| Bu dört düğmeden birine bastığınızda, Bu kutu, yan odadaki ışıklardan birini yakarak öğretmene, soruya nasıl cevap verdiğinizi gösterecek. | Open Subtitles | عندما تضغط على واحد من هذه الأزرار الأربعة فإن هذه العلبة ستشعل نوراً في الغرفة المجاورة لتشير للأستاذ كيف هي استجابتك للأسئلة |
| Bu kutu nedir? . Aptal.. | Open Subtitles | ما هذه العلبة ؟ |
| Eminim Bu kutu çalıntı araba parçalarıyla doludur. | Open Subtitles | أنا متأكد أن ذلك الصندوق مليء بأجزاء مسروقة. |
| Bu kutu açılmış ve birkaç şişe alınmış gibi duruyor. | Open Subtitles | الصندوق هذا كانّ مفتوحاً ويبدو كأن أحدى الزُجاجات قد اُخِذت |
| Bu kutu tarihin en önemli keşiflerini içeriyor. | Open Subtitles | هذا الصندوق يحتوي على اهم الاكتشافات في تاريخ البشرية |
| Bu kutu Guggenheim'da gösterilebilir. | Open Subtitles | يمكن لذلك الصندوق أن يُعرض في متحق "غوغنهايم". |
| Ne komik değil mi! Bu kutu gerçekten de 400 doları hak ediyormuş. | Open Subtitles | يا صاح، هذا الصندوق كان يستحق الـ 400 دولار حقاً. |
| Sana sorum şu, neden Bu kutu diğerleriyle kasede değil de burada tek başına? | Open Subtitles | وسؤالي لكِ، لمَ علبة أعواد الثقاب هذه بمفردها وليست في الوعاء مع بقيّة المجموعة؟ |
| Bu kutu içinde gerçekten köpek varmış gibi ağır. | Open Subtitles | حتى أن هذا الصندوق يبدو ثقيلاً كفاية ليبدو بأن كلب بداخله |
| Bu kutu yenmemiş. | Open Subtitles | هذه العلبة لم تأكل |
| Bu kutu hediyen için çok büyük. - Hayır, değil. | Open Subtitles | - هذه العلبة أكبر مما جلبته |
| Bu kutu... | Open Subtitles | هذه العلبة... |
| Bu kutu neden senin için o kadar önemli? | Open Subtitles | لماذا ذلك الصندوق مهم للغاية بالنسبة لكِ ؟ |
| Bu kutu. | Open Subtitles | ذلك الصندوق.. |
| Yani Bu kutu, onların işine yarayacaktı. | Open Subtitles | معهم ينفع لا الصندوق هذا اذا |
| Bu kutu hiç var olmadı. | Open Subtitles | موجود غير الصندوق هذا |
| Hı? Bu kutu tarihin en önemli keşiflerini içeriyor ve bütün insanoğlu bu bilgilere karşılık olmadan erişmeyi hakediyor. | Open Subtitles | هذا الصندوق يحتوي على اهم الاكتشافات في تاريخ البشرية |
| Şimdi kabile ödevlerinize gelelim. Bu kutu dokuz farklı alet barındırıyor. | Open Subtitles | هذا الصندوق يحتوي على تسع أدوات مختلفة. |
| Bu kutu Guggenheim'da gösterilebilir. | Open Subtitles | يمكن لذلك الصندوق أن يُعرض في متحق "غوغنهايم". |
| Biliyorum ama Bu kutu kanıt dolabındaydı ve bana verilmesini sağladım. Belki içinde işine yarayacak bir şeyler vardır. | Open Subtitles | أعلم، لكن هذا الصندوق كان في خزانة الأدلة وقد أخرجته، ربما يكون شيئًا ما هنا يفيدكِ |
| Sana sorum şu, neden Bu kutu diğerleriyle kasede değil de burada tek başına? | Open Subtitles | وسؤالي لكِ، لمَ علبة أعواد الثقاب هذه بمفردها وليست في الوعاء مع بقيّة المجموعة؟ |
| Ayrıca Bu kutu şişko kafama yapıştı. | Open Subtitles | بالإضافة إلى أن هذا الصندوق قد إلتصق برأسي السمين |