Bu oyunu ne kadar sevsem de, bunu düzeltmek kadar önemli değil. | Open Subtitles | بقدر ما أحب هذه اللعبه, فإنها ليست بنصف أهمية أن أكون معهم |
Yola çıktığımızdan beri her gece Bu oyunu düşledim Semiz Adam. | Open Subtitles | لقد حلمت بهذه اللعبة ايها البدين كل يوم. |
Şimdi, Bu oyunu seveceksin. Mükemmel bir elin olacak. | Open Subtitles | الآن، أنت ستحب هذه اللعبةِ أنت ستحصل مجموعة أوراق رائعة |
Fakat, iki kişi Bu oyunu oynayabilir mi, oynayamaz mı? | Open Subtitles | لكن إثنان يمكنهم لعب هذة اللعبة أليس كذلك ؟ |
Johnny sizi gerçekten severdi çocuklar... ve Bu oyunu da severdi. | Open Subtitles | جوني قد أحبكم جميعاً وقد أحب هذه اللعبة وأحب هذا المكان |
Endişe etmemiz gereken tek bir şey var millet Bu oyunu kazandıktan sonra, gözümüze kadar sokacakları kameralar. | Open Subtitles | بعد أن ننهي هذه المباراة ستسلط أضواء الكاميرات علينا |
Bütün bir yıl bir sopayla vursan yine de Bu oyunu öğrenemezsin! | Open Subtitles | عام كامل من الضرب بالعصي لن يعلمك هذه اللعبه |
Bu oyunu seviyorum, ve sizinde sevdiğinizi biliyorum. | Open Subtitles | انا احب هذه اللعبه واعلم انكم كذلك ايضاً |
Bu oyunu daha fazla oynamamız gerektiğini düşünüyorum. | Open Subtitles | انا لا اعتقد اننا يجب ان نلعب هذه اللعبه مره اخرى |
Bu oyunu kazanmak için, güzel bir kutu ve güzel bir arkadaş gerekir. | Open Subtitles | لتفوز بهذه اللعبة تحتاج الى علبة جميلة صديقة جميلة |
Ne kadar zamandır mantıksız kurallarla Bu oyunu oynuyoruz? | Open Subtitles | كم طال على قيامنا بهذه اللعبة وفق قوانين لا تبدو منطقية |
Eğer çocukların yoksa Bu oyunu kazanamazsın. | Open Subtitles | لا يمكنك الفوز بهذه اللعبة إذا لم يكن لديك أطفال |
Bu oyunu ERKEK GiBi OYNAMAYI OGRENiRSiNiZ. | Open Subtitles | يَتعلّمُ أَنْ يَلْعبَ هذه اللعبةِ مثل الرجالِ. |
Bu oyunu kazanmak için şövalyeler gerekiyor. | Open Subtitles | لكى ترِبْح هذه اللعبةِ , أنت سَتَحتاجُ فرسانَكَ. |
Bu oyunu istediğin kadar oynayabilirsin. | Open Subtitles | تستطيع ممارسة هذة اللعبة المدة التى تريدها |
Bay Mayfield bir silah üreticisi, Reggie, ...çünkü Bu oyunu ancak güçlü olanlar oynayabilir. | Open Subtitles | السيد "مايفيلد" هو مُصنع للأسلحة لأن هذة اللعبة بالتحديد يمكن أن تُلعب بالقوة فحسب |
Onu görmeye ormana gitmek veye Bu oyunu oynamak aynıdır. | Open Subtitles | تدخل الى الغابة لتراها أو تلعب هذه اللعبة هو ذاتها. |
Endişe etmemiz gereken tek bir şey var millet Bu oyunu kazandıktan sonra, gözümüze kadar sokacakları kameralar. | Open Subtitles | بعد أن ننهي هذه المباراة ستسلط أضواء الكاميرات علينا |
Bu oyunu çocuklarıyla yemek masasında oynamak için heyecan duyuyorlardı | TED | كانوا متحمسين للغاية ليلعبوا هذه الألعاب مع أطفالهم على مائدة العشاء. |
Bu oyunu zamanında ben de oynadım ve bunda çok da iyi olduğunuz söylenemez. Hayır, ben ona yardım etmeye çalışıyorum. | Open Subtitles | لعبت تلك اللعبة بنفسي وانت لست جيد بذلك |
En başında Bu oyunu yazabilmeni kim sağladı onu da düşün istersen. | Open Subtitles | ربما عليك ان تُفكر بمن جعلك تكتب هذه المسرحية في المقام الأول |
Bu oyunu iki kişi oynayabilir. | Open Subtitles | إثنان يُمْكِنُ أَنْ يَلْعبَ في تلك اللعبةِ. |
Sonsuza kadar Bu oyunu oynayamam. | Open Subtitles | لا يمكنني أن ألعب هذه الّلعبة إلى الأبد. |
Eminim, Frank geçen sene Bu oyunu oynamıştır. | Open Subtitles | أنا واثق أن فرانك لعب هذه اللعبة في السنة الماضية |
Size bu aşağılık konuşmalar ve dalga geçmelerle... Bu oyunu lekeleme hakkını ne veriyor? | Open Subtitles | من أعطاك الحق في تلويث اللعبة التي أحبها بكلام مقزز وسخرية؟ |
Hiçbirimiz onun Bu oyunu bu kadar ciddiye aldığını farkedememiştik. | Open Subtitles | لم يكن بأستطاعتنا رؤيته الأخذ باللعبة بقدر ما فعل هو |
Beni buraya çağırdın madem, şimdi Bu oyunu sonuna kadar oynayacağız. | Open Subtitles | لقد قمت بإستدعائي هنا لذا دعنا نستمر بتلك اللعبة حتى النهاية |