"başlamış" - Traduction Turc en Arabe

    • وبدأ
        
    • يبدأ
        
    • لقد بدأ
        
    • بَدأَ
        
    • وبدأت
        
    • بدأوا
        
    • بدأت
        
    • قد بدأ
        
    • بدأ في
        
    • بدؤوا
        
    • بدات
        
    • و بدأ
        
    • بدأتْ
        
    • بدأو
        
    • بدأ الأمر
        
    Herifin teki Irak pazarının ortasına kamyonu çekmiş bedava şeker dağıtmaya başlamış. Open Subtitles أحد الرجال قاد شاحنة إلى منتصف السوق العراقيه وبدأ بتوزيع الحلويات المجانية
    Böylelikle, Kenya'da ürün üretimlerine başlamış Kenyalı üreticilerle -- bizim gibi insanların tasarladığı ama oraya gönderilen ürünler. TED وعليه فقد قرر أن يبدأ تصنيع منتجات في كينيا بمصنعين كينيين ويقوم بتصميمها أناس مثلنا ويتم نقلها هناك.
    - Maine Üniversitesi Felsefe Bölümü'nde okumaya başlamış ama Hindistan'da geçirdiği bir sömestr onu başka bir yöne götürmüş. Open Subtitles لقد بدأ شهادته فى الفلسفه فى جامعه ماين ولكن فصل دراسى فى الخارج فى الهند أرسله فى اتجاه أخر
    Sonra da Keith Kennedy dönemi başlamış 20'li yıllarda da ev neredeyse yarı yarıya boşalmış. Open Subtitles لاحقاً بَدأَ عمل كيث كندي وبالعشريناتِ البيت كَانَ نِصْف الفارغِ
    Sapık tehditler savurmuş ve bütün stüdyo kendini tehlikede hissetmeye başlamış. Open Subtitles وبدأت تلك المطاردة بعمل تهديدات، وشعر جميع من في الاستوديو بالخطر.
    Tütsülerin parfümlerin ve ekşimeye başlamış güzel yemeklerin arkasından kokularını alabiliyordum. Open Subtitles بإمكاني شم رائحتها تحت العرق والعطور والطعام الأنيق الذي بدأوا يهضمونه
    Ben çok büyük bir problemden başlamış ve cevabını bulamamıştım TED إذن الآن، لقد بدأت بالمشكلة الكبيرة، ولم استطع الإجابة عليها.
    Her ne kadar onlar için zaman 53 yıl önce başlamış olsa da. Open Subtitles بالرغم من أنهم ، بالطبع يعتبرون الوقت قد بدأ قبل 53 سنة فقط
    Papaz Reddick, 50 sene sonra öğrendiğimize göre Alzheimer hastasıymış. Sokaklarda dolanmaya başlamış. TED والقس ريديك الذي أصيب قبل 50 سنة بما نعرفه اليوم بمرض الزهايمر، وبدأ يتجول في الشوارع.
    Fakat karısı ondan sıkılmış ve herkesle düşüp kalkmaya başlamış. Open Subtitles لكنها أصيبت بالملل وبدأ بالنوم مع الآخرين
    Ama Luis Maroma okuma yazma biliyormuş. Diğerlerine okumayı öğretmeye başlamış. Open Subtitles ولكن لويس ماروما كان يستطيع الكتابه,وبدأ تعليمهم
    Ergenlik döneminde, sesiniz derinleşmeye başladığında, ilk büyük değişiklik de başlamış olur. TED خلال سن البلوغ، يبدأ أول تحول رئيسي، فيبدأ صوتك بالتعمّق.
    Sabahın bu saatinde, rujun çıkmaya başlamış. Open Subtitles في هذه الساعة، حتى أحمر الشفاه يبدأ في التلاشي.
    Bir şeyleri hayal etmesiyle, gürültüler, ayak sesleri ve sesler duymasıyla başlamış... ve sonra sesler konuşmaya başlamış. Open Subtitles لقد بدأ بأنها كانت تتخيل اشياءا ثم سماع ضوضاء ووقع اقدام, وأصوات ثم بدأت الأصوات تتحدث اليها
    Cesetleri günlerce bekletmeye başlamış, saçlarını yıkamış hatta gömmeden evvel onlara makyaj bile yapmış. Open Subtitles لقد بدأ فى الاحتفاظ بالجثث لأيام ويغسل شعرها وكان حتى يضع لهم المكياج قبل عرضهم
    Robert gönüllü, baban başlamış bile, yani bence olur. Open Subtitles روبرت مَعْرُوض، أَبّكَ بَدأَ بقَشْط، لذا أَقُولُ غرامةً.
    Dynamic Genetics ve Mann davası da böyle başlamış oldu. TED وبدأت الإجراءات القضائية لقضية دايناميك جينيتكس ضد مان.
    Burda da dağcıların bir kısmı Triangular Face denilen kısımdan zirveye doğru tırmanmaya başlamış. TED وهنا صورة لبعض المتسلقين بدأوا بصعود القمة مروراً بما يُدعى الوجه المثلثي
    Civar mahalin camları sallanmaya başlamış fakat kendisi, merkez üssünde bulunduğundan olup bitenleri laboratuvarına birkaç polis gelene kadar fark etmemişti. Open Subtitles والنوافذ بدأت تهتز في المنطقه وهو , في مركز الزلزال لم يلاحظ اي شئ حتي اتي احد افراد الشرطه يطرق بابه
    Siz birkaç haftalıkken başlamış olabilir. Open Subtitles ربما أنه قد بدأ حين كان عمرك بضعة أسابيع
    Hepsi aynı zamanda, 50'lerin ortasında, ayrılmaya başlıyorlar. 2. Dünya Savaşı'ndan 10 yıl sonra. Çok açıkça görülüyor ki insanoğlunun girişimindeki büyük artış 50'lerin ortasında başlamış. TED في الوقت ذاته، نجدها تنحنى في منتصف الخمسينيات، بعد الحرب العالمية الثانية بعشرة أعوام، لتُظهر بوضوح أنّ التصاعد الهائل في الطموح البشري بدأ في منتصف الخمسينات.
    Rebecca'nın ölümünden sonra onları kullanmaya başlamış olmalılar. Open Subtitles إذاً لا بد وأنهم بدؤوا باستخدامها بعد وفاة ريبيكا
    Her ne kadar sunumuma daha yeni başlamış olsam da, yapmaya çalıştığım ilk şey değil bu değildi ve biraz umutsuz oluyordum. TED ولكن مع ذلك لقد بدات هذا العرض للتو لم يكن هذا الامر الاول الذي حاولت القيام به لقد بدأت اشعر باليأس
    Mohammed küveti enkazın tepesine yerleştirip çocuklarına her sabah köpük banyosu yaptırmaya başlamış. TED وضع محمد حوض الاستحمام فوق أنقاض منزله و بدأ يجعل أولاده يتسحموا فيه كل صباح.
    Aldığım mesaja göre güneşimiz süpernovaya girmeye başlamış. Open Subtitles وفقاً للرسالةِ التي استلمتُها، فقد بدأتْ شمسنا مرحلةَ التوهّج الأخير.
    Traglar onu yapmaya başlamış olabilir ama bitirmelerine engel olmak bizim görevimiz. Open Subtitles التراكز ربما بدأو ببنائه لكن الامر يعود ألينا لنتأكد من أن لا ينهوه
    Ya da sen at, ne olacağına bakalım. Norge Gemi Penceresinde başlamış. Open Subtitles أم انك ستلقيها و سنرى ماذا سيحدث. لقد بدأ الأمر من الكوة النرويجية.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus