Cody gizlice kaçıp izinsiz olarak birini aradığı için cezalandırılıyor. | Open Subtitles | (كودي) معاقب لتسلله لإجراء اتصال من دون إذن |
Bir şey için cezalandırılıyor muyum? | Open Subtitles | هل انا معاقب على شيء ما؟ |
Tam olarak mükemmel biri sayılmazdı ama ne zamandan beridir hırsızlık ve yalan, ölümle cezalandırılıyor? | Open Subtitles | (بورسيس) المسكين لم يكن بالضبط الشحص المثالي ولكن عندما اصيح كاذب وسارق عوقب بالموت؟ |
Bizi rehine olarak tutmasından dolayı cezalandırılıyor. | Open Subtitles | عوقب لأنه يحتجزنا كرهائن |
Lakin yanlış istihbarat verilirse ya da grup üyelerinden biri suç işlerse tüm grup cezalandırılıyor. | Open Subtitles | لكن إن أدلى أحد بمعلومة زائفة أو أثِم، فإنّ مجموعته برمّتها تُعاقب. |
Bunun için cezalandırılıyor muyum? | Open Subtitles | هل سأعاقب على هذا؟ |
Bir şey yüzünden cezalandırılıyor muyuz? | Open Subtitles | هل نحن معاقبون لشيء ما؟ ؟ |
Ve Bill, tüm sevdikleri hepsi cezalandırılıyor. | Open Subtitles | و بيل , الأشخاص الذين يحبهم جميعهم يعاقبون |
- Joe cezalandırılıyor. | Open Subtitles | ان جو معاقب |
cezalandırılıyor muyum? | Open Subtitles | هل أنا معاقب ؟ |
Demek istediğim, Fargo bir savaş kalıntısını güzel bir şeye çeviriyor ve sonra cezalandırılıyor çünkü o aslında felaketi önlemek için bize yardım etmeye çalışıyor. | Open Subtitles | أعني، قام (فارجو) بتحويل ...تذكار لحرب إلى شيء جميل و الحياة أكدت هذا ثم عوقب لأنه يحاول مساعدتنا في تفادي كارثة |
Hayatımı kurtardığı için cezalandırılıyor olması adil değil. | Open Subtitles | ليس من العدل أن تُعاقب لإنقادها لحياتي |
Uzaklaşmalısınız. Şehir cezalandırılıyor. | Open Subtitles | يجب ان تذهب بعيداً المدينة بدائت تُعاقب |
Yalanım için cezalandırılıyor olmalıyım! | Open Subtitles | سأعاقب للكذب |
Bir şey yüzünden cezalandırılıyor muyuz? | Open Subtitles | هل نحن معاقبون لشيء ما؟ ؟ |
İnsanlar günahlarım için cezalandırılıyor? | Open Subtitles | الآخرون يعاقبون لآثامي؟ |