Bu genç adam kesinlikle bu ülkenin düşmanlarında biri değil . | Open Subtitles | ذلك الشاب بالتأكيد ليس أحد بلاده الأعداء. |
Bu genç adam, bir baba olarak sorumluluğunu kabul edip, okula döndü. | Open Subtitles | لقد تقبل ذلك الشاب مسؤوليته كأب و عاد للمدرسة |
Bu genç adam aslında hiçbir şey yapmayarak sana çok güzel bir teklif getirdi. | Open Subtitles | هذا الرجل الشاب مستعد ليقدم لك عرضاً عرضاً جذاباً |
Bu genç adam aslında hiçbir şey yapmayarak sana çok güzel bir teklif getirdi. | Open Subtitles | هذا الرجل الشاب مستعد ليقدم لك عرضاً عرضاً جذاباً |
Alkışlanmadan geleceğini sanmıyorum çünkü Bu genç adam bugün 21 yaşına giriyor! | Open Subtitles | أنتظروا للحظة، أتركوني أصلح هذا، لجَلْب هذا الرجل الصغير للخارج هنا،لأنه اليوم سيكمل عامه 21 |
Evet, sevgili konuklar, Bu genç adam şimdi size derinliği 2 metreyi aşan bu havuzda herkesin cesaret edemeyeceği nefesleri kesecek bir gösteri sunacak. | Open Subtitles | أيها الناس، هذا الشابِّ الرائعِ سَيُؤدّي لَكم بَعْض المشاهد المدهشة و عمل بطولي مدهش جريئ في الماء على عمق 6 أقدام |
Kısa bir süre içinde Bu genç adam ve Güney Amerikalı kardeşleri ülkelerinin umut ve hayallerini sürdürmek adına sahada olacaklar. | Open Subtitles | لحظات و نشاهد هذا الشاب مع رفاقه من جنوب امريكا للحفاظ على امال امة بحالها و ابقاء احلامهم على قيد الحياة |
Gerçek şu ki, Bu genç adam... sigortacılık denen bu çılgın işteki... en iyi risk değerlendirme uzmanıdır. | Open Subtitles | الحقيقة هي ان هذا الشابّ هنا هو أفضل خبير تقدير للخطر في كل ميتشيجون نحن ندعوه عمل تأمين |
Bu genç adam. | Open Subtitles | هذا الشّاب. |
Çocuklar konusunda bize Bu genç adam yardımcı oldu. | Open Subtitles | كان لطيفاً من قِبل ذلك الشاب أن يساعدنا مع الأطفال |
Bu genç adam her sabah ilk gelen ve son giden oluyor. | Open Subtitles | ذلك الشاب يأتي أول شخص في الصباح ويغادر آخر شخص |
Yani, açıktır ki Bu genç adam o sadece istediği cevapların bazıları | Open Subtitles | أعني، من الواضح أن ذلك الشاب يريد بعض الأجوبة فحسب |
Pek zorlu bir av olmayacağını düşünseniz de Bu genç adam üniversitesinin koşu takımının yıldızı. | Open Subtitles | وإذا كنتم تظنون أن هذا ليس بتحدٍ كبير، فاعلموا أن هذا الرجل الشاب هو نجم عدّاء بالجامعة. |
Glee kulübü, William, Frodo Yanımda duran Bu genç adam Müfettiş Harris'in tek yeğeni Bay Myron Muskovitz. | Open Subtitles | أريد أن أطلب منك خدمة نادي جلي, ويليام فوردو هذا الرجل الشاب الذي يقف بجانبي |
Savaştan kısa bir süre sonra, Bu genç adam, Yutaka Taniyama, Taniyama-Shimura Varsayımı adı verilen muhteşem varsayımı geliştirmişti. | TED | فبعد الحرب بفترة قصيرة هذا الرجل الشاب " ياتاكا تانياما " خرج بفرضية مميزة أسماها فرضية تانياما-شيمورا |
Bu genç adam ordumuzda hizmet vermeyi amaçlamıştı. | Open Subtitles | هذا الرجل الصغير كان مُصراً على الخدمة فى جيشنا |
Bu genç adam da kim? | Open Subtitles | . من هذا الرجل الصغير ؟ |
Bu genç adam seninle orta saha savunmasının inceliklerini tartışmak istiyormuş, Rod. | Open Subtitles | هذا الشابِّ يوَدُّ أَنْ يُناقشَ نقاط الضعف في دفاعِ وسط الملعب مَعك، رود |
Oh, Tanrım, Martha, Bu genç adam ne kadar büyümüş! | Open Subtitles | "أوه، يا إلهي، "مارثا كَمْ كبّر هذا الشابِّ |
Af edersin,fakat Bu genç adam, sizinle yaşadığını iddia ediyor | Open Subtitles | عفوا منك ، ولكن يدعي هذا الشاب انه يقيم معك. |
Gerçek şu ki, Bu genç adam... sigortacılık denen bu çılgın işteki... en iyi risk değerlendirme uzmanıdır. | Open Subtitles | الحقيقة هي ان هذا الشابّ هنا هو أفضل خبير تقدير للخطر في كل ميتشيجون نحن ندعوه عمل تأمين |
Bu genç adam. | Open Subtitles | هذا الشّاب. |
Ama günün birinde Bu genç adam George Bailey'den iş isteyecek. | Open Subtitles | لكن قريباً جداً سنجد الشباب يطلبون من (جورج بايلي) فرصاً للعمل |