Ve bu imkânsız olmamalı, çünkü insanlar birkaç bağlılık katmanına sahip olabilirler. | TED | وهذا قد لا يكون ممكناً لأن الناس لديهم العديد من طبقات الولاء. |
Şovenist sözcüğü bu askerin isminden gelir, gülünç derecede bağlılık anlamında | Open Subtitles | من هنا جاءت الكلمة مما يعني أن الشوفينية.. هي الولاء السخيف |
Tüm kalbimle imparatora ve Roma'ya bağlılık yeminimi tekrarlarım. | Open Subtitles | من اعماقي , اجدد وعدي بالولاء لامبراطوري وروما |
Ama daha önemlisi, Afrika kökenli bütün öğrencilerin birliği, Afrika'ya güç, onur ve bağlılık sağlayan sürekli bir kaynak. | TED | و لكن الأهم من ذلك , الهيكل الطلابي الإقريقي بأجمعه هو مصدر متواصل للقوة , الفخر و الإلتزام بإفريقيا |
Karşındaki insan bir bağlılık istiyor mu diye merak etmek yok. | Open Subtitles | او تتسأل اذا كان الطرف الثاني يبحث عن نوع من الالتزام |
Ben varlıklarından haberdar olmadan çok önce kendi bağlılık araçlarımı yaratıyordum. | TED | كنت أقوم بإختراع آليات و اجهزة إلتزام خاصة بي قبل فترة طويلة من إدراك ماهيتها |
Jedi düzenine bağlılık yemini ettin kolay kırılmayan bir bağ bu. | Open Subtitles | لقد التزمت بنظام الجيداي وهو التزام لا يمكن التحرر منه بسهولة |
Hayatımın aşkına sadakat ve bağlılık sözü vermek kıyaslayınca daha bir uslu geldi. | Open Subtitles | اذا , اوم تعهد الإخلاص إلى حب حياتي يبدو نوعا من الترويض بالمقارنة |
Benim geldiğim yerde kaynaşmak için en güzel yol birlikte bağlılık yemini etmektir. | Open Subtitles | من حيث أتيت فليس هناك وسيلة أفضل للمعرفة من قراءة وعد الولاء مجددًا |
İnsanları motive eden şey ise, birbirleri arasında geliştirdikleri bağlar, bağlılık ve güvendir. | TED | و الذي يحفز الناس هو الارتباط و الولاء و الثقة التي يطورونها بين بعضهم البعض. |
diye. Eğer bağlılık puanları veya nakit iadesi gibi teşvikler olursa, evet. | TED | أعتقد ذلك ولكن إن كان لديهم حافز. مثل الولاء وردّ الجميل. |
Bireysel ölçekte, bir partiye bağlılık insanlara siyasi görüş edinme ve hemfikir oldukları politikaları destekleme şansı verir. | TED | على النطاق الفردي، يسمح الولاء الحزبي للناس بإنشاء هوية سياسية وبدعم السياسات التي يتفقون معها. |
Damarlarındaki cesarete bağlılık yemini ediyorum. | Open Subtitles | و أنا اقسم بالولاء للشجاعة التي تجري بعروقك |
Amerika Birleşik Devletleri bayrağına bağlılık andı içerim. | Open Subtitles | اتعهد بالولاء لعلم الولايات المتحدة الامريكية |
Yaşam boyu bağlılık, orta yaş bunalımı, kalp krizi geçirme ihtimali... | Open Subtitles | الإلتزام الأبدي إتجاهك نحو منتصف العمر التعرض لإزمة, و أشاء أخرى |
Ama benim onlara olan sevgime karşılık bağlılık araçlarıyla ilgili olarak hep aklımı meşgul eden iki sıkıntılı konu var ki ve siz de onları kullanırsanız böyle düşünebilirsiniz. | TED | ولكن على الرغم من حبي لهم، هناك اثنين من الشواغل المزعجة حول آليات الإلتزام وربما تعرفهم إن كنت تستخدم آليات الإلتزام |
Ve bu bağlılık araçlarını işlettiğiniz zaman gerçekten de şeytanın ayrıntılarda olduğunu fark ediyorsunuz. | TED | وعند محاولة تنفيذ آلية الالتزام هذه ، كنت أدرك أن الصعوبة تكمن حقاً في التفاصيل. |
Birbirimizi görmeyi sürdüreceksek, ben bağlılık sözü istiyorum. | Open Subtitles | إن إستمرّينا برؤية بعضنا البعض أريد منك إلتزام |
Hadi ama, Cooper öyle bir bağlılık sergileyemez. | Open Subtitles | دائما كوبير هكذا لا يستطيع ان يجلس في التزام ابدا |
Müthiş, emsalsiz mutlak bağlılık sahnelerine seyirci oluyoruz. | Open Subtitles | نحن نعاين مشهدا رائعا و غير مسبوق من الإخلاص الرقيق |
bağlılık, kontrol... ne dersen de. Ben buna aşk diyorum. | Open Subtitles | ادعُ الأمر بما تشاء، ولاء أو سيطرة، لكنّي أدعوه حبًّا. |
Seksten keyif almanda duygusal bağlılık önemli bir rol oynuyor mu? | Open Subtitles | هل الارتباط العاطفي له دور هام في قدرتك على الاستمتاع بالجنس؟ |
Tam da aradığım şeydi, hiç bağlılık olmadan iyi vakit geçirmek. | Open Subtitles | لقد كانت تماماً ما رغب به وقت جيد بدون أي ارتباط |
Bana bağlılık yemini et ve en çok sevdiğinin yaşamasına izin vereyim | Open Subtitles | أَقسم بولائك لي ، و سأسمح للذين تحبهم أن يعيشو أكثر |
Bana bağlılık yemini eden herkes özgürlüğünü koruyacak ve Toprak İmparatorluğu'nun asil üyeleri olarak eşit muamele görecekler. | Open Subtitles | كل الذين يتعهدون بولائهم لي ستبقى حريتهم ويتم التعامل معهم بإنصاف كمواطنين كاملين لإمبراطورية الأرض |
Sahip olmak yok, kişisel bağlılık yok, cüzdan bile yok. | Open Subtitles | لا ممتلكات، لا أي ارتباطات شخصية، ولا حتى محفظة. |
Yemin, bağlılık, birliktelik... | Open Subtitles | الصراحة و الاخلاص و التحمل و الالتزام كل هذه الصفات تتحلين بها |
Lord Ragnar, sana ve ailene bağlılık yemini etmeye geldim. | Open Subtitles | سيد (راغنار) جئت لأقسم على إخلاصي لك و لعائلتك |