Bu çocuklar 35 yıllık koçluk yaşamımda çalışmış olduğum en iyi gruptur. | Open Subtitles | هؤلاء الأولاد هم أفضل مجموعة قمت بتدريبها في 35 عاماً من التدريب |
Bu çocuklar kullandıkları tüm yılların bedelini geri ödemek zorunda kaldı. | Open Subtitles | هؤلاء الأولاد ردوا ثمن ما كانوا قد أخذوه طوال هذهِ السنين |
Eğer haklıysam Bu çocuklar korkunç bir şeyin etkisi altındalar. | Open Subtitles | إذا كنت علي صواب فإن هؤلاء الفتية متورطون بشيء فظيع |
Claire, şu sahne ışıklarını yak da Bu çocuklar işe girişsinler. | Open Subtitles | كلير ، افتحي اضواء المنصه و اجلعي هؤلاء الشباب يستعدوا |
Benim düşüncem şu ki, Bu çocuklar üstünde çok büyük etkiler yaratabilirsiniz. | TED | لذا هذه هي فكرتي, أنه يمكنك التأثير بشكل كبير على هؤلاء الأطفال. |
Tamam, neyse. Bu çocuklar hafta sonu için misafirimiz. Teknik olarak yurtta kalmamız gerekiyordu ama oda arkadaşımız biraz... | Open Subtitles | حسنا مهما يكون هؤلاء الرجال ضيوفنا في عطلة نهايه الاسبوع حسنا , تكتيكيا , من المفترض ان نبقى بالمساكن |
Bu çocuklar ve benim Tanrım bugün kıl payı kurtuldu. | Open Subtitles | أولئك الأطفال و إلهي تمّ إنقاذهم بواسطة شعرة هذا اليوم. |
- Bu çocuklar bizi Whitaker'a götürür. | Open Subtitles | هؤلاء الفتيان سيقودونا إلى الزعيم مباشرة |
Yaşlandığın zaman, Bu çocuklar ben yaşlandığım zaman ülkeyi yönetiyor olacak. | Open Subtitles | و هؤلاء الأولاد عندما أصبح عجوزا هم سيديرون الدولة أجل |
Ben yaşlandığım zaman Bu çocuklar bana bakacak. | Open Subtitles | عندما أصبح عجوز هؤلاء الأولاد سيعتنون بي |
Çünkü beyler, Bu çocuklar şu anda nergis çiçeklerini gübreliyor. | Open Subtitles | لأنه يا سادة، هؤلاء الأولاد هم الآن سماد للنرجس |
Yani Bu çocuklar büyük saldırıyı yeniden planlamak için geri çekilen gerçek askerlerin yerine mi gönderildi? | Open Subtitles | أتقصد أن هؤلاء الفتية هم بدائل لقوات أكثر خبرة تم إرسالهم للخطوط الخلفية لتتنظم للهجوم الكبير؟ |
Ama protesto etme hakkını savunan Bu çocuklar kim? | Open Subtitles | لكن من هؤلاء الفتية الذين يدافعون عن حقهم في الاحتجاج؟ |
- Hiç kolay olmadı... ama Bu çocuklar canavar gibi. | Open Subtitles | لم يكن عملاً سهلاً لكن هؤلاء الشباب يعملون كالحيوانات |
Bu çocuklar iyi birine benziyor ama inek oldukları aşina. | Open Subtitles | هؤلاء الشباب يبدون لطفاء ، لكنهم مغفلين تماماً |
Mutluydum, çünkü Bu çocuklar Scratch'i tam da bizim istediğimiz şekilde kullanıyorlardı. | TED | كنت سعيدًا لأن هؤلاء الأطفال كانوا يستخدمون سكراتش بالضبط كما كنا نأمل. |
Bu çocuklar yarım akıllı oldukları için büyük gurur duyuyorlar. | Open Subtitles | يأخذ هؤلاء الأطفال فخر هائل في أن يكون عقلي فرعي. |
Bu çocuklar özel hayatımın her köşesine kara küf gibi yayıldılar. | Open Subtitles | هؤلاء الرجال يتسربون في جميع أركان حياتي الشخصية مثل العفن الأسود |
Ama Bu çocuklar şimdi trenlerin üstüne kabak parçaları koyan çocuklardır. | TED | لكن أولئك الأطفال هم أطفال يضعون بقع اليقطين على القطارات. |
Bu çocuklar senden hoşlanıyorlar çünkü bunu onlar için fazla kolaylaştırıyorsun. | Open Subtitles | هؤلاء الفتيان يحبونكِ فقط لأنكِ سهله جداً بالنسبة لهم |
Bu çocuklar ya terkedilmiş ya da aileleri, üst sınıf insanlar tarafından öldürülmüş. | Open Subtitles | هؤلاء الصبية إمّا أنهم منبوذون أو أن آبائهم قد قُتلوا بواسطة طبقة الأرستقراطيين. |
Bu çocuklar, bu öğleden sonra nehire araba iten üç adam görmüşler. | Open Subtitles | هؤلاء الاولاد اخبروني انهم شاهدة ثلاثة رجال دفعوا بسياراتهم الي داخل النهر ظهر اليوم |
Bu çocuklar, dışarı çıkınca, yalnızlar. | Open Subtitles | إسمعوا هؤلاء الشبان يخرجون للعالم لوحدهم |
Diyorum ki, Bu çocuklar küheylanlarında pek gürleyemiyorlar, değil mi? | Open Subtitles | إن هؤلاء الرفاق لا يشعرون بشيءٍ داخل مركباتهم الطائرة, أليس كذلك؟ |
Bu çocuklar, 8, 9 ve 10 yaşlarında ancak 70 yaşında hatta daha yaşlı bir insanın fiziksel özelliklerine sahipler. | Open Subtitles | هؤلاء الأطفالِ كُلهم بعمر 8,9,10 سنوات مع ذلك عِنْدَهُمْ نفس الخصائص الطبيعية لشخص في عمر السبعين او اكثر |
Bu çocuklar ertesi gün yine köşelerindeki yerlerini aldılar. | Open Subtitles | أولئك الفتية يعودون للزوايا في اليوم الموالي |
Bu çocuklar nasıl olurda istatistik yapıyor olabilir? | TED | فكيف يُعقل أن هؤلاء الصغار يقومون بإحصاءات ؟ |
Bu çocuklar -- başka bir şey daha var: Bu insanların sesini duyurmalarını istedik. | TED | هؤلاء الاطفال هم .. شيء آخر .. أريد ان اعطي السكان الاصلين صوتاً |