| Kraliyet Shakespeare Tiyatrosu'nun, Kral Lear oyunu biletlerini mi kastediyorsun? | Open Subtitles | تعني تذاكر لمسرحية الملك لير من إنتاج شركة شكسبير الملكية؟ |
| Şık arabamı, şık bebek arabasını, ...ve şık futbol biletlerini seviyorum. | Open Subtitles | أحب سيارتي الفارهة و العربة الفارهه و تذاكر مباريات كرة القدم |
| Tren... tren biletlerini iptal edeceğim ve uçak rezervasyonu yapacağım, tamam mı? | Open Subtitles | سوف ألغي تذاكر القطار، وسأقوم بحجز تذاكر طائرة، حسناً ؟ |
| Ne? O kapalı tribün biletlerini almak için bütün gece sırada bekledim. | Open Subtitles | لقد وقفت في طابور طوال الليل لأحصل على هذا المستوى من التذاكر |
| Ne yapıyorsun? Tutuklanacaksın. - biletlerini satma, olur mu? | Open Subtitles | لا تبيع تذاكرك حسنا لهذا السبب أنتي جريتي كل الميدان |
| Ben de dün gece gittiğin tiyatroya gittim ve tüm sezonun biletlerini aldım. | Open Subtitles | لذلك تمشيت إلى المسرح الذي زرته بالأمس، واشتريت تذاكر لكل عروضهم الموسمية. |
| Sezon biletlerini alarak başlayabilirsin. Mmm! | Open Subtitles | من الأفضل أن تبدأ فى إبتياع بعض من تذاكر الموسم |
| Uçak biletlerini kimin aldığını neden araştırmamışlar? | Open Subtitles | لماذا لم تحاول الشرطة معرفة من أشترى تذاكر الطائرة ؟ |
| Koduğumun biletlerini nasıl alacağımızı biliyorum, dostum. | Open Subtitles | أنا أعرف كيف يمكن أن نحصل على تذاكر سخيف، الرجل. |
| Dört küçük velet bulup onları tokatlarız... ve sonra da, biletlerini hacılarız abicim. | Open Subtitles | تغلبنا على القرف سخيف من أصل أربعة الصغار. مثل، تأخذ على تذاكر فوكين '. |
| Pekala, şimdi sıra bedava konser biletlerini dağıtmada. | Open Subtitles | حسناً ، حان الآن موعد توزيع تذاكر الحفل المجانية |
| Ama acil durumdu. Wham! biletlerini almamız gerekiyordu | Open Subtitles | كانت حالة طارئة كنا مضطرين لشراء تذاكر لمباراة مصارعة عنيفة |
| Şu Knicks biletlerini şimdi alabilir miyim? | Open Subtitles | هل يمكنني انتزاع تلك تذاكر نيك منك الآن؟ |
| Bu arada yaş günü için Francie'ye ikimiz adına Hollywood Bowling biletlerini aldım. | Open Subtitles | حصلت على تذاكر فرانكل إلى طاسة هوليود لعيد ميلادها من كلانا. |
| Birinin bu geceki Dodgers maçının biletlerini elinden çıkarmaya çalıştığını duydum. | Open Subtitles | سمعت اشاعة ان شخص يحاول ان يبيع تذاكر من اجل ليلة مبارة المحتالين |
| Son yolcuların biletlerini topladınız mı? | Open Subtitles | هل نحن آخر المسافرين الذين جمعت منهم التذاكر ؟ |
| Oğlumun grubunun yolculuğu için yapılacak eşya piyangosunun biletlerini getireyim. | Open Subtitles | دعنى اجلب يناصيب التذاكر من اجل رحلة فرقة ابنى |
| Tutuklanacaksın. - biletlerini satma, olur mu? - Tüm sahayı bu yüzden mi koştun? | Open Subtitles | لا تبيع تذاكرك حسنا لهذا السبب أنتي جريتي كل الميدان |
| - Katılıyorum. - Kuzenlerim hep onu soruyor. Şimdiden biletlerini aldılar. | Open Subtitles | أقربائي دائما يسألون عنه لقد اشتروا تذاكرهم مسبقا |
| Bize uçak biletlerini verecek olan adam. | Open Subtitles | الرجل الذي من المفترض أن يعطينا تذاكرَ الطائرات |
| Ben elmasları alayım, sen de uçak biletlerini al. | Open Subtitles | أنا سَأَحْصلُ على الماسِ، و انت تَحْصلُ على تذاكرِ الطائرات. |
| Metro biletlerini oniki yaşındayken aldığı bir cüzdanda tutar. | Open Subtitles | دائما ما يحتفظ بتذاكر المترو منذ كان عمره 12 سنة |
| - Bize iş kartlarını ve biletlerini verdiler. - Anımsıyorum şimdi. | Open Subtitles | وقد أعطونا تصاريح العمل وتذاكر الباص- أجل لقد تذكرت هذا الآن- |
| Belki Doktor Benton biletlerini kullanmaz. | Open Subtitles | اذا ربما دكتور بينتون لايريد استخدام تذاكره |
| Tren biletlerini aldım. | Open Subtitles | لقد ابتعت تذاكّر للقطار. |
| biletlerini nakit alan iki beyaz adamı. | Open Subtitles | رجلان قوقازيان يدفعان نقداً ثمناً لتذاكر |
| 6 dakikada tükenen Green Day konser biletlerini hatırlıyor musun? | Open Subtitles | هل تذكر حفلة "جرين داي" التي بيعت تذاكرها في ست دقائق ؟ |