهرنا لاعتقاله في 6: 30 |
Dün gece Randall sahilde sizden ayrılmadı mı? | Open Subtitles | ألمْ ينفصل (راندال) عنكِ على الشاطئ الليلة الماضية؟ |
Hiç ayrılmadı Annalise. | Open Subtitles | (لم يُغادر ابدا (آناليس |
Bütün gece yanımdan ayrılmadı. Devamlı dokunmaya çalıştı. | Open Subtitles | لم يتركني لوحدي طوال الليل وظلّ يلمسني |
Yüzlerce kez karayı limanlarda görmesine karşın, asla gemiden ayrılmadı. | Open Subtitles | لقد شاهد الكثير من المؤانى ولكنه لم يترك الباخرة أبداً |
Bebeğim, adamımın moralini yüksek tutmaya çalışıyorum tamam mı; J.D.'yi tanıdığımdan beri kimseden ayrılmadı. | Open Subtitles | حبيبتي ، أنا أحاول أن أجعل صديقي متيقظاً لأنني أعلم أنه لم يتخلى عن فتاة من قبل |
Başucumdan ayrılmadı. | Open Subtitles | . إنها لم تتركنى مطلقاً |