babaları da başarılı bir iş adamıydı. Milyonerin tekiydi. | Open Subtitles | و والدهما كان رجل أعمال ناجح مليونير لعين |
Zengin film yıldızlarının anneleri bir evde, babaları başka evde mi kalır? | Open Subtitles | هل لدى الممثلين السينمائيين أب في منزل وأم في منزل آخر؟ |
2010: Genç bir kadın Başkan Sirleaf'ınkarşısında duruyor ve anne babaları savaşta ölünce kardeşleriyle neler yaşadıkları hakkında ifade veriyor. | TED | عام 2010: امرأة شابه تقف أمام الرئيسة سيرليف وتدلي بشهادتها ،حول كيف عاشت مع أقاربها وقد توفي أبوهم وأمهم في الحرب. |
O an, kızların babaları ile bağ kurmak için bir yola ihtiyaç duyduklarını anlamıştım. | TED | في تلك اللحظة علمت ، أن الفتيات يحتاجون إيجاد طريقة للتواصل مع آبائهم. |
Arkadaşlarımın babaları kefaret ödediler. Ben iki gün hapiste yattım. | Open Subtitles | آباء رفاقي أخرجوهم بكفالة وتركني في السجن ليومين |
babaları Russ ile birlikte yaşıyorlar. Adamın karavanı koyda. Doğrudur. | Open Subtitles | نعم أنهم يعيشون مع أبيهم روس مقطورته في الخليج الصغير |
babaları dehşete kapılırdı. | Open Subtitles | أباهم لكان سيخاف لأنهم لديهم الآن كلب فى المنزل |
Ve diğer insanlara iyi davrandıklarını ve hep doğru olanı yaptıklarını ve Amerika'nın Kurucu babaları gibi özel olduklarını düşünürdüm. | Open Subtitles | و أنهم يتعاملون بشكل لطيف مع الأشخاص الأخرين و أنهم يفعلون الأمر الصائب و أنهم مميزون مثل الأباء المؤسسين لأميركا |
Şurası kötü: Onları geceleri uykusuz vaziyette babaları eve sağ dönebilecek mi diye endişelendirmek. | Open Subtitles | العيب هو أن هذا سيجعلهما لا يناما ليلًا ويتسائلًا إن كان سيعود والدهما للمنزل حيًا |
babaları ölmüş ve akrabalarından kimsenin yerini bulamadım. | Open Subtitles | والدهما ميّت، ولمْ أحدّد بعد أيّ أقارب آخرين. |
Eğer babaları o demir parçalarını döktüyse, bu şeyleri hepimizden daha iyi biliyor demektir. | Open Subtitles | إن وضع والدهما برادة الحديد فهذا يعني أنه يعرف عن هذه الأشياء أكثر منا جميعنا |
Eğer o çocuklar için bir baba istiyorsa, gerçek babaları bulmak zorunda kalacak. | Open Subtitles | إن كانت تريد أب لهؤلاء الأطفال يجب عليها أن تجد الشخص المناسب |
Ormanda kayboldular, anne ve babaları olmadığı için çok korkuyorlardı. | Open Subtitles | لقد فُقدوا في الغابة وكانوا خائفين لأنهم ليس لديهم أم أو أب |
babaları şişko, anneleri zayıf Ve Simpson Dede cin kokuyor | Open Subtitles | أبوهم سمين وأمهم نحيلة وجدهم رائحتة خمر كريهة |
İhtiyar babaları da dahil her şeyi kendi hakları gibi gördüler. | Open Subtitles | يأخذون كل شيء بشكلٍ مُسَلَّم بما فيهم أبوهم |
Böylece bir dans düzenledik, kızlar ve babaları izdiham yarattılar. | TED | لذا أقمنا حفلة راقصة، و جاءت الفتيات و آبائهم بأعداد مضاعفة. |
Bir nesil önce, babaları ormanda yabaniydi. | Open Subtitles | منذ جيلٍ مضى، كان آبائهم متوحّشون في الغابة. |
Merkezde. Diğer çocukların babaları onları çıkardı. O beni iki gün bıraktı. | Open Subtitles | آباء رفاقي أخرجوهم بكفالة وتركني في السجن ليومان |
Oğullarım, kadınları erkeklerle eşit bireyler olarak tanımalarının önemli olduğunu benden sıkça duyarlar ve babaları da bunun için örnek modeldir. Evdeki yaşantımız dünyada yaşananların destekçisi olmak zorundadır. | TED | حتى أبنائي يسمعونني أقول عادة أن على الرجال معاملة المرأة بمساواة وهم يرون أبيهم يفعل ذلك ما نريده أن يحدث في العالم هو أن نعزّز ما يحدث في منازلنا |
Eğer babaları olmasaydın çocuklarıma asla yaklaşamazdın. | Open Subtitles | قد أمنع أطفالي من أن يكونوا بمفردهم معاك لو لم تكن أباهم.. |
babaları ve bekar annelere parasal destek sağlamalıyız. | Open Subtitles | يجب أن نحسب حساب الأباء والأمهات الغير متزوجين |
Öyle ama babaları ölünce iki kız kardeşin bir şekilde para kazanmaları gerekiyordu. | Open Subtitles | هذا صحيح ولكن مات الوالد فكان على الشقيقتين تدبير المعيشة |
Ne kadar işe yarar bilmiyorum ama buradaki genetik özelliklere göre babaları ortakmış. | Open Subtitles | اه هذا يستحق التنويه له الصفات الوراثية هنا تشير إلى أن الصفات المشتركة جاءت من الاب |
Ve öldürülen çocukların anne babaları onu yakaladılar ve öldürdüler. | Open Subtitles | لذا أباء الأطفال المقتولين إجتمعوا وقتلوه |
Küçük çocuklar silah kullanıyor babaları onları durdurmuyor. | Open Subtitles | الأطفال الصغار حملوا الأسلحة وآبائهم لم يوقفوهم |
Ana babaları için de üzgünüm, ama... yaptığımdan pişman değilim. | Open Subtitles | وأحس بالأسف تجاه أبائهم وأمهاتهم ولكن أنا لست آسفا لما فعلت |
Alman babaları olduğu için, binlerce Norveçlinin hayatı mahvoldu ve kimse bu konuda konuşmuyor. | Open Subtitles | حياة الآلاف من النرويجيين تدمرت لأن آباءهم كانوا ألمانيين. لا أحد يتحدث عن الأمر |
babaları ise semillas genéticas yani şişelerdeki özel tohumlar. | Open Subtitles | آباؤهم هم بذور جينية بذور خاصة في عبوات |