Mantıklı değil tabii beynimin limbik bölgesinde bir sorun yoksa. | Open Subtitles | إلا لو كانت ثمّةَ مشكلةٌ في المنطقة الحوفيّة من دماغي |
Ancak,benim beynimin gövdemi düzenleyen mekanizmasıyla benim kendi gövdem arasında yakın ve kalıcı bir ilişki var. | TED | ومع ذلك ، هناك علاقة وثيقة, محافظ على ارتباطها بشكل دائم بين أجزاء الجسم التي تنظم دماغي وجسدي. |
Kontrolü ele alabilirsiniz. Ben beynimin içini gördüm. Siz de göreceksiniz, yakında. | TED | أنت تتحكم لقد رايت ما بداخل دماغي. يمكنكم أيضاً، قريباً |
beynimin sol yarısındaki bir kan damarı patlamıştı. | TED | إذ انفجر وعاء دموي في النصف الأيسر من مخي |
Ben şahsen beynimin nefis çikolatalı kurabiye kokusu öngöreceğini biliyorum. | TED | أنا أعرف أنّ دماغي سيتوقع هذه الرائحة الشهيّة من بسكويت الشوكولا المخبوز حديثاً. |
Neyse ki daha çok beynimin sağ tarafını kullanırım. | Open Subtitles | لحسن الحظ، وأنا في الغالب استخدام الجانب الأيمن من دماغي. |
Miranda gider gitmez, duygularım beynimin her iki tarafını da kapladı. | Open Subtitles | بمجرد ترك ميراندا، مشاعري نقض جانبي دماغي. |
Beynimde sınırlı yer var ve senin yetişemeyen göğüs hakkındaki ilham verici hikâyen 1980 Olimpiyat Hokey Takımı'nın Lake Placid'deki galibiyetini beynimin dışına itiverdi. | Open Subtitles | نعم لدّي كميّة محدوة من الفراغ في دماغي وقصّتك الملهمة قليلاً حول الثدي الذي لم يستطع أن يبرز |
Evet, öyle düşünebilirsin, fakat bu anevrizma beynimin çıkaramayacakları kadar derinlerindeydi. | Open Subtitles | نعم هذا ما تظنينه ولكن هذا الإختلال في مكان عميق من دماغي لا يمكنهم الوصول إليه |
Kütüphaneden çıktım. beynimin de suyu çıktı. | Open Subtitles | أتيت قافزة من أكوام الورق وكأن دماغي مشوش |
Çalışmamı çabucak görmeye çalışarak beynimin üstün kolikulusunu açıyorum. | Open Subtitles | أحاول أن أنظر إلى السبورة و كأنها صورة طرفية عابرة حتى تتمكن أجزاء دماغي العلوية من استيعابها |
Çünkü gözlerimin beynimin algılamayı reddettiği bir şeyi görüyor olduğunun rahatsız edici kesinliğinin sıkıntısını çekiyorum. | Open Subtitles | لأني أَعاني من الحقيقة الملحّة أن عيني ترى شيء و دماغي يرفض المعالجة |
Kulağımdan girip tüneller kazarak beynimin içlerine girdin. Tıpkı bir kulağakaçan gibi. | Open Subtitles | وشققت طريقك الى دماغي من خلال أذني كحشرة أبو مقص |
Dişleri, boynuzları falan beynimin her yanında milyonlarca kulağakaçan yumurtası bırakıyorsun! | Open Subtitles | إن كنت تحب العض و أسنانها و أنت تضع ملايين البيض في دماغي |
Seni detaylarla sıkmak istemiyorum, ama beynimin parçalarını kaybediyorum. | Open Subtitles | ،لا أريد أن أضجرك بالتفاصيل لكن تنقصني أجزاء من دماغي |
Ve takip eden dört saat içinde beynimin bilgi işleme yeteneğinin bütünüyle tükenmesini izledim. Kanama sabahı yürüyemiyor, konuşamıyor, | TED | وفي خلال مدة أربع ساعات راقبت مخي وهو يتدهور تماماً في قدرته على معالجة كل المعلومات. |
Beni hatırlamaman, hayal kırıklığına uğrattı beynimin patentini almış olmanı göz önünde bulundurursak. | Open Subtitles | لقد خاب ظني لانك لم تتذكرني علما أنك قد امتلكت براءة الاختراع لعقلي |
Zamanda sıçrarken beynimin sağ salim kalmasına yardım ettiğin için teşekkürler. | Open Subtitles | شكراً لأبقائكي عقلي في حالة مستقرة بينما كنت أتنقل عبر الزمن |
Şimdi, burada beynimin elektromanyetik dalgalarının bu göstergeyi yarıya kadar kaldırdığını görüyorsunuz. | Open Subtitles | والآن، ترى هناك الموجات الكهرطيسية لدماغي تقوم برفع ذلك المؤشر للمنتصف تقريبا |
Kısacası, davul çalmak beynimin sağ lobuna daha rahat ulaşmamı sağlıyor. | Open Subtitles | بأختصار، يساعدنى قرع الطبول على الوصول إلى نصف دماغى الأيمن |
Dün gece, biyoloji çalışırken beynimin derinliklerinde ping diye bir ses duydum. | Open Subtitles | ليلة أمس، عندما كُنْتُ أَقْرأُ فى فصولَ عِلْمِ الأحياء . . سَمعتُ بوضوح بينج على مقربة من دماغِي. |
İşte, inme geçirdiğim sabah kaybettiğim, beynimin bu bölümüydü. | TED | كان ذلك جزء من مخي الذي فقدته في صبيحة يوم السكتة الدماغية |
Bu kırk beş dakika boyunca, beynimin sol yarıküresindeki kanama gitgide büyümeye devam etmekteydi. | TED | وفي الوقت ذاته، لمدة 45 زاد النزيف أكثر في نصف المخ الأيسر |