"binalar" - Traduction Turc en Arabe

    • المباني
        
    • مباني
        
    • البنايات
        
    • بنايات
        
    • المبانى
        
    • الأبنية
        
    • مبانى
        
    • مبانٍ
        
    • للمباني
        
    • مبان
        
    • العمارات
        
    • وبنايات
        
    • الشاهقة
        
    • والمباني
        
    Bu binalar esnek değil ve hastanenin verimli çalışması için hastane yataklarının dolu olmasını gerektiren bir sistemle çalışıyorlar. TED وهذه المباني ليست مرنة، فهي تحافظ على النظام فيها بحيث يجب أن تبقى الأسرّة ممتلئة لكي يعمل المستشفى بكفاءة.
    Bir iki tane kundakçı ile bu eski binalar kağıt gibi yanar. Open Subtitles المزيد من المواد الحارقة يجعل تلك المباني القديمة تتطاير مثل ورق السيلوفان
    Bu binalar prestijli Steve... bunlar bana daha uzun vadede fazla para demek. Open Subtitles هذه المباني ذات هيبة يا ستيف تعني لي في المستقبل اكثر من النقود
    Kadınlar konuşabilir, siyahlar kayak yapabilir, beyazlar güçlü binalar yapabilir, güçlü güneşler oluşturabiliriz. TED تستطيع النساء الكلام، والسود يتزلجوا، يبني البيض مباني قوية، نحن نبني شمساً خارقة.
    Burada her zaman devasa binalar ve parke döşeli sokaklar yoktu. Open Subtitles هذا المكان لم يكن هكذا قديماً بهذه البنايات الهائلة والشوارع الحجرية،
    binalar daha küçük binalara yer açmak için giderek küçülüyorlar. Open Subtitles المباني أصبحت أصغر حتى ايضاً لنوفر مساحة لبنايات أصغر منها
    Orada kocaman binalar var. Neredeyse Ay'a değecek kadar büyükler. Open Subtitles هناك الكثير من المباني طويلة ما يكفي للوصول إلى القمر
    Bakır ve çinko kaplı metal kullanılan binalar sudaki iyon hareketliliğinin yol açacağı deliklere ve paslanmalara karşı hassastır. Open Subtitles المباني التي تستخدم مواسير النحاس الممزوجة بالحديد المجلف هي أكثر عرضة للثقوب والتآكل الناجمة عن حركة الأيونات في الماء
    ve farkettim ki 10 sene önce, bu tarzda binalar burada yoktu. TED وأدركت أنه منذ 10 سنة مضت ، لم تكن هذه المباني موجودة على الاطلاق
    Üzerinde çalıştığımız projelerde bu düz binalar, zevkli şekiller olabilirken, ancak maddiliği aynı hissi veriyor, gerçekten uzun zamandır araştırmaya çalıştığımız ve alternatifler keşfettiğimiz bir şey. TED في المشاريع التي عملنا عليها، هذه المباني الملساء، حيث أنها قد تكون بشكل فاخر، لكن الجوهر هو نفسه، شيء كنا تحاول البحث عنه حقا، واستكشاف البدائل.
    binalar karmaşık ekosistemlerdir bizim için yararlı ve zararlı olan mikroplar için yaşam alanıdırlar. TED المباني هي أنظمة بيئية معقدة التي تشكل مصدرا أساسيا للميكروبات التي تنفعنا، وبعض التي تضرنا.
    binalar pencerelerden ve mekanik havalandırma sistemlerinden içeri sızıp havada üreyen mikroplar tarafından doludurlar TED المباني محتلة من طرف ميكروبات تنتقل جوا تدخل عن طريق النوافذ وعن طريق أنظمة التهوية الميكانيكية.
    binalar servis yığınlarına dönüşüyor. TED فقد غدت المباني اليوم منظومات متكاملة من الخدمات
    Ama o zamana kadar bütün binalar akmıştı. TED ولكن يجب عليك أن.. حسناً، كل المباني كانت تسرب قبل هذا، لذا كان هذا..
    Amerika benim için büyük şehirdi, büyük binalar ve her yerde insanlar. Open Subtitles الولاية هنا كانت بلدة كبيرة, كانت مباني عملاقة والناس في كل مكان
    Ve günümüzde, mimarlar ve biyologlar bizlere sağşıklı binalar oluşturacak akıllı inşa tasarımları oluşturmak için beraber çalışıyorlar. TED واليوم، المعماريون وعلماء الأحياء يعملون معا لتحري تصميم بناء ذكي سينشئ مباني صحية لنا.
    Bahse girerim, buralara yeni binalar inşa etmekten kimse şikayette bulunmaz. Open Subtitles أعتقد أنهم لن يشتكوا من أحد لكي يبنوا البنايات في المنطقة
    Yüksek binalar ayakta dururlar, çünkü çelik iskeletleri vardır ve ormanda koşup zıplamazlar. TED البنايات الشاهقة تبقى واقفة لأنها تمتلك هياكل فولاذية ولا تركض أو تقفز حول الغابة.
    uyandırmaya çalışıyordum. Bu halk için o kadar heyecan vericiydi ve insanlar o kadar hevesliydi ki, daha büyük binalar TED وجدنا أن ذلك كان مثيرًا جدًا للناس، وأن الناس كانوا متجاوبين جدًا مع العمل، واحتجنا بعدها للعثور على بنايات أكبر.
    Şehir hava saldırılarına boyun eğmemişti ve paramparça olmuş binalar kalelere dönüştürülmüştü. Open Subtitles المدينه لم تخضع للهجوم الجوى الضارى و المبانى المهدمه تحولت إلى حصون
    Bu göz alıcı binalar sadece masrafsız değil, aynı zamanda ortaktı; merdivende komşunuza rastlardınız. TED لم تكن هذه الأبنية الساحرة، اقتصادية فحسب، كانت اجتماعية تصادف جارك باستمرار على السلم،
    Önceden yapılmış hiçbir şeye benzemeyen, binalar inşa etmekte ısrar ediyorsun. Open Subtitles تصر على أن تصمم مبانى تبدو كما لم تبنى من قبل
    Bu cihazlar büyük ve pahalı olduğundan, bizim de onlara uygun merkezi, büyük binalar yapmamız gerekti. Böylece o binalar modern hastanelerimiz oldu. TED ولأنها كانت كبيرة ومكلفة جدًا، احتجنا إلى مبانٍ ضخمة ومركزية لحفظها فيها، فأصبحت مستشفياتنا الحديثة.
    Ama hesaplamalarımıza göre, eğer bize isabet ederse bazı binalar hasar görebilir ve bir yere sığınmayanlar için tehlikeli olabilir. Open Subtitles و لكن حساباتنا تقول أنها إذا ضربتنا فإنها ستتسبب ببعض الضرر للمباني و خطرة لأي شخص لم يحتمي
    Ve dediklieri şey bu bir fırsat rakiplerimizin yeni teknoljiler için yeni binalar inşa etmek zorunda kalacaklar. TED وما يقولوه هؤلاء في هذه المناسبة هو أن على منافسينا تشييد مبان جديدة من أجل التكنولوجيا الجديدة.
    Yüksek binalar, saat kulesi Shimla'nın saat kulesinden bile yüksek. Open Subtitles العمارات العاليةِ وبيج بنِّ انها أكبر بكثير مِنْ برجِ ساعةِ شيملا
    Güzel evler, köprüler, binalar yapmanız için mühendis olmanız gerekmiyor. TED ليس عليك أن تكون مهندسا لبناء بيوت جميلة وجسور جميلة وبنايات جميلة.
    Demek ki çok verimli taşıtlar, binalar ve fabrikalar sadece petrol ve kömürden değil her ikisinin de yerine geçebilecek doğal-gazdan da tasarruf edilmesini sağlayabilir. TED لذا , المصانع والمباني والسيارات الإقتصادية جداً توفر الوقود والفحم و كذلك الغاز الطبيعي الذي يمكن أن يحل محلهما.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus