Will, neler hissettiğini anlıyorum, ...ama bu olayda Bu kararı vermeye çok yakınsın. | Open Subtitles | ويل,أفهم ما تشعر به لكنك قريب جدا من هذه القضية لتتخذ ذلك القرار |
Eğer Bu kararı bu kadar kolay verebilseydin onu pek de fazla istemediğine işaret olurdu. | Open Subtitles | إن كنت قادراً على إتخاذ هذا القرار بسهولة لكان إشارة على أنك لم تردها بشدة |
Bu kararı zamanında zaten vermiştim. Babama ilk inmesi geldiğinde, hayatımı ziyan etmeyeceğime dair bu kararımı vermiştim. | Open Subtitles | حين تلقى أبي ضربته الأولى اتخذت هذا القرار بأنني لن أضيع حياتي |
Bu kararı vermende yardımcı olmam için bana bel bağlayamazsın. | Open Subtitles | ولا يمكنك أن تعتمدي علي لأساعدكِ في اتخاذ هذا القرار. |
Daha benimle görüşmeden Bu kararı nasıl verebilir? | Open Subtitles | انتظر لحظة، كيف له ان يتخذ هذا القرار وهو لم يقابلني حتى؟ |
Bütünüyle mantık temelinde olan bir taktikte Bu kararı vermem gerekiyor. | Open Subtitles | سمحت لمشاعري أن تؤثر على رأيي يجب أن اتخذ هذا القرار |
Ben de Bu kararı verecek kadar tecrübeli olmadığını düşünüyorum. | Open Subtitles | ولا أعتقد أنك تمارسين المحاماة بما يكفي لتتخذي ذلك القرار |
Gidip bir arkadaşınızı bulun ve ona Bu kararı nasıl aldığınızı anlatın. | TED | حاولوا البحث عن صديق واشرحوا له كيف قمتم باتخاذ ذلك القرار. |
Ve ya Bu kararı verirken şirketim ve benim için en iyisi için işverenimle pazarlık ederdim | TED | أو يمكن أن أتفاوض مع صاحب العمل ليأخذ ذلك القرار من أجل مصلحتي ومصلحة شركتي. |
Madem Bu kararı veremeyeceksin dizlerinin üzerine çök ve bir şeyin seni o kararı verebilecek düzeye getirmesi için hızlıca ulaştırması için dua et. | Open Subtitles | إن لم تستطع إتخاذ هذا القرار فالأضل أن تنحني على يديك وركبتيك وتدعوا لشيء يوصلك إلى هذا سريعاَ |
Bu kararı bana bırakmalısın. | Open Subtitles | يجب عليك بأن تسمح لي إتخاذ هذا القرار بهذا الموقف |
Bunun yanlış olduğunu bildiğin için, Bu kararı bensiz aldın. | Open Subtitles | لقد اتخذت هذا القرار من دونى.. .. لأنك تعرف أنه خاطىء. |
Bu kararı bana danışmadan mı verdin? | Open Subtitles | وكنت اتخذت هذا القرار دون حتى التفكير حول التشاور معي؟ |
Herşeyi ardında bırakıp gitmek çok ciddi bir karardı ve kimse Bu kararı kolay almıyor. | TED | لقد كان قرارًا يائسًا أن تذهب وتترك كل شيء وراءك، ولا يستطيع أحد اتخاذ هذا القرار بسهولة. |
Aslında Bu kararı vermeme Lalita yardım etti. | Open Subtitles | في الحقيقة كانت لاليتا من ساعدتني على اتخاذ هذا القرار |
Kimse senin için Bu kararı veremez. | Open Subtitles | لا تستطيعُ أن تدع أحدًا يتخذ هذا القرار نيابةً عنك |
Kaybedecek bir şeyimiz olmadığını düşündüğü için Bu kararı verdi. | Open Subtitles | وكان يعتقد بأننا لن نخسر شيئا ان اتخذ هذا القرار |
Ben, bilmiyorum, Patrick. Bu kararı ben veremem. | Open Subtitles | لا أعرف يا باتريك لا يمكنني أن أتخذ هذا القرار |
O yüzden Bu kararı benim yerime alacak birine ihtiyacım var. | Open Subtitles | لذا أريد من أثق به ليقوم بهذا القرار عني.. |
Ama ben bilmenizi isterim ki Bu kararı vermesi kolay olmadı. | Open Subtitles | ولكن اردت ان اقول انها لم تتخذ هذا القرار باستخفاف |
Bu kararı ben vermeliydim sen değil. | Open Subtitles | ما أعنيه هو أن ذلك كان يجب أن يكون قرارى أنا و ليس قرارك أنت |
Bu kararı, yasal faktörleri, değiştirilmiş kanunları, ve ev içi şiddete dair yapılan çalışmaları göz önüne alarak verdik. | Open Subtitles | توصلنا لهذا القرار بعد الاطلاع على القوانين والتغير في القوانين ومراجعة تأثير التعنيف العائلي |
- Bu kararı kendi kendine mi aldın? | Open Subtitles | و أنتِ اتخذتِ هذا القرار وحدكِ |
Benim fikrimi almadan Bu kararı ikimiz adına verdiğin için sağol. | Open Subtitles | شكرا لقرارك هذا قرار كهذا كان لابد أن أوفق عليه |
Bu kararı vermekte zorlanıyor olamazsın. | Open Subtitles | (فيل)، لا يعقل أن تكون في حالة صراع مع هذا القرار. |
- Sanki benim kararımmış gibi konuşuyorsun. - Bu kararı ben de vermedim. | Open Subtitles | تتحدثين كما لو كان ذلك قراري أنا- لم يكن قراري وحدي أنا أيضا- |